CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Adalet istiyorsanız önce 450 kilometre adalet için yürüyen adama güveneceksiniz. Adalet için yürüyene değil, adaletsizlik yapana destek oluyorsunuz. Olmaz bu. Sonra ‘Ben adalet istiyorum.’ diyorsunuz. Niye adalet versinler ki, adaletle onların bir ilgisi yok ki." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili Selina Doğan, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi'nde düzenlenen "2. Bölge Kent Mağdurları" toplantısına katıldı.
Burada konuşan Kılıçdaroğlu, siyasetçinin "Bu sorunu çözeceğim" diye kararlı ve inançlı bir tavır takınması halinde imar sorunun çözülebileceğini dile getirerek, katılımcılara şöyle seslendi:
"Kartal Belediyesi, var olan kanuna göre sorunu çözüyor, tapuyu dağıtıyor, Pendik Belediyesi 'Çözülmez.' diyor. Eğer kanuna aykırı bir iş yapılmışsa zaten belediye başkanını görevden alırlardı. Diğer taraf niye çözmüyor? Yerleştiğiniz yerler rant olarak çok değerlendi. Bu arsaları size layık görmüyorlar, rantiye sınıfına layık görüyorlar. Kavga bunun üzerine yürüyen bir kavgadır. Bu insanlar orada yaşamışlar, kültürleri, komşuları orada... Bunun çözülmesi lazım. Kim çözecek bunu? Bize, bunu çözme fırsatı vermediniz. Kimse kusura bakmasın. Ağlıyorsunuz ama sorunu çözme fırsatını vermiyorsunuz bize. Yerelde verdiğinizde çözüyoruz biz. İşte Kartal Belediyesi yaptı. Bu, bir mahallenin sorunu değil, Türkiye'nin sorunu. Bu sorunun çözülmesi ve bunu çözecek iradeye sahip bir siyasal anlayışın iktidar olması lazım."
Kılıçdaroğlu, hayatının sorun çözme üzerine inşa edildiğini ifade ederek, "Ben insanların sorununu çözerken, onların kimliğine, inancına, yaşam tarzına bakmam. Sorunu siyasetçi çözecek. Siyasetçi çözecekse, size 'Ben bu sorunu çözeceğim.' diyen siyasi partiyi iktidara getireceksiniz. Bu kadar basit." dedi.
İmar konusunda mağdur olanların dertlerini CHP dışında dinleyen olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hepimizin oturup yeniden düşünmemiz lazım. Sorun var ama çözüm de var, çözecek iradeye ihtiyacımız var, o irade olmazsa olmaz. 'Mahkemeye başvurup hakkımızı arıyoruz ve kazanıyoruz.' dedi bir arkadaşımız. Yakında hiçbir davayı kazanamayacaksınız. Yazın bir köşeye, 3 yıl içinde hiçbir davayı kazanamayacaksınız. Hangi adaletten söz ediyorsunuz? Hiçbirinizin ne can ne mal güvenliği var. Can ve mal güvenliğinin teminatı adalettir. Adalet talebi en kutsal taleptir. Birisi 'Adaletli davranacağım.' diyor, birisinin bütün uygulamaları adaletsiz. Gidip adaletsizliğin yanında yer alıp, sonra 'Derdimiz neden çözülmüyor?' diyoruz. Niye çözülsün ki sizin derdiniz? Onların böyle bir sorunu yok ki. Sarayda badem sütüyle beslenen birisi sizin derdinizi mi dinler?"
Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetin görevini, "herkesin rahat etmesi", "herkesin huzur içinde olması" şeklinde tanımlayarak, "Ortak ses çıkardığınız takdirde hepsi çözülür. Seçin Sayın Muharrem İnce’yi cumhurbaşkanı, Parlamento'da da millet iradesi fazla olsun, bir bakın bakayım 4 yıl içerisinde sizin sorununuz çözülüyor mu, çözülmüyor mu? 16 yıldır denediniz. Biz öyle 16 yıl, 20 yıl falan istemiyoruz, 4 yılda bu sorunların tamamı çözülür, 5 yılda da oturur keyfini yaparız. Niye çözülmesin? Siz başka bir ülkenin toprağında mı yaşıyorsunuz? Kendi ülkenizin toprağında yaşıyorsunuz. Biz kendi sorunlarımıza ön yargılarımızı kırarak ve tercihlerimizi ona göre değiştirerek çözüm bulmak zorundayız. Ön yargı ile sorun çözülmez. ‘Ben bu partiye yine oy vereceğim’, ver kardeşim, sorun çözülmüyor. Ağlamayacaksın o zaman.” diye konuştu.
"SİZLERE AHLAKLI OLMAYI, VATANDAŞIN DERDİNİ ÇÖZMEYİ VADEDİYORUM"
Rantiye sınıfının alın teri dökmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Çiftçi, sanayici, esnaf, işçi alın teri döker. Rantiye sınıfının özelliği şudur; bir masa, bir sandalye o kadar. Parası boldur, siyasilerle arası iyidir. İsteyene faizle para verir, istediğinde de gider araziyi kapatır. Orada güzel villalar yapar, parasını da kazanır. Rantiye budur. Biz yeniden üreten Türkiye’yi savunuyoruz. Boşuna demiyoruz 'Biz yeniden üreten Türkiye’ye dönmek istiyoruz, üretmek istiyoruz.' diye. Herkes üretmeli, herkes alın teri dökmeli. Rantın büyüklüğü sizin sorununuz çözümünde en büyük engeldir. Rantiye sınıfının iktidarla çok yakın bir bağlantısı vardır. Siz isterseniz 100 bin kişi olun ne fark eder ki. Bir kişinin iktidarla olan güçlü bağlantısı, 100 bin kişinin sorununu bir tarafa atar." dedi.
Kılıçdaroğlu, katılımcılara, "Adalet istiyorsanız önce 450 kilometre adalet için yürüyen adama güveneceksiniz. Adalet için yürüyene değil, adaletsizlik yapana destek oluyorsunuz. Olmaz bu. Sonra ‘Ben adalet istiyorum.’ diyorsunuz. Niye adalet versinler ki, adaletle onların bir ilgisi yok ki." şeklinde seslendi.
Devlette liyakat olduğunu ancak siyasette olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Çünkü devlet bakidir, liyakat üzerine inşa edilir. Devlette şef olmanız için üniversite mezunu olmanız, sınava girmeniz, kazanmanız lazım. Yoksa şef bile olamazsınız. Bakan olmak için başbakan olmak için iki şeye ihtiyaç var: ilkokul diploması ve savcılıktan iyi hal kağıdı. Siyaset ahlaklı bir iş olmadığı sürece toplum başını dik tutamaz. Siyasetçi düzgün insan olmalıdır, ahlaklı olmalıdır. Ben sizlere ahlaklı olmayı, vatandaşın derdini çözmeyi vadediyorum." diye konuştu.