AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Asgari Ücret Komisyonu zamanında toplanacak. Herhangi bir şekilde takvimde oynama yok" dedi.
Çelik, Doğu Akdeniz'de yaşanan sondaj polemiği ile ilgili de, "Karasularının kademeli olarak arttırılmasıyla ilgili en ufak çabaya Türkiye tarafından en sert cevap verilecektir" ifadelerini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Çelik, AK Parti MYK toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, Asgari Ücret Komisyonu'nun zamanında toplanacağını ve herhangi bir şekilde takvimde oynamanın olmadığını aktardı.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, ekonomik saldırıların Avrupa'dan bir başkentten yapıldığı sözlerine ilişkin Çelik, "Ekonomik saldırının dış kaynaklı olduğuna dair çeşitli açıklamalar dinledik. Bunun dışarıda sistematik bir şekilde, belli açıklamalarla tırmandırılmak istenen bir süreç olduğu görülüyor. Bunun ilerde konuşulacak tarafları ve şimdi konuşulacak tarafları vardır. Şimdi konuşulacak tarafları bu kadardır. Benim bu konudaki suskunluğumdan bile bir sonuç çıkartırsınız. Saldırıların o gün kimlerin söylemleri ile gerçekleştiği, nasıl ortaya çıktığı her şekilde ortadadır. Türkiye bu kadar sistematik ve vahşi bir saldırıyı kendi imkan ve kapasitesiyle atlatmayı başarmıştır" diye konuştu.
"MELİH GÖKÇEK AK PARTİ AİLESİNİN İÇİNDE OLAN BİR SİYASETÇİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Melih Gökçek ile ilgili dün yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Çelik, "Cumhurbaşkanımız, Gökçek ile ilgili olarak kendisinin dava arkadaşlığına, kardeşliğine bir vurgu yaparak, "Biz Gökçek ile 1994'ten beri dava arkadaşıyız, kardeşiz. Bugüne kadar beraber geldik, bundan sonra da beraber gideceğiz" dedi. Bu, Gökçek'in AK Parti ailesinin içerisinde kardeşlikle, dava arkadaşlığıyla nitelenen bir siyasi şahsiyet olduğuna dönük bir vurgudur. Gökçek tanımadığımız bir şahsiyet değil. AK Parti ailesinin içinde olan bir siyasetçi. Bulunduğu konum ne olursa olsun bu değişmez, dava arkadaşlığı, kardeşlik değişmez. Bu açıklamalar kimlerin aktif olarak hangi ilde aday olacağı veya olup olmayacağı şeklinde bir sonuca şu aşamada götürmez" cevabını verdi.
"TÜRKİYE BUNA MÜSAADE ETMEYECEKTİR"
Yunanistan'ın karasularını kademeli olarak arttıracağı söylemlerine yönelik Çelik, "Türkiye buna müsaade etmeyecektir. Bu çok tehlikeli bir yaklaşımdır. Kendilerine, yüce Meclis'in 1995 yılında aldığı karadaki ikazı hatırlatıyorum. Bu şekilde karasularının kademeli olarak arttırılmasıyla ilgili en ufak çabaya Türkiye tarafından en sert cevap verilecektir. Son zamanlarda bunlara cevap verme hususunda Deniz Kuvvetlerimiz çok yüksek bir performans gösteriyor. 7'nci parsel dedikleri bölge bizim kıta sahanımız içindedir. Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından gerekli cevap verilir. Fatih Gemisi silahlı kuvvetlerimiz tarafından korunmaktadır. Yunan ve Rum tarafında herhangi bir girişimde bulunmamalarını, daha yapıcı olmalarını tavsiye ederiz. Yunan tarafı 1995'teki Meclis'in ikazını unutmasın, Türkiye Cumhuriyeti unutmaz, gereğini yerine getirmek konusunda da tereddüt etmez" açıklamasını yaptı.
"KATİ PİRİ'Yİ CİDDİYE ALMAYIN"
Kati Piri'nin İstanbul Havalimanı ile ilgili açıklamalarını da değerlendiren Çelik, konuya ilişkin şunları söyledi:
"Kati Piri'yi ciddiye almayın. Türkiye raportörü olmasına rağmen Türkiye'yi tanımayan bir kişidir. Türkiye'de hangi gelişme olsa en son Havalimanı ile ilgili gelişmede de benzer bir rahatsızlık duyduğunu belli ediyor. Duygusal olarak Türkiye karşıtlığına angaje olmuş. Ciddiye alınacak bir şey değil. Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile ilgili raportörünün bu duruma düşmesi hepimizin üzerinde ciddiyetle düşünmesi gereken bir meseledir."
KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ
Kılıçdaroğlu'nun son yaptığı grup konuşmasında ortaya koyduğu sözlerin utanç verici olduğunu vurgulayan Çelik, "Kendisi askerlikle ilgili meselelerden bahsederken siyasette bir kural vardır. Hangi siyasi tutumu savunursan savun aileleri bunun dışında tutacaksın. Utanç verici bir şekilde kendi oğlunun askerliğinden bahsederken Cumhurbaşkanımızın oğullarının askerlik konusunu gündeme getiriyor. Cumhurbaşkanımızın oğullarından bir tanesi askerlik görevini yurt dışında okurken ilgili kanuni düzenleme çerçevesinde icra etmiştir, diğeri sağlık sorunları gereği icra edememiştir. Bunu gündeme getirmek bu genel başkana yakışıyor mu? Şahsiyetli siyasetçiler ailelerle ilgili bir konu olduğu zaman kendilerini öne atarlar. Kılıçdaroğlu, kendisi ile ilgili bir konu gündeme geldiğinde cevap vermek için hem kendi ailesini hem de Cumhurbaşkanımızın ailesini işin içine karıştırıyor. Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanımızın ailesinden özür dilemesi gerekiyor, kendi ailesinden de özür dilemesi gerekiyor. Bu saygın olmayan, güçlü siyasi şahsiyetlere siyasi şahsiyet olmanın vasıflarına yakışmayan durumu kınıyoruz" ifadelerini kullandı.
"BU CÜMLEYİ SÖYLEYEN BİRİSİ KAŞIKÇI CİNAYETİNİ ÖRTBAS ETMEK İSTİYORDUR"
Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı açıklamaları değerlendiren Ömer Çelik, şunları dedi:
"Bu yüksek düzeyden talimat verilmeden gerçekleştirilecek bir eylem değildir. Bu kadar hunharca bir şekilde girer girmez öldürülmüş ve parçalara ayrılmış. Bu kadar vahşi, bu kadar alçakça eylem ne kadar zamanda organize edildi ve bu talimatı veren kimler? Kimseyi peşinen suçlamıyoruz ama hiçbir şeyin örtülmesine de müsaade etmeyeceğiz. Cesedin yerini öğrenmek istiyoruz. Bunu yapanlar Suud makamlarının elindedir ve ifadelerinin adli makamlarımızla paylaşılmasını istiyoruz. Yerli iş birlikçinin kim olduğunun makamlarımıza iletilmesini bekliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde gerçekleşmiştir bu eylem. Dolayısıyla bu şahısların adil ve şeffaf bir şekilde yargılanması için bu yargılamanın İstanbul'da yapılması gerekir. Bütün dünyada bunun örtbas edilmemesinin, bunun açığa çıkarılması için bu kadar yüksek performans ortaya konulmasının arkasındaki iradenin Cumhurbaşkanımız olduğu yazılıp çiziliyor. Dünyada herkes takdir ederken bir tek Kılıçdaroğlu utanmadan, "Erdoğan cinayetten haberdardı" diyor. Dünyada herkes tam tersini söylerken, dünyada bir tek Kılıçdaroğlu'ndan kara propaganda unsuru gündeme geliyor. Bu cümleyi söyleyen birisi Kaşıkçı cinayetini örtbas etmek istiyordur. Bu söylemin başka bir izahı olamaz."
"SAVCILIK ADLİ SORUŞTURMAYI, JANDARMADA İDARİ SORUŞTURMAYI YÜRÜTÜYOR"
Tunceli'nin Nazımiye ilçesinde operasyona katılan 2 askerin olumsuz hava koşulları sebebiyle şehit olması ile ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamalara karşın Çelik, "Buna yaklaşırken biraz kendisinden istismar yerine sağduyu bekliyoruz. Burası karayoluyla ulaşımı olmayan, sadece helikopter ile ulaşılabilen bir bölge. Burada çok zor koşullar altında terörle mücadele yürütülüyor. Buradaki askerlerin teçhizatları uluslararası standartlardadır. Donanım ve teçhizat konusunda bir problem olsa bu kardeşlerimizin hepsini kaybetmemiz gibi bir şey ortaya çıkardı. Bu millet Mehmetçik üzerinde hassastır. Donanım ve teçhizat konusunda polisimizin, jandarmamızın, askerimizin bir eksiği yoktur. Savcılık adli soruşturmayı, jandarmada idari soruşturmayı yürütüyor. İlk gelen bilgilere göre; donanım, teçhizat konusunda problem olmadığı gibi, burada hava şartlarının aniden değişmesiyle kendilerine ulaşılamıyor ve 12 kişilik timden bu kardeşlerimizi kaybediyoruz. Burada donanım, teçhizat yoktur demek gibi Kılıçdaroğlu nasıl bir bilgiye sahip. Sosyal medyada ilk gördükleri bilgiyi Kılıçdaroğlu'nun önüne bilimsel bilgi diye koyuyorlar. Bahsettiği şekilde bir eksiklik söz konusu değildir. Onun dışında da gözümüzden kaçan bir şey var mıdır diye hem adli hem de idari soruşturma sürmektedir" dedi.
AİHM'NİN PEYGAMBER EFENDİMİZ HZ. MUHAMMED KARARI
AİHM'nin Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed kararına ilişkin sorulan bir soruya Çelik şu yanıtı verdi:
"Peygamber Efendimize dönük olarak Avusturya vatandaşı hakaret ortaya koymuştu. Bu şahsa Avusturya'daki normal mahkeme bir ceza verdi, arkasından yüksek mahkeme de bu cezayı onadı. Söz konusu şahıs bununla yetinmeyerek konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürdü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yerel mahkemelerin verdiği kararın dengeli bir karar olduğunu söyledi. Bunu çok önemli buluyoruz. Peygamberimize ve Peygamberlere hakaretin ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilemeyeceğini düşünüyoruz."
"BU TİP İFADELERİ SORUNLU BULUYORUZ"
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın'ın katıldığı bir televizyon programında kullandığı, "İslami olarak cumhurbaşkanına itaat etmek farz-ı ayn'dır. Karşı gelmek de harpten kaçmak manasına gelir haramdır" sözleri hakkında ise Çelik, bu tip ifadeleri sorunlu bulduklarını ve bu tip ifadelere katılmadıklarını belirtti. Çelik, YÖK tarafından bu konuyla ilgili bir değerlendirmenin yapılacağını söyledi.