Yabancı teröristler konusunda AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mensur Akgün, PYD kurulduğundan bu yana ama özellikle de Kobani olaylarından bu yana Batı kamuoyunda güçlü bir şekilde propaganda yaptığını anlattı.
Terör örgütü PYD’nin Batı kamuoyundaki iki hassasiyeti kullandığına işaret eden Akgün, "Bunlardan ilki IŞİD’e karşı mücadele veriyor olması, ikincisiyse sanki liberal değerlere sahip çıkıyormuş gibi davranması. Özellikle kadın örgüt üyesi metaforu propaganda unsurunun en temel ayağı." dedi.
Yabancı örgüt üyelerinin çok farklı nedenlerle örgüte katılabildiğini dile getiren Prof. Dr. Akgün, "Yapılan araştırmalar katılım nedenlerinin muhtelif olduğunu gösteriyor. 2014’e kadar eski askerlerin yoğun olduğu ama ondan sonra radikallerin, ideolojik nedenlerle katılanların sayısının arttığı belirtiliyor. Milliyet farklı olmakla birlikte etnik köken de bir ölçüde belirleyici olabiliyor sanıyorum. Muhtemelen aralarında istihbarat servisleri adına katılanlar da vardır." dedi.
Bunların fiilen çatışmalara da girdiğini, bunun ölümlerden de anlaşıldığını kaydeden Prof. Dr. Akgün, şöyle devam etti:
"Ancak örgüt açısından bence asıl hedef 'meşruiyet zeminini' genişletmek. Davalarının başkaları tarafından da paylaşıldığını göstermek. Yani büyük ölçüde propaganda. Çatışma ve ölümler üzerinden sempati havuzlarını belli ki büyütmek istiyorlar. Ancak Batı’da da giderek artan bir şekilde PKK/PYD'lilerin tıpkı IŞİD'liler gibi kendileri açısından bir tehdit olduğu kanısı güçlenmeye başladı. Unutmayalım ki PYD/PKK aşırı uçlardaki insanlara terör eğitimi veriyor. Onlara silah kullanmayı, bomba yapmayı, insan öldürmeyi öğretiyor. Burada işleri bittiğinde, diyelim Afrin’den, Mümbiç’ten çıkmaya başladıklarında ne olacak? Bu insanlar bu eğitimlerini ve ideolojilerini unutup ülkelerinde rahat rahat oturacaklar mı? Bu konuda çalışan uzmanların verdiği yanıt genellikle unutmayacakları, evde oturmayacakları yönünde..."
Türkiye’nin PKK/PYD propagandasına karşı tedbir alması, üniversitelerini ve düşünce kuruluşlarını bu konuları çalışmaya teşvik etmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Akgün, "Diplomasinin de doğal olarak yapabilecekleri var. Ne de olsa bu yabancıların geldiği pek çok ülkede aslında bu iş kanunen yasak." diye konuştu.
"DEAŞ'TAN YPG'YE GEÇMİŞ"
İstanbul Aydın Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nadir Devlet ise YPG'nin başka örgütlerce de kullanılan propaganda yöntemlerini kullandığını vurgulayarak, "YPG de diğer gayri meşru örgütler gibi propaganda metotlarından yararlanıyor. Onun önünde PKK gibi yılların tecrübesine sahip ağabeyi var." dedi.
DEAŞ dağıldıktan sonra yabancı teröristlerin başka örgütlere geçtiğini dile getiren Prof. Dr. Devlet, "En son 24 Ocak’ta yayımlanan bir videoda YPG’ye katılan altı yabancı gösterilmişti. Bunlardan bir tanesi Büyük Britanya (İngiltere) vatandaşı Huang Lei. Adından da anlaşılacağı üzere Çin kökenli bu İngiliz Suriye’de iç savaş patlak verince başta DAEŞ saflarında olmuş. DEAŞ parçalanınca ise YPG saflarına geçmiş." ifadelerini kullandı.
Terör örgütünün dünya kamuoyuna yabancı teröristler aracılığıyla "Biz kendimizi korumak için savaşıyoruz. Bakın değişik ülke mensupları da bizim bu haklı mücadelemizde destekliyorlar" şeklinde bir mesaj vermek istediğini de kaydeden Devlet, "Yurtdışındaki grupları organize veya değil Türkiye aleyhine protestolar yapmak için yönlendiriliyorlar. YPG aynı zamanda yabancı ülkelerde yaşayan sempatizan gruplardan maddi destek almayı da amaçlıyor. Neticede silahlı mücadele, kendi iç kaynaklarınız olmadan yapılabilecek bir mücadele değildir." değerlendirmesini yaptı.
"BATI KAMUOYUNA PAZARLANDI"
Suriye konusunda çalışmalar yapan Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Araştırma Görevlisi Ömer Behram Özdemir de YPG'nin sosyal medya kullanımı konusunda DEAŞ'a kıyasla daha az gelişmiş yapıda olduğunu ancak ana akım medyayı kullanmada daha başarılı olduğunu aktardı.
YPG'nin yabancı terörist devşirmesinde medyanın payının büyük olduğunu ifade eden Özdemir, şöyle konuştu:
"Örgüt propagandasını Batı medyası başta olmak üzere çeşitli basın kuruluşları gerçekleştirdi. Radikal sol ve İslam karşıtı çizgiye yakın yayınlar YPG'yi Suriye'de İslamcılara -DEAŞ'ı tüm İslamcılara hatta tüm muhaliflerle eşdeğer tutan bir dil- karşı Batı değerlerini savunan, bu uğurda savaşan, ölen bir grup olarak Batı kamuoyuna pazarladı. Örgütün çocuk savaşçıları göz ardı edilirken kadın intihar saldırganları neredeyse kahramanlaştırıldı. Bu açıdan bakıldığında YPG'nin Batı kamuoyundaki imajinda örgütün kendi sosyal medya gücünden ziyade Batı medyasının büyük emeği var. YPG'ye katılan yabancı teröristlerin bir kısmı PKK ile Batılı aşırı sol yapılara yakınlığı sebebiyle ideolojik yakınlık temelli örgüte katılmakta. Bir kısmı ise DEAŞ'a karşı savaş motivasyonuyla bölgeye gelmekte. Aşırı sol yapılarda gözükmese de IŞİD karşıtı amaçla YPG'ye katılıp örgütün aşırı sol söylemiyle ters düşen yabancı unsurlar var. Bunlar genelde aşırı sağ anti-İslam radikaller."
YPG'nin içinde de çeşitli istihbarat örgütü bağlantılı militanların olma ihtimalinin yüksek olduğunu kaydeden Özdemir, "Bilhassa yıllarca PKK ile dolaylı olarak iyi ilişkilere sahip ülkeler acısından IŞİD'e karşı savaşmaya giden gönüllü imajı oldukça kullanışlı bir kılıf." ifadelerini kullandı.