Bir turizm cenneti olan Kahramanmaraş'ın turistik yerleri ve tarihi eserlerini sizler için derledik.
131
MARAŞ ULU CAMİİ (CAMİ-İ KEBİR)
Kahramanmaraş kalesi güney etekleri, kent meydanında yer alır. Özgün bir Dulkadirli eseri olan yapının: Esas inşa tarihi 1442-1454, banisi Dulkadirli Süleyman Bey olup; oğlu Alaüddevle Bey’in yapıyı 1501-2 tarihlerinde yenilercesine yaptırdığı onarım, bu tarihin inşa tarihi olarak kabul edilmesinde etken olmuştur.
231
Doğu-batı doğrultuda dikdörtgen bir form gösteren yapıda harim kısmı, mihraba dik atılan sivri kemerler ile yedi sahna bölünmüştür. Yapının mukarnaslı, kolyeli Köşk Minaresi ve harime girişi sağlayan mukarnas kavsaralı Taç Kapısı ayrıca önemlidir.
331
ESHAB-I KEHF KÜLLİYESİ
Afşin’in 8 km kadar batısında yüksek bir tepe üzerindeki yapı topluluğudur. Afşin için ayrı bir öneme sahip bu bölge Tarihi, kültürel bir ziyaret alan olması yanında, manevi değeri(Kuran’da Kehf Suresi'nin 9 ile 26. ayetleri arasında geçen Mağara arkadaşları manasına gelen, Ashab-ı Kehf efsanesine göre yedi gencin 309 yıl saklandıkları kutsal mağaranın bu külliye içinde olduğu inancı) nedeni ile de ayrıca önemlidir.
431
Tarihte de bu değer kabul görmüş olacak ki ecdat bölgeyi camii, çeşme, han/kervansaray, medrese yapıları ile adeta insanların uğrak merkezi haline getirmiştir. Bugün de üslup ve özellikleri ile Eshab-ı Kehf Külliyesi ve Kutsal Mağara ziyaretçilerini beklemektedir.
531
MALİK EJDER (EŞTER) TÜRBESİ
Şehrin güney tarafında, merkeze 6 km uzaklıkta Aksu Mahallesi. sınırlarında bulunan yapının aslen 1201 yılında yaptırıldığı belirtilir. Kumaşır Gölüne bakan tepede yer alan yapı; Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden yapılan merkezi planda küçük mescidi, türbe kısmı ve çevre düzeni ile atıl durumdan kurtarılmış, ziyarete açılmıştır.
631
Türbede yattığı rivayet edilen Malik Ejder; Aslen Yemenli asker olup adı Malik’tir. ‘’El Eşter(göz kapakları ters)’’onun takma ismidir. Bizans ile yapılan Yermük Savaşında gözünden yaralanmış, sonraları bu isimle anılır olmuştur. Önemli İslam komutanlarındandır. Kuzey Suriye’de uzun süre gaza ve cihat hareketlerinde bulunmuştur. 637’de Hz Ömer(r.a) ile Maraş fethine katılmıştır. Hz. Ali’nin sağ koludur. Hz Ali(r.a) Onu Mısır’a vali olarak atar, görev yerine gideceği sıra Kalzum denilen yerde Muaviye tarafından zehirlenerek öldürtülür. Maraş’a getirilip bir tepe üzerine gömüldüğü rivayetler arasındadır. Maraşlı onun gücünü, kudretini, mücadele ruhunu, liderlik özelliklerini çok sevmiş onu benimsemiştir.
731
HATUNİYE CAMİİ(ŞEMS HATUN CAMİİ)
Tarihi Kurtuluş Mahallesinde bulunan yapı Dulkadirli Beyi Alaüddevle eşi Şems Hatun adına 1510 yılında inşa ettirmiştir. Örtü ahşap sistem üzeri kiremit ile kaplanmış olan yapının duvarlarında Düzgün kesme taş işçiliği görülür.
831
Yapıya özgün duruş ve ihtişamlı bir görünüş kazandıran 21.30 metre yükseklikteki Köşk Minaresi ayrıca önemlidir. Yapının içerisinde hanım Şems Hatun’un türbesi yer alır.
931
TAŞ MEDRESE VE TÜRBE
Kent meydanında Ulu Cami ile bütünlük oluşturan yapı; Dulkadirli Alaüddevle Bey tarafından XV. yüzyıl sonlarında inşa ettirdiği anlaşılmaktadır. Tek katlı, açık avlulu, tek eyvanlı medrese plan düzeni gösteren yapı, Güneyinde mescidi, gerisinde açık avlusu ve öğrenci odaları binayı tamamlar. Yapıda ön plana çıkan düzgün kesme taş işçiliği ve Memluklu tarzı mukarnaslı pencere uygulaması önemlidir.
1031
Türbe Kısmı ise: Alaüddevle Bey’in, Safevilerce katledilen oğlu Şahruh Mehmed adına 1510 yılında inşa ettirmiştir. Kare formda, içten kubbeli dıştan piramidal örtü ile kapatılan yapı, medrese ile bütünlük arz eder. Türbedeki sandukaların biri de Alaüddevle beyin kızıdır ve diğer altı sanduka ise Kurtuluş Savaşı milli kahramanlarına aittir.
1131
GELENEKSEL TARİHİ MARAŞ KONAKLARI
Türk-Sivil Mimarisinin bir zincir halkasını da Tarihi Maraş Konakları oluşturur. Enikli/Kuzulu Kapısı, geniş avlusu, yüksek duvarları, patır patır akan süslü çeşmeleri, cepheyi hareketlendiren cumbaları, bağdadi duvar örgüleri ile yöreye has karakteristik özellikler ile sivil mimarinin en nadide örnekleri buradadır.
1231
Bu kapsamda Dedeoğlu Konakları, Kocabaşlar Konağı, Mahmut Arif-i Paşa Konağı, Deli Gönül Konağı ve daha birçokları kapılarını açmış konuklarını beklemektedir.
1331
TAŞ KÖPRÜ/CEYHAN KÖPRÜSÜ
Kahramanmaraş-Kayseri yolu, kent merkezine 11 km uzaklıkta Kılavuzlu Mahallesi sınırlarında yer alır. Ceyhan nehri üzerinde olmasından dolayı bu isim ile anılır. 16. Yüzyıla ait olduğu düşünülen yapı Doğu-batı doğrultuda 158,00 metre uzunlukta altı kemer gözünden oluşur. 24.60 metre ölçülerinde anıtsal kemer gözü ile köprü tarihte bir teknoloji harikalarındandır. Moloz taş malzemenin kullanıldığı yapı ihtişamlı duruşu ile günümüze kadar gelebilmiştir.
1431
GERMENİCİA ANTİK KENTİ
Kahramanmaraş Germenicia Antik Kenti Kahramanmaraş'ta iki mahalle, Roma İmparatorluğu'ndan kalma eserlerin üzerinde oturuyor. Geçmişte gecekondu olan ancak sonradan imar affıyla tapu verilen bölgedeki evlerden birinin alt kat odasında eşsiz Germenicia mozaiği yer alırken, evin üst katında insanlar yaşamaya devam ediyor. Milattan sonra 300-400 yıllarına ait olan Germenicia Antik Kenti'nin mozaiklerinin bir bölümü, geçtiğimiz yıl kaçak kazılar yapılırken ihbar üzerine ortaya çıktı. Yetkililer kamulaştırma sonrasında mozaikleri kurtarma çalışmalarının başlatılacağını ifade ediyor. Bazı evler sit alanı olarak tescil edilse de kamulaştırma çalışmasının yavaş ilerlediği dikkat çekiyor.
İhbar sonucu ortaya çıkan mozaikler, sadece buz dağının görünen yüzü. Germenicia mozaikleri, Kahramanmaraş'ın Bağlarbaşı ve Dulkadiroğlu mahallelerindeki 4 farklı evde tespit edildi. Şimdilerde Kahramanmaraş'ın arka mahallelerinin bulunduğu bölgede, Roma döneminde zenginlerin kullandığı yamaç villalarının yer aldığı belirtiliyor. Mozaiklerin de bu yamaç villalarının taban döşemeleri olduğu ifade ediliyor. Bölgede her biri 15-20 odalı 100'ün üzerinde tarihi yamaç villarının bulunduğu tahmin ediliyor.
1531
ZEUGMA VE EFES'İN BENZERİ
Arkeolog Ömer Avcıbaşı, Roma döneminde şehrin zenginleri ve generallerin kullandığı bu yamaç villarının Efes ve Zeugma Antik kentinde bulunan mozaiklerle büyük benzerlik gösterdiğini vurgularak, "Asıl kent, kentin altında bulunuyor. Mozaiklerin yanısıra bölgede Germenicia Antik Kenti'nin agorası ve tapınağının da olabileceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu.
1631
KAHRAMANMARAŞ’IN TARİHİ
Kahramanmaraş ve çevresi tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzun bir geçmişi bulunmaktadır. Son dönemlerde yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde 14 - 16 bin yıllık bir geçmişe kadar uzandığı bilgisi bulunmaktadır. Bu döneme ait Tekir Vadisi, Döngel Köyündeki mağaralarda edinilen bilgilerin yanı sıra; Elbistan, Pazarcık, Türkoğlu ilçesi çevrelerinde antik çağlara ait çok sayıda yerleşim izlerine rastlanmıştır. Bu belgeler neticesinde bölgede ilk yerleşmelerin Paleolitik Çağda başladığı ortaya çıkmaktadır.
Antik çağlardan günümüze değin bu bölgede ilk medeniyetin Hititlere(M.Ö.2000-1200) ait olduğu bilinir. Bu dönem ile Hitit kültürel ve siyasal varlığı Maraş için önemlidir. Torosların güneyi, Maraş Ovası boyunca bu belgeler sabittir.
M.Ö. 1000’li yılların sonlarına doğru yıkılan Hitit İmparatorluğu, Geç Hitit Krallıkları şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu krallıklardan Maraş bölgesindeki siyasi teşekkül ‘’Gurgum’ ’dur. Asur Krallığı’na ait yıllıklardan ulaşılan bu bilgilerde Gurgum Krallığının merkezi olarak ‘’Markas’’ veya ‘’Markasi’’ ismi yer almaktadır. Bu dönemin varlığına ait olan en önemli eser kalede bulunmuş olan Maraş Aslanıdır. Uzun bir varlık dönemi yaşamayan bu medeniyet, M.Ö.762-612 dönemlerinde Asur egemenliğine geçmiştir. Maraş bu dönemde ticaret yollarının geçiş bölgesinde yer alması nedeni ile Asurlar için ayrı bir öneme sahip bir yer olmuştur.
Daha sonra tüm Asur ülkesini ele geçiren Med’ler bu büyük ticaret devletini ortadan kaldırmış. Maraş bölgesini de hâkimiyeti altına almışlardır(M.Ö.560). Medler'den sonra ise bölgede tüm Anadolu’ya sahip olmak isteyen İran merkezli Pers İmparatorluğunun Maraş bölgesine egemenliği görülür(M.Ö.330). Yaklaşık 300 yıl İran merkezli olarak Persler tarafından yönetilen Maraş daha sonra Büyük İskender’in doğuya doğru fethinde Makedonya İmparatorluğu hâkimiyetine geçer ve bu medeniyetin önemli merkezlerinden olur.
Bölgede M.S. 64 yılı itibari ile Büyük Roma İmparatorluğu siyasi teşekkül olarak görülmeye başlar. İmparatorun ismi ‘’Gaius Lulius Caesar Augustus Germanicus’’ olduğundan kentin o dönemki ‘’Germenicia’’ isminin İmparatora ithafen verildiği belirtilir. Bölge 395 yılına kadar süren Roma egemenliğinde stratejik olarak önemli bir merkez olarak kabul edilmiştir. Roma İmparatorluğu Kavimler Göçü ile ikiye bölünmüş, Maraş ise bu süreçte Doğu Roma(Bizans) egemenliğinde kalmıştır. Roma döneminde ‘’Germenicia’’ olarak bilinen kent; Kapadokya ve Kuzey Suriye gibi dönemin önemli merkezlerine yakın, dağların güney düzlüklerinde, su kaynakları bol bir coğrafyada kurulmuş; stratejik öneme sahip olmuş, çevre medeniyetlere ulaşımı kolay, ticaret ve ekonominin geçiş bölgesidir. Bölgede Roma ve Bizans dönemlerinden kalan çok sayıda tarihi kalıntıya rastlamak mümkündür. ‘’ Germenicia Kenti Villalarına ait olduğu belirtilen taban mozaikleri’’ Geç Roma-Bizans kültürüne ait bugüne kadar ortaya çıkartılan en önemli somut verilerden bir parça olup; Zeytun, Yenicekale, Çukurhisar, Andırın, Afşin ve Pazarcık gibi yerleşim bölgelerinde bu dönemden kalma çok sayıda tarihi kalıntıya rastlamak mümkündür.
Yapılan araştırmalarda; Maraş’ın, ismi ile de çok önceki devirlere dayanan bir tarihi olduğu ile karşılaşıyoruz. Ayrıntılı olarak baktığımızda Maraş ismi ile ilgili ilk yazılı kaynak olan M.Ö. 9–8. Yüzyıllara ait Asur metinlerinde rastlanmaktadır. M.Ö. 9.yüzyılda Asur krallarından Tiglatplazer döneminden başlayıp M.Ö. 8. yüzyıl sonlarına kadar hüküm sürmüş olan Sargon zamanlarında her yıl Anadolu’ya yaptıkları askeri seferlerden söz eden yıllıklarda Gurgum Krallığı ve bu krallığın başkenti Markas/Markasi isimleri yer almaktadır. Yani Maraş adının Hititlerden geldiğini somutlaştıran Asur kaynaklarında şehrin adı ‘’Markaji’’ şeklinde ifade edilmiştir. Kent M.S.1.yüzyılda Roma imparatorluğu tarafından ele geçirilmiş bu tarih itibari ile isminin ‘’Germenicia’’ olarak değiştirildiği görülmüştür. Geç Roma-Bizans İmparatorluğu döneminde bu adla anılan şehir; daha geç Bizans kaynaklarında ‘’Marasion’’ adıyla geçmiştir.
Bölgede 6. yüzyıl itibari ile görülmeye başlayan Arap akınları sonucunda Halid Bin Velid komutasında büyük bir İslam donanması 637 yılında Maraş’ta İslam fethini gerçekleştirmiştir. Uzun bir dönem Hristiyan devleti olarak yönetilmiş olan şehir, bu yüzyıldan itibaren Bizans ve Müslümanlar arasındaki hâkimiyet mücadelesi sebebi ile de sık sık el değiştirdiği, istilalara uğradığı görülmüştür. Bir dönem İslam hâkimiyetine girmişse de X. yüzyıla kadar devam edecek olan Bizans ve İslam medeniyeti arasında hâkimiyet mücadelesi devam etmiştir.
Maraş ve Elbistan bölgeleri 1086 tarihi ile Emir Buldacı önderliğinde Selçuklu Devleti tarafından fethedilmiştir. Emir Buldacı’nın 1086-1097 tarihleri arasında Maraş ve Elbistan bölgelerini içine alan bir beylik kurmuştur. Fakat Maraş bu tarihten itibaren XII. Yüzyılın sonuna kadar Selçuklu, Bizans, Haçlı ve Danişmentli arasında sık sık el değiştirdiği; sürekli bir istilaya maruz kaldığı bilinir. Uzun bir süre Haçlı hâkimiyetinin yaşandığı şehirde 1114 tarihinde büyük bir deprem yaşanmış; büyük yıkımın olduğu bu afette 40 bin kişinin öldüğü ve şehrin neredeyse alt üst olduğu bilgisi kaynaklarda yer almaktadır. Bu deprem etkili olacak ki döneme ait hiçbir anıt eserin günümüze gelmediği dikkat çeker. 1243 Kösedağ Savaşı ve Babai Ayaklanması ile Anadolu Selçuklu Devletinin varlığı uzun sürmez, 1308 yılında yıkılır. Bu tarih ile önemli siyasi teşekkül İlhanlı ve Memlüklu egemenlikleri görülecektir.
1337 – 1522 yılları arasında Maraş ve Çevresi Dulkadiroğlu hanedanlığını kabul etmiştir. 1337 yılında Zeynettin Karacabey önderliğinde Maraş ve Elbistan merkezli olarak kurulmuş olan beylik, kısa sürede sınırlarını genişleterek Anadolu’nun en güçlü beyliklerinden biri olmuştur. Dulkadiroğlu Beyliğinin hâkim olduğu bu bölgede, egemenlik düşüncesi ve bir takım siyasi nedenlerle Osmanlılar ile Memlükler arasında sürekli anlaşmazlığın olduğu, kaynaklarda yer alır. Uzun süre beyliğin merkezi olarak bilinen Elbistan, 1507 yılında Safeviler tarafından büyük tahribata uğrayınca; Alaüddevle Bey merkezi Maraş’a taşımıştır. Maraş için siyasi hâkimiyet yanında, sosyal, sanatsal ve mimari olarakta şehir tarihinde büyük öneme sahip dönemlerdendir Dulkadiroğlu Beyliği. O dönemden kalan Ulu Cami, Hatuniye Camii, Taş Medrese ve Türbe, Tarihi Ticaret Alanları, Kâtip Han, Taş Köprü gibi birçok anıt eser Dulkadirli adını yaşatan değerlerdir.
Kent, 1522 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmış ve 1531 yılında Osmanlı Devletine bağlı bir Eyalet haline getirilmiş. Bu dönemde de Osmanlı devletinin önemli merkezlerinden olan Maraş; daha geç dönemlere doğru merkezden uzak oluşu yönetimdeki aksaklıklar nedeniyle bazı isyanlar görülmeye başlamıştır.
17.yüzyıl ortalarında Kahramanmaraş’a gelmiş olan Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, kent için; ‘’Şehir i Azim’dir’’ der. Yine Maraş için, bir dağ eteğinde Kuzeyden güneye 7000 adım(3,5 km) dan oluştuğunu ve çok sayıda tarihi dokudan bahsettiği; Kale’den de bahsederken ‘’içerisinde 100 kadar hanesi olan bir mahallenin varlığını’’ belirtmiştir.
Osmanlı dönemi ile ‘’Dulkadir Eyaleti’’ olarak anılan şehir; 1831 yılında bu ismi ‘’Maraş’’ olarak değiştirilmiştir. 1840 yılı itibari ile kentin idari yapısı eyaletten ‘’Kazaya’’ dönüştürülmüş. 1845 yılında Maraş Memleket Meclisi, 1847’de Maraş Kaza Müdürlüğü kurulmuştur. 1853-1856 yılları arası Adana Eyaletine bağlanmış. 1865 tarihi itibari ile de Halep Vilayetine bağlı bir yönetim birimi olmuştur. 1914 yılına kadar süren bu yönetim; daha sonra bağımsız bir sancak haline gelmiştir. Bu sancağa Pazarcık, Elbistan, Zeytun ve Andırın kazaları bağlanmıştır. Kahramanmaraş’ın 1923 yılında il olarak yapılandırılmasından sonra Andırın, Elbistan, Göksun ve Pazarcık ilçeleri bağlanmıştır. 1940’da Elbistan’ın nahiyesi olan Afşin ilçe yapılmış, 1960’da Türkoğlu/Eloğlu, 1987’de Çağlayancerit, 1990’da Nurhak, 1991’de Ekinözü ilçe olarak yönetim birimlerine dâhil olmuştur.
20. yüzyılın başlarında Anadolu üzerinde dolanan kara bulutlar bu bölgeleri de etkilemiş 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanması ile 22 Şubat 1919'da İngiliz işgali altına girmişlerse de bir süre sonra İngilizler Anadolu'nun güney kesiminden çekilmiştir. 30 Ekim 1919'da Fransız birlikleri Maraş'a girmişler ki işte bu noktada işgalci Fransız birliklerine ve onlarla işbirliği yapan Ermenilere karşı halkın silahlı direnişini örgütlemek için 29 Kasım 1919'da Maraş Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur.
Ekim 1919’da Fransızların Kahramanmaraş ve çevresinde egemenlik kurma emelleri doğrultusunda kentte 5 ay kadar sürmüş olan milli direniş hareketleri, Kurtuluş Savaşı mücadelesi görülmüştür. Bu dönemde Sütçü İmamın Uzunoluk Hamamından çıkan kadınlara sarkıntılık yapan Fransız askerlerine karşı attığı ilk kurşun; kalesinden bayrağının dalgalanmadığını gören imam Rıdvan Hoca’nın 28 Kasım 1919 günü Ulu Camide ‘’ Türk bayrağı dalgalanmadıkça burada namaz kılmanın doğru olmadığı hitabı ile’’ kıldırmadığı Cuma Namazının ve namazı bırakıp kaleye koşan kahraman halk, 21 Ocak 1920'de başlayan yerel direniş sonucu Fransızları çekilmek zorunda bırakmış ve 12 Şubat 1920'de İstiklalini kazanarak kendini kurtaran ilk şehir olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunda önemli bir yere sahip olan Kahramanmaraş, bu destansı dönemi adeta tarihine, karakterine ışık tutan olaylar ile doludur. Milli ruhun, milli direnişin bir simgesi olan Maraş’ın bu iradesi, bu gücü karşılıksız bırakılmamış 5 Nisan 1925 tarihinde TBMM tarafından ‘’Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası’’ ile onure edilmiştir. Yine bu başarılarından dolayı 7 Şubat 1973 tarihinde ‘’KAHRAMANLIK‘’ ünvanı ile şereflendirilmiş olan şehrimizin ismi bu tarih itibari ‘’KAHRAMANMARAŞ’’ olarak değiştirilmiştir. Maraşlı ‘’MARAŞ BİZE MEZAR OLMADAN DÜŞMANA GÜLİZAR OLMAZ’’ diyerek çıktıkları bağımsızlık yürüyüşleri ile ülke kurtuluş mücadelesinin bir bölümünü de burada vermiştir.
1731
KAHRAMANMARAŞ’IN COĞRAFYASI
Kahramanmaraş Türkiye’nin, 14.327 km²’lik yüzölçümü ile 11.nüfusa göre 18., büyük vilayetidir. Topraklarının %59,7’si dağlarla, %24’ü plato ve yaylalarla %16,3’ü ovalarla kaplıdır. Deniz seviyesinden 568 m. yüksekte olup, ilin kuzey kesimleri oldukça dağlıktır. Yeryüzü şekilleri genellikle Güneydoğu Toroslar’ın uzantıları olan dağlardan ve bunlar arasında kalan çöküntü ovalardan oluşmuştur. Kahramanmaraş dağlarının yüksek kesimleri genellikle çıplak kayalıklardan oluşmaktadır. Alt kuşaklar orman dokusu ile örtülüdür.
Kahramanmaraş, Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin birbirine en çok yaklaştığı alanda yer alır. Coğrafi konumu ve diğer faktörlerin de etkisi ile üç farklı iklim tipi arasında “Bozulmuş Akdeniz İklimi” ne daha yakın bir iklim özelliği gösterir. İlin güneyinde Akdeniz iklimi, kuzeyinde kara iklimi görülür. İlde yazlar sıcak, kışlar soğuk geçer. Bununla birlikte il topraklarının Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin geçiş alanında yer alması, ildeki iklim şartlarının farklılaşmasına neden olmuştur.
1831
Kahramanmaraş, 14.327 km²’lik alanı içinde 2500 çiçekli bitki ve eğreltiye ev sahipliği yapmaktadır. Bu bitkilerin %20’si endemiktir (yöremize has). Bu zenginliğin başlıca kaynakları; ilin İran-Turan ve Akdeniz fitocoğrafik (bitki coğrafyası) bölgelerinin geçiş kuşağında bulunması, ülkemizin önemli endemik merkezlerinden biri olan Anadolu çaprazının güneyinde yer alması, jeomorfolojik özellikleri, mikroiklim ve habitat çeşitliliğidir. Kahramanmaraş’ta yükseltiye bağlı olarak bitki örtüsünde belirgin bir tabakalaşma bulunmaktadır. Bozkır, çalı, orman ve yüksek dağ formasyonu olmak üzere 4 çeşit bitki formasyonu görülmektedir. Bunlardan çalı formasyonu 500-1200 metreler arasında yer almaktadır. Karışık çalılardan meydana gelen bu bitki örtüsü maki karakterli olup kermes meşesi, mazı meşesi, laden, sandal, zeytin, dişbudak, sumak, akçakesme, karaçalı, erguvan gibi türleri içermektedir.
350 ile 2000 metrelere kadar olan kısımlarda kuru ve yarı nemli olarak ayırabileceğimiz ormanlar vardır. 800 metreye kadar kızılçam bulunmaktadır. Kızılçamın arasında kışın yaprağını döken ağaçlara da rastlanmaktadır. 900-2000 metreler arasında karaçam, göknar, sedir, ardıç ve meşe türleri bulunmaktadır. Ayrıca ilin %35 ‘ine tekabül eden 508.450 hektar alan ormandır.
1931
Yaz aylarında Kahramanmaraşlılar merkez ve yakın ilçe yaylalarına (Yavşan, Başkonuş, Yedi Kuyu, Karagöl, Yenicekale, Kazma, Kozludere, Bertiz gibi) çıkmaktadır. Bu yaylalar temiz havası ve soğuk suları ile ünlüdür.
Kahramanmaraş ilinde Hacı Mustafa Çiftliği köyünde Kumaşır gölü, Nurhak ve Ahir dağları üzerindeki küçük krater gölleri dışında doğal göl bulunmamaktadır. Buna karşılık Kahramanmaraş ili baraj gölü bakımından zengindir. Ceyhan ırmağı ve kolları üzerinde yapılmış olan barajlar Kartalkaya (10,20 km²), Menzelet (42 km²), Sır (47,50 km²), Ayvalı (2,73 km²) ve Kılavuzlu (2,88 km²) Barajlarıdır. Adatepe Barajı (18,60 km²) ise inşaat halindedir.
Kahramanmaraş’taki baraj göllerinin alanı 105,31 km²’ dir. Bu alan il topraklarının %0,73’üne tekabül eder. Yapım ve proje halindeki barajların hizmete girmesiyle bu oran %0,86’ya yükselecektir.
2031
TAŞ HAN
Maraş tarihi ticaret alanı sınırlarında bulunan yapı Yolcu Hanı olarak inşa edilmiş; yapının alt kat mekânları ahır, depo ve servis hacimleri olarak; üst katındaki odalar ise yolcuların konaklaması amacı ile hizmet vermiştir.
2131
16.yüzyıla ait olduğu düşünülen yapı; bugün farklı işlevlerde, alt ve üst kat odaları iş yerleri ve depo olarak kullanılmaktadır.
2231
KÂTİP HAN
Hanı tarif eden arazide ön tarafta geniş bir avlu, gerisinde farklı malzeme ve mimari özellikte iki yapı bulunmaktadır. Arşiv kayıtlarına göre doğu bölümde kalan yapı Dulkadirli Beyliğine dönemine; Batı tarafta bulunan bina ise; 18.yüzyıl sonlarında yapıldığı sanılmaktadır.
2331
Tüm bina 2012 yılında yapılan Restorasyon çalışması ile atıl bir durumdan kurtarılmış, şimdilerde Büyükşehir Belediyesi mülkiyetinde halka açık kahvaltı evi - kahve evi olarak hizmet vermektedir.
2431
TARİHİ TİCARET ALANLARI
Maraş Kalesi güneyinde, kentin merkezinde yer alan bu bölge 16. yüzyıldan gelen özellikleri ile tarihten günümüze Kahramanmaraş’ın ekonomisinde ayrı bir yere sahiptir. Suk-i Maraş(Belediye) Çarşısı, Kapalı Çarşıları, Saraçhane, Bakırcılar, Semerciler Çarşıları ve daha birçok iş kolunda mal ve hizmet üreten esnaf ve onların ticari yaşam izlerini devam ettiren bir çarşı grubumuz bu alandadır. Geniş bir alana yerleşmiş bu büyük ticaret alanlarında en çok Bakır, Ahşap, Altın, Gümüş, Keçe ve Deriden el emeği göz nuru el sanatı ürünleri; yine kırmızıbiberi, pestili, pekmezi, tarhanası, sucuğu ile yöresel ürünler burada göze çarpmaktadır. Anadolu’da esnaf kültürümüzün simgesi Ahilik/Lonca Teşkilatının yansıması olan “Dua Kubbesi”ayrıca önemli olup; ait olduğu dönemden izler sunmaktadır.
2531
ASLAN BEY MESİRE ALANI
550 dönümlük arazisi ile Bölgenin en büyük mesire alanlarından biri olarak nitelendirilen Arslanbey Mesire Alanı kentin merkezinde vatandaşlara doğal ortam sunmaktadır. Geniş ormanlık arazi çeşitli etkinlik bölgeleri ile hareketlendirilmiş(masa tenisi, santranç, uzun halat köprüsü, çeşitli oyun bölgeleri, çocuk parkı, yürüyüş parkuru, kır kahvesi vd.) bölgesinde ender mesire alanlarından birisidir.
2631
ABDULHAMİTHAN CAMİİ
Osmanlı Devleti 34.Padişahı II. Abdülhamit Han’a ithafen inşa edilen yapı; şehre hâkim bir tepede duruşu, ihtişamı ve mimari özellikleri kentin her bölgesinden kolaylıkla görülebilmekte; yine Kapladığı alanı, duruşu ve ihtişamı ile Türkiye’nin En büyük camilerinden olmuştur. İnşasına 1993 yılında başlanılan Abdülhamit Han Camii, Kahramanmaraş halkının özveri ve fedakârlıkları ile vücut bulmuştur.
2731
Bu anıtsal yapı için mimarlar kendi şaheserlerini, nakkaşlar en özverili kalemlerini, çini ustaları en güzel detaylarını, taş ustaları ve daha birçok sanatkâr en mükemmel sanatlarını burada konuşturmuşlardır.
2831
KAHRAMANMARAŞ KALESİ
Kentin merkezinde bulunan kalenin kesin inşa tarihi bilinmemektedir; fakat Geç Hitit Dönemlerinde(M.Ö. IX. yüzyıl) inşa edildiği düşünülür. Kale, kentin merkezinde çevresine hâkim bir tepede, stratejik bir noktada oluşu ayrıca önemlidir. Kuzey-güney doğrultuda yaklaşık 83x140 m ölçülerindeki yapı, moloz taş ve kesme taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Özellikle 7-8. yüzyıllar da Bizanslılar ve Müslüman devletler arasında sık sık el değiştirdiği için kale defalarca tahrip olmuş onarım görmüştür. Bu noktada esaslı bir onarımın Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman(1520-1566) tarafından yaptırılmıştır. Ünlü seyyah Evliya Çelebi 1642-1672 yıllarında şehrimize gelmiş ve Maraş kalesinden bahsederken burada 1 camii bulunan 100 haneli bir mahalleden bahsetmesi kale alanın önemini gösterir bir bilgidir. Yapının son durumu 1960-1970 yıllarına aittir. Bu noktada hali hazırda tarihi kültürel değeri yanında, duruşu, özellikleri ve şehri kuşatan tarifsiz panoramasıyla ziyaretçilerine ayrı bir keyif sunmaktadır.
2931
1920 KURTULUŞ MÜZESİ
Kahramanmaraş Kalesinde bulunan müze, son derece başarılı bir şekilde dizayn edilmiş; ‘’Maraş Bize Mezar Olmadan Düşmana Gülzar(gül bahçesi) Olmaz’’ diyerek kendi kendini kurtaran Kahraman Ecdadın kahramanlık olaylarının görsel özenle anlatıldığı tarih konulu bir müzedir.
3031
Müze alanına girer girmez insanı savaşın yaşandığı zamana götüren bir milli mücadele havası ile baş başa kalıyorsunuz. Müzede sahneler kente İngilizlerin gelişi konusu ile başlayıp; devamında diğer olaylar kronolojik olarak sıralanmıştır.
3131
KAHRAMANMARAŞ ARKEOLOJİ MÜZESİ
Kent merkezi Azerbaycan Bulvarında bulunan Müze binası 1975 yılından beri gelen konuklarını karşılamaktadır. Farklı bir düzen, üslup, özellik ve tasarımları ile 7 adet teşhir salonundan oluşan Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesinde 30.000 eser koleksiyonu bulunmaktadır. Kentin simgesi haline gelmiş Geç Hitit Dönemine ait taştan yapılmış ‘’Maraş Aslanı’’ yine bu müze alanında sergilenmektedir.