Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib'deki duruma ilişkin, "2 milyona yakın insan, Türkiye sınırına gelebilir. Hazırlığımızı yapıyoruz. Aksi takdirde insanı dramlar oluşur" ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Manavgat İlçe Teşkilatının yönetim toplantısına katıldı. Teşkilat üyeleriyle bir araya gelen Bakan Çavuşoğlu, toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayarak, önemli açıklamalarda bulundu. Zirveyi değerlendiren Bakan Çavuşoğlu, "Rejim buradaki mevcudiyeti bahane ederek saldırıyor. Fakat, biz dün son derece net tavırlarımızı ortaya koyduk" dedi.
Saldırıların devam etmesi halinde yaşanılabilecek göç dalgasıyla ilgili de konuşan Çavuşoğlu, "Ben de böyle bir riskin olduğunu söyledim. Bunu, bazı basın ve muhalefet kötü kullandı. Böyle bir durumda 2 milyona yakın insan Türkiye sınırına gelebilir, böyle bir tehdidin olduğunu söylüyoruz. Hazırlığımızı yapıyoruz. Aksi takdirde insanı dramlar oluşur" diye konuştu.
"SADECE ZİRVEYLE SINIRLI DEĞİL ÇABALARIMIZ"
Tahran'da yapılan tarihi İdlib Zirvesi'ne değinen Bakan Çavuşoğlu, Suriye'de İdlib özelindeki saldırıların daha önce başladığını ifade etti. Tüm amaçlarının, iki devlet arasındaki saldırıları durdurmak olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"İki devlet arasında savaşın başlaması gibi resmi bir şey olmaz. Bu saldırıların olabileceğini öngörüyorduk. Bir taraftan içeride radikal gruptan, ılımlı grupları ayırmak için çok çaba sarf ettik ve önemli yol kat ettik. Bugün İdlib'te bulunan terörist gruplar buraya saldıran rejim ve destekçileri tarafından koridorlar açılarak gönderildi, ya da bizzat getirildi. Bunlar madem bu kadar tehlikeli, ki teröristler tehlikelidir. Oralardan çıkarken neden etkisiz hale getirilmedi? Amacın bunların buradaki mevcudiyetini kullanarak, İdlib'e saldırmak olduğunu biliyorduk ve defalarca söyledik. Rejim buradaki mevcudiyeti bahane ederek saldırıyor. Fakat, biz dün son derece net tavırlarımızı ortaya koyduk. Dün yayınlanan deklarasyonda net bir şey var; İdlib sorunu, Astana ruhuna uygun bir şekilde çözülmelidir. Bu da nedir "ateşkes'. Buradan radikal gruplar ayıklanacak. Bunu biz defalarca söyledik. Buradaki Astana formatında olan ülkeler için söylemiyoruz. Batı ülkelerine de defalarca söyledik. DAEŞ'in varlığını bahane ederek, En son Rakka'dan da nereye gönderdikleri belli değil, onları bahane ederek başka bir terör örgütüyle iş birliği yapılıyor. İşin özünden uzak. Bazı ülkelerde kendi çıkarlarına uygun hareket ediyor. Burada sadece barış için, Suriye'nin istikrarı, güvenliği ve kendi ülkesi için fikir ortaya koyan sadece Türkiye'dir. Çatışmalar duracak, siyasi sürece odaklanacak. Şu anda Rus ve İranlılarla yoğun çaba içerisindeyiz. Sadece zirveyle sınırlı değildir çabalarımız. Orada sadece bir irade konuldu, çerçevemiz çizildi. Dışişleri Bakanlığımız, MİT, Milli Savunma olarak üçlü bir şekilde muhataplarımızla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bundan sonra daha da yoğunlaştıracağız, insanı felaket olmasın."
"HAZIRLIĞIMIZI YAPIYORUZ"
Gazetecilerin, göç yaşanma durumuyla ilgili sorularını da yanıtlayan Çavuşoğlu, "Geçenler de Almanya Dışişleri Bakanlığıyla yapılan toplantıda, böyle bir saldırı devam ederse insanlarını evlerini terk ederek, Türkiye ya da başka bölgelere göç edileceği söylendi. Ben de böyle bir riskin olduğunu söyledim. Bunu, bazı bazın ve muhalefet kötü kullandı. Böyle bir durumda 2 milyona yakın insan Türkiye sınırına gelebilir, böyle bir tehdidin olduğunu söylüyoruz. Bunu Avrupalı muhataplarımıza söylüyoruz. Böyle bir durumda bu baskı her yeri etkiler. Buna karşı da ortak tedbirler almalıyız. BM önemli çatı örgütü olarak, insanların evlerini terk etmemesi için eğer terk etmek zorunda kalırsa en kısa zamanda barınması için fikirlerimizi söyledik. Hazırlığımızı yapıyoruz. Aksi takdirde insanı dramlar oluşur" şeklinde konuştu.