Çocukluk çağı kanserleri

Dünyada her yıl yaklaşık 300 bin çocuğa kanser teşhisi konulurken, Türkiye'de ise her 3 saatte bir çocuğu, yılda ise 3 bin 500 çocuğa kanser tanısı konulduğu belirtildi.

Dünyada her yıl yaklaşık 300 bin çocuğa kanser teşhisi konulurken, Türkiye'de ise her 3 saatte bir çocuğu, yılda ise 3 bin 500 çocuğa kanser tanısı konulduğu belirtildi.

Umut ve Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr Nimet Baki, dünyada çocukluk çağında görülen kanserlerin yüzde 30'unu lösemiler oluşturduğunu belirterek bu kanser türünün ülkemizde sık görüldüğünü söyledi.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu'na göre, çocukluk çağı kanserleri tüm kanserlerin yüzde 1'ini oluşturduğuna dikkat çeken Dr. Baki, "Çocukluk çağı kanserleri tüm kanserlerin yüzde 1'ini oluşturur. Günümüzde gelişmiş ülkelerde her 900 erişkinden biri çocukluk çağı kanseri geçirmiş ve kurtulmuştur. Yılda 350 bin çocuk (15 yaş altı) dünyada, yaklaşık 3 bin 500 çocuk ise Türkiye'de yeni tanı alarak kanser tedavisi görmektedir. Dünyada her yıl oluşan kanserlerin yüzde 2 ve 4'ü 19 yaş altı yaş grubunda gelişmektedir. Çocukluk çağı kanserlerinin neden sonuç ilişkisi erişkinlerde görülen kanserler kadar net değildir ve bilinen bir tarama programı yoktur. Yine de; erken teşhis ile tedavi başarı oranları daha da yüksektir. Bu nedenle," kansızlık (anemi), enfeksiyonlara yatkınlık, sık sık hastalanma, ateş, çeşitli kanamalar (burun kanaması, cilt altı kanaması gibi), ciltte sık sık çürükler, kesik oluştuğunda kanamanın güçlükle durdurulması, iştahsızlık, kilo kaybı, dalakta büyüme, lenf düğümlerinde şişlikler gibi semptomların varlığında dikkatli olunmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidir" diye konuştu.

"GEREKMEDİKÇE RÖNTGEN MR ÇEKİLMEMELİ"

Hastalık durumlarında bazı tetkiklerin gereksiz olduğunu kaydeden Dr. Baki, gerekmedikçe röntgen ve MR çekilmemesi gerektiğine işaret etti. Baki "Radyasyonu bazı bilinçsiz kullanımlarla da alabiliyoruz. Lüzumsuz tanı tetkikleri yapılıyor. Her öksürükte akciğer filmi, her başını çarpışında MR çekilebiliyor. Bu incelemeler gereksiz yere yapılmamalı. Röntgen, bilgisayarlı tomografi konusunda da dikkatli olunmalı. Bunun yanı sıra Manyetik kirlenme hayatımızı olumsuz şekilde etkiliyor. Teknolojik gelişmenin hayatımızı kolaylaştırmak adına kazandırdığı aletler maalesef manyetik kirlenmeye yol açıyor. İlkokul çocuklarının bile elinde olan, bazen birden fazla kullanılan cep telefonları günümüzün yaygın kirleticilerden. Günlük hayatın önemli aletlerinden televizyon da öyle. Çocuklara televizyon karşısında yemek yedirilmesi doğru değil. Televizyon izlenmediğinde mutlaka kapatılmalı. Plazma televizyonların daha az manyetik kirletici olduğu belirtiliyor. Elektrikli hemen hemen bütün cihazlar kirletici. Elektrikle çalışan aletlerin kullanılmadığında kapalı tutulması alınabilecek basit önlemlerden. Çalıştırıldığı ortamlarda çocukların tutulması da doğru değil. Çocuk günde 1-2 saatten fazla bilgisayar başında kalmamalı" şeklinde konuştu.

"CAM BİBERON TERCİH EDİLMELİ"

Çocuklara plastik biberon yerine cam biberon tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Baki, "Teknolojinin gelişmesi ve insan yaşamının kolaylaştırılmasına yönelik birçok ürün zararlı kimyasallar içeriyor. Çocukların doğrudan kullandığı yalancı meme, plastik biberon ve kaplar bunlardan birkaçı. Plastik biberon ve kaplar yerine cam olanlar tercih edilebilir. Plastik kaplar sulu ve ıslak gıdaların ambalaj maddesi olarak tercih edilmemeli. Anne bebeğini emzirmeye yüreklendirilmeli. Doğal koşullar zorlanmalı. Suni meme başlarıyla emzirmekten kaçınılmalı. Bisküvi, çikolata, gofret ve cipslerin hazırlanışı sırasında kullanılan katkı maddeleri, ambalaj ürünleri önemli zararlara neden oluyor. Hazır çorbalar,dondurulmuş gıdalar dan da uzak durmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"ALKOL VE KİMYASAL İÇEREN ISLAK MENDİLLERDEN UZAK DURULMALI"

Bebeklerin altını yıkadıktan sonra pamuklu bezle silmenin daha sağlıklı olduğunu ifade eden Dr. Baki, "Gerek taşıdıkları elyaflar gerekse kullanılan alkol ya da kimyasal madde nedeniyle bazıları büyük zararlar verebilir. Bebeklerin altını bunlarla silmek yerine, akan suda bebeğin altını yıkamak, ardından pamuklu bezlerle kurulamak en doğru yöntem. Bunun yanı sıra kozmetik ürünlere dikkat edilmesi gerekir. Bozuk genler ve hücrelerle doğan çocukta kanser daha kolay, daha dirençli ve daha erken yaşta çıkıyor. Kozmetik nemlendiriciler, saç boyaları, vücut incelten selülit ve zayıflama kremleri, bebek sabunları, şampuanlar, bebekte kullanılan pişik önleyicilerin içinde o tüpe ait kullanımda zararlı doz olmasa da uzun süreli kullanım zararlı etkiler yaratıyor. Gerekli değilse çocuklara nemlendirici sürmeyin. Doğal sabunlarla banyosunu yaptırın. Kokulu, katkılı maddeli ürünlere rağbet etmeyin" ifadelerini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Magazin Haberleri