Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Hollanda'nın faşist uygulamalarını sert biçimde eleştirdi.
Trabzon Valiliğini ziyaretinde basın mensuplarının Hollanda'nın tutumu ile ilgili sorularını cevaplandıran Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Uzun zamandan beri Avrupa'dan, Avrupa'nın bugüne kadar savunduğu ilkelerle, değerlerle örtüşmeyen, bunlara taban tabana zıt. En temel insan hak ve hürriyetlerinin savunulmasının aksine ötesinde bir takım davranış politikaları ortaya koymaya başlanmıştır. Son günlerde bunlar gözle görülüler bir şekilde açığa çıkmaya başladı. Bu hadiseler, aslında Avrupa tarafından ilk defa gündeme gelmiş değil. Biraz geriye gittiiğimzde, tarihe biraz döndüğümüzde Avrupa'nın bu şekilde katı, tamamen çıkar ve menfaat üzerine kurulu kafatasçı, baskıcı ve sömürgeci yaklaşımlarının her zaman dünya tarihini meşgul ettiğini ve önemli bir yer tutuğunu görürüz. Bugün eğer medeniyet denilebilirse Avrupa medeniyetinin tamamen sömürge üzerine kurulu bir medeniyet olduğunu bir refah, bir zenginlik olduğunu biliyoruz. 1995 yılında Bosna'da binlerce insanın katledilmesinin önünü açan, insanları adeta katillere teslim eden Birleşmiş Milletler forması altında onlara korumakla görevli Hollandalı askerlerin ve Hollandalılar'ın orada çok büyük bir katliama neden olduğunu biliyoruz. Bu gibi benzer çok örnekler vardır tarihte. Özelikle Avrupa Birliği Projesi çerçevesinde Avrupa Birliği'nin insanlığın, en büyük değerlerine saygı duyan onları koruyan onlara sahip çıkan bir anlayış içerisinde olduklarına inanıyorduk. Kendileri de böyle söylüyorlardı. Özgürlüğün toprakları olarak kendilerini tanıtıyorlardı fakat çok kısa sürdü maskeler düştü. Avrupa'nın maskeleri düştü. Bir kez daha her şey açık oynanıyor. Gizleme gereği bile duymuyorlar. Esasında 15 Temmuz sonrası yaşanan gelişmelerin ortaya çıkardığı şaşkınlığın bir yansıması olarak bunları değerlendirmek gerekiyor" diye konuştu.
"AVRUPA DAĞILMA SÜRECİNE GİRMİŞTİR"
"Avrupa ülkelerinin terör örgütlerine nasıl destek verdiklerini biz biliyoruz" diyen Canikli "Avrupa'nın verdiği silahla Türkiye'de binlerce insanın katline neden olmuşlardır. Avrupa'nın bu desteği olmasaydı kanlı faaliyetlerine terör örgütleri devam edemezlerdi. Terör örgütlerinin Türkiye'de akıttığı kanda Avrupa'nın, Hollanda'nın, Almanya'nın eli vardır. Terör örgütlerine destek veriyorsanız yaptıklarından sonuna kadar sorumlusunuz. Onların bütün katliamlarına ortaksınız anlamına gelir. Bugün tekrar Avrupa suçüstü halinde yakalanmıştır. Maskeleri bir kez daha düşmüştür. Aslında Avrupa dağılma sürecini girmiştir. Bundan sonra hiç bir güç Avrupa'nın dağılmasını engelleyemez. Avrupa'yı birleştiren evrensel değerler, insan hakları ve hukuk değerler ortadan tamamen kalkmıştır. ayaklar altına alınmıştır. Hollanda'da bu ortaya çıkmıştır. Hiç bir Avrupa ülkesi de Hollanda'nın bu eşkiya tarzı yaklaşımını kınamamıştır, eleştirmemiştir. Adeta örtülü bir şekilde destek vermektedir. O nedenle Avrupa sona doğru yaklaşmaktadır. Avrupa rüyası bitmiştir, çöküş başlamıştır" şeklinde konuştu.
Canikli, Hollanda'nın yaptıklarının mutlaka bir karşılığı olacağını vurgulayarak açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Hollanda'nın önce Dışişleri Bakanımızın uçağına iniş izni vermemesi, daha sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza yapılanı bir eşkiyalık olarak değerlendirdiğimiz o tavır ve yaklaşımlar Avrupa'da sonun başlangıcı olacaktır. Bu yapılanlara Türkiye olarak misliyle mukabele etmek zaten uluslararası hukuktan doğan hakkımızdır. Elbette onlarda kesinlikle yapılacaktır. Bunun detaylarını ve ayrıntılarının nasıl yapılacağını konuşacağız. Hiç kimse aklından çıkarmasın kesinlikle mukabele gelecektir. Onların bu yaptığı insanlık dışı, akıl dışı kendi ülkeleri açısından da o politikacılar ülkelerine de zarar veriyorlar. Ülkelerinin geleceğini de zarar veriyorlar. Artık sömürü düzeninde sonuna geliyoruz. Hollanda çok sömürgeci ülkelerden bir tanesidir."
"TÜRKİYE'NİN GÜÇLÜ ÇIKIŞINI ENGELLEYEMEYECEKLER"
Türkiye'nin politika üretebilir ve bu sömürü sistemine itiraz edebilir bir konuma gelmesinin ciddi anlamda Hollanda gibi ülkeleri rahatsız ettiğini ifade eden Canikli "O nedenle terör örgütülerine Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak için destek veriyorlar. 15 Temmuz'daki kalkışmada görev alan rol alan mensuplarına kucak açmaktadırlar. Göz göre göre destek vermektedirler. Oturma izni imkanı sunmaktadırlar. Türkiye'nin güçlü çıkışını engelleyemeyecekler. Bu sizin Avrupa "nın sonu olacak. Avrupa bir bataklık sürecine girmiştir. Çırpındıkça batıyor. Battıkça çırpınıyor. Bu olaylar çok uzun sürmeyecek. Bu çöküş İngiltere'nin Avrupa Birliğinden çıkışıyla başlamıştır. Bundan sonra da hızlanacaktır. Artık Avrupa özgürlükler ülkesi felan değildir" dedi.
"HOLLANDA'YA YAPTIRIM BAKANLAR KURULU'NDA ELE ALINACAK"
"Ekonomik anlamda bir yaptırım olacak mı ? " sorusuna ise Canikli, "Onların hepsini tartışacağız ve görüşeceğiz. Spesifik olarak şu alanlarda diye bir belirleme imkanı yok. Sonuç itibariyle bütün boyutlarıyla ele alınacak bir konu. Ayak üstü verilecek bir karar değil. Zaten yarın da Bakanlar Kurulu toplantısı olacak. O çalışmalar başladı. Bakanlar Kurulu'nda konuyu ele alacağız. Sonuç itibariyle bütün kararlarda ülkemizin çıkarları ve menfaatlerine esas alacağız. Atılacak adımları belirleyeceğiz ama kesinlikle karşılıksız kalmayacak" ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Vali Yücel Yavuz'u ziyaretinin ardından trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'na da ziyarette bulundu.
ADALET BAKANI BOZDAĞ: BU AVRUPA MEDENİYET ANLAYIŞININ İFLASIDIR
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bazı programlara katılmak üzere geldiği Düzce'de basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Hollanda hükümetinin yaptığının seyahat hürriyeti, ifade hürriyeti, toplanma hakkının çiğnenmesi olduğunu ifade eden Bakan Bekir Bozdağ, "İnsan haklarının ve demokrasinin katledilmesidir. Hukukun yok edilmesidir. Esasında Avrupa Birliği ve Avrupa konseyi ve Avrupa medeniyetinin üzerinde yükseldiği değerleri imhadır. Bu Avrupa medeniyet anlayışının iflasıdır. Çok net bir şekilde hukuk da, demokrasi de, insan hakları da ayaklar altına alınmıştır. Görülen o ki Hollanda'da yükselen ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve islamafobi hastalıkları, Hollanda hükümetine de yayılmış ve teslim almıştır. Ayrımcı, ırkçı, islamafobik, olumsuz anlayışlara karşı siyasetçiler sesini yükseltmez, ülkeyi yöneltenler tavrını koymazsa, kendi ülkelerinde konuşabilecekleri demokratik bir ortamı bulamazlar. Teröristlere her türlü imkanı verip, kucak açıp, demokratik hukuk devleti olan Türkiye'nin, meşru hükümetinin bakanlarına kapıyı kapatmak ve bunu demokrasi ile, insan hakları ile izah etmek mümkün değildir. İlkel bir uygulamadır. Diplomatik nezaketin büyük bir ilkellikle çiğnenmesidir. Faşist ve Nazizst bir uygulamadır. Hollanda'da nazizmin ve faşizmin ayak seslerinin duyulmasının ötesine geçildiğini, yeniden diriltildiğini görüyoruz. Avrupa Birliği organları, Avrupa konseyi organları ve Avrupa Birliği ülkeleri, insan hakları öğütleri, her gün rapor hazırlayan başka ülkelerin hepsine ayar üstüne ayar çekmeye çalışan demokrasi havarilerinin hiçbiri konuşmadı" dedi.
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland'a seslenen Bekir Bozdağ, "Hollanda hükümetinin yaptığı demokrasini katliamı, insan hakları ve hukuku mezara gömme anlayışı karşısında sizin söyleyecek bir çift sözünüz var mı yok mu? Eğer varsa iki gündür neden hala konuşmadınız. Türkiye söz konusu olduğunda insan hakları raporları hazırlanıp, kaşlarını çatıp konuşanlar, neden Almanya, Hollanda Avusturya'ya bu faşist uygulamalar karşısında sesiz kalıyorlar. Neden konuşmuyorlar. Adil olun, objektif olun, mert olun. Çifte standarttı bırakın. Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları söz konusu olunca herkese karşı eşit davranın. Ama öyle bir uygulama söz konusu değil. Herkes başka bir noktadan olaya bakıyor. Türkiye'nin ve Türk milletinin bu noktadaki duruşunu ben ayakta alkışlıyorum. Bizim milletimiz demokrasi ve insan haklarına sahip çıkma imtihanını ölümüne vermiş ve 15 Temmuz'da büyük bir kahramanlık destanı yazmıştır. Bunu dünyanın başka bir halkı verseydi, o halka madalya vermek için batılı ülkeler sıraya girerdi. Bunu Türk halkı yapınca herkes sus pus oldu. Herkes bu darbeci alçaklara sahip çıkmak için yarışa girdiler. Gazilerin, şehitlerin, yakınlarının hakkı hukuku yok mu? Onların hiç halini sordunuz mu? Bu kadar büyük katliamı yapanların, hakkının hukukun peşine düşüyor. Teröristlerin, casusların peşine düşüyorlar. Türkiye'nin aleyhine kim bir iş yaparsa onu himaye ediyorlar. Bu size fayda vermez. Avrupa Birliğinin üzerinde yükseldiği medeniyet değerlerine aykırıdır. Hukuka sahip çıkın, hukuku uygulayın. Demokrasiye sahip çıkın ve gereğini uygulayın. Türkiye'de ifade hürriyeti üzerine konuşuyorsunuz. Kimsenin toplanma hakkı engellenmemiştir, seyahat hakkı engellenmemiştir. Buna rağmen teröristleri himaye için, bu konuda Türkiye'yi suçlayanlar, Türkiye'nin bakanı teröristi mi? Değil. Bin yıllık bir devletin meşru resmi bakanı. Teröristlere gösterdiğiniz yaklaşımı, bakanlara göstermiyorsunuz. Bu elbette karşılıksız kalacak davranış değildir. Kimsenin Türk milletine ders verme hakkı yoktur. Türk milleti ve devleti uluslararası hukuk çevresinde gereğini yapacaktır. Hollanda'nın yaptığı ilkellikte değil. Hollanda'daki vatandaşlarımızın üzerine köpekleri salıyorlar. İnsanların üzerine polis gidiyor. Bunun neresi insan haklarına hukukun üstünlüğüne uygun. Onlar zannediyorlar ki biz köpeklerle korkuturuz. Tanklar, jetler korkutamadı milleti. 3-5 köpekle mi sindireceksiniz. Bunu anlamaları lazım, anlamazlarsa Türk milleti bunu anlayanlarla yoluna devam edeceklerdir" şeklinde konuştu.
EKONOMİ BAKANI ZEYBEKCİ: BURADAKİ PROVOKASYONA DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop Denizli'de bir otelde düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Alman gazetesinin kendisine yaptığı hakaret ile ilgili konuşan Zeybekci, "Normal bir insana yakıştıramadığımız şeyleri yazmışlar. Dünyada medeniyetten ve demokrasiden en uzak ülkesi ki, ben böyle bir ülke görmedim ve tanımadım. Dünyada en düşük seviyedeki basın yayın kuruluşunun dahi söyleyemeyeceği veya en ahlaksız insanın hasmına söylemeyeceği bir sözü, Almanya'da yayın yapan bir gazete, gerek internet sitesinde gerekse gazetede gördük. Artı zaten bugün yaşananlarla ilgili, gelinen nokta ile ilgili, daha darbecilerin araç ve gereçleri ortada dururken, bu ihanet şebekesinin katlettiği kardeşlerimizin kanları yerde dururken, hastanede yaralarımızı dururken, bir gazetenin attığı manşetle Türkiye'yi hedef göstererek, kendilerini ele vermişlerdir" diye konuştu.
"HOLLANDA VE ALMANYA'NIN YAPTIĞI PLANLI BİR PROVOKASYON VE PLANLI BİR OYUN"
Hollanda ve Almanya'nın yaptığı uygulamalarının provokasyon olduğunu belirten Zeybekci, "Burada dikkate buraya çekmekte fayda var diye düşünüyorum. Aklı selime çağrıda bulunmak için bunu söylüyorum. Bu planlı bir provokasyon ve planlı bir oyundur. Biz dikkatleri farklı bir noktaya çekmekte önemli diye düşünüyorum. Yani bu sürecin sonunda Türkiye'ye karşı yürütülen topyekun algı operasyonlarının sonunda bunun kazanını olmaz. Türkiye de kaybeder, bu algı operasyonlarına destek veren ülkeler de kaybeder. Bunun kaybedenleri olur. Bunun sonucunda belki şöyle bir şey olur, "biz daha az kaybettik, onlar daha fazla kaybetti" denilir ama sonuçta herkes kaybeder. Özellikle buradaki tuzağa, bu provokasyona altını çizerek dikkat çekmek istiyorum. Hükümetlerin bu konudaki, ki bunu Alman meslektaşıma da söyledim. Diğer ülkelerde meslektaşlarıma da söylüyorum. Bu süreçte dayatılan gerek Fetullahçı Terör Örgütü, gerekse Avrupa'nın birçok ülkesinde yuvalanan terör örgütünün propagandalarına karşı dostlarımızın uyanık ve dikkatli olması gerekiyor. Bu aziz milletin değerlerine karşı yapılan saldırılara karşı uyanık olmaları gerekiyor. Bu süreçler geçecek, ama bundan sonra birbirimizin yüzüne bakar halinde olmamız lazım. Biz de böyledir, dostunla öyle dost ol ki, gün geldiğinde hayal kırıklığını yaşamayasın, hasmınla öyle hasım ol ki, gün geldiğinde dostluk kurmak zorunda kalmayasın. Bunların altını çizmek istiyorum" ifadelerini kullandı.