MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin istikrarlı ve iddialı ilerleyiş ve yükseliş sürecinin hem ülke içinde hem de ülke dışında "emeli ve hedefi makus siyasi zihniyetler ve bunun haricindeki menfur mihraklar tarafından kaygıyla izlendiğini" belirtti.
"Özellikle zillet ittifakı korkuya düşmüş, telaşa kapılmıştır. Siyasi rant ve çıkar devşirmek uğruna toplumsal huzur ve güveni baltalayan, bu suretle fitne seferine çıkartılan muhalefet partileri Türkiye'nin milli ve tarihsel haklarına kesif bir cephe açmışlardır." ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve diğer zillet ortakları, zıvanadan çıkmakla kalmamışlar, artık bayağılıklarını ve bağnazlıklarını her saha ve zeminde deşifre etmişlerdir. Türk siyaset hayatı, ruhunu ve gururunu emperyalizme satan, kullanım ömrünü zalimlerin insafına bırakan malum ve mahut partiler eliyle karalanmış, sistematik olarak kundaklanmıştır. Karşımızdaki mide bulandırıcı tablo ülkemiz aleyhine olduğu kadar demokrasi adına da vahim bir tehdit olarak belirginlik kazanmıştır. Bir masa etrafında toplanıp PKK ve FETÖ'nün senaryolarına gönüllüce boyun eğen altı partinin Türkiye karşıtlığı, milli değerlerimizle kutuplaşması, izahı ve ifadesi olmayan bir çarpıklık noktasına ulaşmıştır. Emperyalizme taşeronluk yapan bu partilerin tezvirat ve tefrikaları da tahammül sınırlarını tehlikeli şekilde aşmıştır. Henüz cumhurbaşkanı adayını dahi belirlemekten aciz bir siyasi güruhun hiç kuşkusuz aziz milletimize ve ülkemize sağlayacağı bir şey olmadığı gibi, bu kapsamda ümitvar olması dahi boş bir hayal, boşuna bir beklentidir."
Bahçeli, "Müstakbel başbakanlık pozu veren bir şahsın hal-i pürmelali mizah konusu olmasının yanı sıra 'kadından imam olmaz' çıkışı ve bu doğrultuda Cumhurbaşkanı adaylığı için yanıp tutuşan Kılıçdaroğlu'nun buna ne diyeceği, nasıl bir yorum getireceği hala belirsizliğini koruyan bir muammadır." ifadelerini kullandı.
Esnaf ziyaretleri sırasında istediği cevapları alamayınca kabalaşan zihniyetlerin iyiliğinden, iradesinden, demokratik nezaketinden bahsedilemeyeceğini belirten Bahçeli, "Bir kısım tetikçi gazeteciyi ve bazı tasmalı anket şirketlerini maaşa bağlayan ve belli aralıklarla algı operasyonu yaptıran partilerin foyasının ortaya çıktığını" aktardı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, açıklamasına şöyle devam etti:
"Demokrasi kalpazanları, hukuk katliamcıları, milli irade dolandırıcıları, zillet ittifakı çatısı altında birleşmiş ve buluşmuştur. Aziz milletimizin iradesini gasp ve rehin almak amacıyla sipariş anketleri yayımlatanların düzenbaz siyaset taktikleri ayaklarına dolanmıştır. Bilhassa MHP ve Cumhur İttifakı'nı oy oranı bazında aşağı çekip zillet ittifakını yüksek gösteren laçkalaşmış kamuoyu araştırma şirketleri esasen dış bağlantılı hain bir kurgunun içimize kadar sızmış lejyonlarıdır. Bu köksüz anketçilerden elbette hukuk nezdinde ve maşeri vicdan eşliğinde hesap sorulacaktır. Vaki hesaptan hiçbir demokrasi infazcısı kaçamayacaktır. Türkiye'nin var oluş mücadelesini, 2023'ün muazzez hedeflerini, gücüne güç katan istikbal ve istiklal müdafaasını engelleme hevesinde olan ciğeri beş para etmez odaklar mutlaka kaybedeceklerdir."
"SABOTAJLAR BİZİ YOLUMUZDAN ÇEVİREMEYECEKTİR"
Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın haklı ve haysiyetli yürüyüşünün parlak bir başarının kapılarını aralayacağını, bunun sonucunda Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünün Türk milletinin muhteşem bir uyanışına vesile olacağını dile getirdi.
"Sömürgeleşmiş partilerin ülkenin önünü kesme çabasının tutmayacağını, zillet terazisinin aziz milletin tarihi vakarını asla çekemeyeceğini" vurgulayan Bahçeli, gerçekleri çarpıtmanın kimseye yararı dokunmayacağını belirtti.
Sümela Manastırı'nda dokuzuncu kez ayin yapmak için Trabzon'a gelen Fener Rum Patriği Bartholomeos'a "ekümenik" yazılı Trabzonspor forması hediye edilmesinin milli birliği hedef alan provokasyonlardan biri olduğunu kaydeden Bahçeli, "Bu yürek yaralayıcı tertip skandal olmasının ötesinde tahrik, tahrip ve taciz tonu çok yüksek bir meydan okumadır. Trabzonspor'umuza ve bu kulübümüze gönül veren muhterem vatandaşlarımıza hakaret niteliğindeki bu kepazeliğin hiçbir vicdan tarafından kabul edilmeyeceği ortadadır. Türkiye’de ekümenik diye bir kurum ve görev tanımı yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
Lozan Antlaşmasıyla, Fener Rum Patriği'nin siyasi ve idari işlerle uğraşmaması, Türkiye'deki Rum-Ortodoks vatandaşlara ruhani hizmet vermesinin hüküm altına alındığını kaydeden Bahçeli, patriğin Fatih Kaymakamlığına bağlı bir din görevlisi olmasının dışında hiçbir statüsünün de olamayacağını ifade etti.
AZEZ'DE TÜRK BAYRAĞINI YAKILMASI
Bahçeli, Türkiye'nin dört bir koldan tuzağa çekilerek milli ve manevi hassasiyetlerinin tahriş edilmesinin etap etap ilerletilen bir kumpasın iç yüzünü açığa vurduğunu aktardı.
Amacın kaos çıkarmak, kriz ortamı yaratmak olduğunu anlatan Bahçeli, "KPSS şaibesi, etnik kimlikleri kaşıyan sinsilikler, Moody's isimli derecelendirme şirketinin Türkiye ekonomisi hakkında kuşku uyandırma densizliği ve Azez'de Türk bayrağını yakma şerefsizliği bir kaos planlamasının birbiriyle bağlantılı olaylarından yalnızca bir kısmıdır." ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli şunları kaydetti:
"Türkiye'nin ufkunu perdelemek, enerjisini tüketmek, manevi direncini kırmak gayesiyle emre amade bekleyen iç ve dış odaklar eş zamanlı faaliyet halindedir. Fırsatçılar devrede, fesat yuvaları tetiktedir. Buna rağmen Azez'de al bayrağımızı yakma girişiminde bulunan soysuzların yaka paça yakalanmaları ve ihanetlerinin bedelini ödeyecek olmaları çok sevindirici bir gelişmedir. Bağımsızlığımızın sembolü al bayrağımıza el uzatan, egemenlik haklarımıza dil uzatan, milli varlığımıza göz koyan kim ya da kimler varsa bunun acıklı sonuçlarına en ağır biçimde katlanacaklardır. Ayrıca devası derdine yetmeyen, küçücük ve ipotekli aklıyla partimizi şiddetle bir gösteren selamsız sevimsiz Babacan'ın asıl şiddet ve dehşet faili bölücü terör örgütüne tek kelam edememesi, hatta teröristlere şirinlik taslaması düştüğü çukurun derinliğini göstermesi bakımından ibret verici bir hüsrandır. Bu şahsın muadili ve mukallit benzeri serok Ahmet'in Suriye'de yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimizi istismar eden ayıplı sözleri şahsıyla müsemma olan bozgunculuğa yeni bir misaldir."
"2023 YILI BÜYÜK TÜRK-İSLAM ASRININ MİLADI VE MİSAKI OLACAKTIR"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'nin Suriye konusunda attığı adımların değerli ve isabetli olduğunu ifade etti.
Bu ülkede yaşayan hiç kimsenin kökeni ve mezhebi ne olursa olsun ülkenin ötekisi veya hasmı olmadığına dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
"Hepsi kardeşimizdir, aramızda tarihe, kültüre ve inanca dayanan kuvvetli bağlar vardır. Dışişleri Bakanı'mızın Suriyeli muhaliflerle Esad rejimi arasında barışın tesis edilmesi hususundaki yapıcı ve gerçekçi sözleri kalıcı çözüm arayışlarına güçlü bir nefestir. Bundan hiç kimsenin rahatsız olmasına gerek yoktur. Türkiye’nin Suriye ile görüşme düzeyini siyasi diyalog mertebesine çıkarması, bu çerçevede terör örgütlerinin yuvalandıkları her coğrafi alandan iş birliğiyle sökülüp atılması önümüzdeki siyasi gündem konularından birisi olmaya namzettir ve hatta ciddiyetle ele alınmaya değerdir. 2023'e kadar her alanda ve her komşumuzla normalleşme atmosferinin hakim olması samimi arzumuz ve umudumuzdur. Üzerinde yaşadığımız geniş coğrafyanın bize söylediği, çatışarak değil kucaklaşarak yaşamanın tek seçenek olduğudur. Bunu başaracak tek siyasi irade de Cumhur İttifakı'dır. Gerisi sadece fasa fisodur, fuzuli ezberdir, gürültü kirliliğidir. Türkiye tarihi müktesebatının yol haritasında mesafe aldıkça, komşularıyla tutarlı, seviyeli, saygılı ve dengeli diyaloglar kurdukça, ne zillete gün doğacak, ne küresel emperyalizm fırsat bulacak, ne de mücavir bölgelerde terör örgütleri tutunacaktır.
2023 yılı büyük Türk-İslam asrının miladı ve misakı olacaktır. Bizimle milliyetçilik yarışına girip kutlu ceddimiz ve rahmetle yad ettiğimiz Süleyman Şah’ın türbesiyle ilgili dedikodu yapan Kılıçdaroğlu'na asıl cevabı Türk milleti verecek, Dersim ayarlı bu şahsın gerçek yüzünü muhakkak ifşa edecektir. Bu ise yalnızca bir sabır ve zaman meselesidir."