CHP İl Başkanı Esat Şengül, Kamil Dalkara’nın Pazarcık’ta Belediye Başkan Adayı gösterilmemesinin ardından oluşan istifalar ve eleştirilere ilişkin, hiç kimsede görmeyen arkadaşlarımız partinin kurumsal kimliğini eleştirme hakkına sahip değildir, dedi.
Kahramanmaraş'ın Manşet gazetesinin manşet haberine göre:
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Esat Şengül, Kamil Dalkara’nın Pazarcık’ta Belediye Başkan Adayı gösterilmemesinin ardından oluşan istifalar ve eleştirilere ilişkin, “Aday olma hakkını kendinde ya da kendinden başka hiç kimsede görmeyen arkadaşlarımız partinin kurumsal kimliğini eleştirme hakkına sahip değildir. Herkes ayağını denk almalı ve ona göre konuşmalı. Bunu yapan partililerimiz gerekirse disiplin kurulumuz tarafından ihraç edilir. Onlara açık çağrımdır bir an önce istifa etsinler” dedi.
CHP İl Başkanı Esat Şengül, 31 Mart 2019’da gerçekleştirilecek olan yerel seçimlere yönelik basın toplantısı düzenlendi. Partinin il binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Şengül, gösterilen büyük teveccühten ötürü Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarının Ali Öztunç olduğunu açıkladı. Ali Öztunç’un adaylığının resmi anlamda Parti Meclisi toplantısının ardından onaylanacağını duyuran Şengül, seçimlere iddialı gireceklerine dikkat çekti. Adaylık açıklamasının ardından sözü Pazarcık’ta Kamil Dalkara’nın Belediye Başkan Adayı gösterilmemesinin ardından oluşan istifalar ve eleştirilere getiren Şengül, hiç kimsenin CHP’den büyük olmadığını vurguladı.
“VATANDAŞLARIMIZ ALİ ÖZTUNÇ’UN BÜYÜKŞEHİR ADAYI OLMASINI İSTEDİLER”
Şengül, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: “CHP’nin yerel seçimlere bu defa çok iddialı hazırlandığını özel röportajlarımızla paylaşmıştık ve bunlardan bir tanesi de büyükşehir ile ilgili iddiamızdı. Ali Öztunç Milletvekilimizin Büyükşehre aday olabileceğini ifade etmiştik. Milletvekilimiz her ne kadar tevazu gösterse de örgütümüzün bu konuda müthiş bir teveccühü vardı. Ali Beyin son 5 aydır meclis gündemine Kahramanmaraş’ın sorunlarını taşıdıkça hiç kimseden çekinmeden, korkmadan sorunları bir bir meclis gündemine gerek kanun teklifi olarak gerek soru önergesi olarak taşıdıkça Kahramanmaraşlı hemşerilerimiz her zaman olduğu gibi kadir şinas davranışlarını milletvekilimiz üzerinde de göstermiş bulunmaktalar. Bu anlamda gerek ilçe başkanlarımızı gerek yöneticilerimizi gerekse de şahsımı bizzat arayan, partimize oy vermediği halde partimize oy vereceğini, mutlak surette Ali Öztunç’un büyükşehir adayı olmasını istediler. Örgütümüzde bu talepleri yerinde görerek evvelki gün ilçe başkanlarımızla birlikte genel başkanımızın yanına çıktık ve bu tabloyu anlattık.
“ALİ BEYİN MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞMEYECEK”
CHP 1980 öncesi burada 3 milletvekili bir senatör çıkartmak suretiyle Kahramanmaraş’ta birinci partiydi. Bu parti git gide artık oylar azaldı, seçmenlerimizde büyük bir göç yaşandı. Ama partinin de dönem dönem yapmış olduğu eksikliklerden dolayı neredeyse iddiamız yok olur hale gelmiş ve son 2 seçimde milletvekili bile çıkaramamıştık. İşte Kahramanmaraş’a bu yakışmazdı. Çünkü Kahramanmaraşlının ne kadar kadir şinas olduğunu bilirim. Burada görev yapan bir valiyi CHP’den Belediye Başkanı yaptı hemşerilerimiz. Aynı İbrahim Öztürk’ü daha sonra bağımsız milletvekili yaptı. Kahramanmaraşlı hemşerilerimiz bu yönüyle kadir şinastır. Eğer Kahramanmaraş için taş üstüne taş koyuyorsa partisi hiç önemli değil, o insanı sahipleniyor. İşte sayın vekilimizin de 5 aydır sergilemiş olduğu performans bunu gösterdi. Vatandaşlarımızda, hemşerilerimizde büyük bir teveccüh vardı. Bu durumu genel başkanımıza anlattık. Ali Beyin adaylığı Parti Meclisi Toplantısında resmen onaylanacak. Ama şundan emin olabiliriz ki CHP’nin adayı Ali Öztunç’tur. Tabii Ali Bey milletvekili iken aynı zamanda belediye başkanı olabilir. Ali Öztunç belediye başkanı adayı olabilmesi için milletvekilliğinden istifa etmesi gerekmiyor. Bu yanlış algıyı düzeltelim. Eğer Ali Öztunç seçilirse Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı daha güzel yakışır diye düşünüyorum. Seçilemezse Ali Bey parlamentoda hizmetlerine kaldığı yerden devam edecek.
“AFŞİN VE ÇAĞLAYANCERİT’TE ADAY ÇIKARMAYACAĞIZ”
Dün CNN Türk’te bir yanlış haber geçti. Alt yazıda CHP’nin İyi Parti’yi destekleyeceği iller arasında Kahramanmaraş’ında olduğu ifade edildi. Yalnız bu yanlış haber. Çünkü MYK’dan aldığımız bilgi de Kahramanmaraş yok. Dolayısıyla bende dün gece CNN Türk’e bağlandım ve bu haberin yanlış olduğunu ifade etti. Daha sonra o yanlış haber kaldırıldı. İlçeler bazında İyi Parti ile yerelde görüşmelerimiz devam ediyor. Dolayısıyla şu ana kadar Pazarcık ve Nurhak’ta İyi Parti il başkanımızın aldığı karar gereği buralarda aday çıkarmayacaklarını ifade ettiler. Bizde buna mukabil olarak Afşin’de ve Çağlayancerit’te aday çıkarmayacağız. Yine bazı ilçelerde de buna benzer anlaşmalar olur diye düşünüyorum. Hiçbirimiz partinin kurumsal kimliğinin üstünde değiliz. Bu koltuklar nasıl ki mahkemede kadıya mülk değilse buralarda bize mülk değil. Buralar gidecek ama CHP ilelebet payidar kalacaktır. Bunun gereğini yerine getiren arkadaşlarımız tabii ki partide istediği yerlere gelebilme hakkını sahip. Yerine getirmeyen arkadaşlarımızda artık partiyle ilişkisini sonlandırması gerekir. Kendileri sonlandırmazsa partinin yetkili kurulları gerekli şeyleri yapacaktır.
“BİZ BAŞKA PARTİLER GİBİ BİAT KÜLTÜRÜYLE YÖNETİLMİYORUZ”
Pazarcık’ta bir aday adaylığı süreci yaşandı ve 3 partilimiz aday adayı oldu. Bu süreç genel merkezin yürütmüş olduğu teamüllerle sonlandırıldı ve Haydar İkizer Partimizin Pazarcık Belediye Başkan adayı oldu. Pazarcık ilçe Başkanlığımızda bir takım istifalar ve yönetimin düşmesi gibi durumlar yaşandı, ben buradan halkımıza seslenmek istiyorum; sağda solda duyduğunuz yalan yanlış haberlere itibar etmeyin, ilk istifada 44 kişi istifa etti ama ikinci gün 14 kişi istifasını geri çekti ve toplam istifa sayımız 30 kişiye düştü. İlçe Başkanlığımızın yönetim kurulunda da istifalar gerçekleşti ama biz ilçe başkanımızdan memnun olduğumuz için tekrar görev tebliğ ettik ve başkanımızda kendine yeni bir yönetim kurulu kurarak tekrar görevine geri döndü. Aday adaylığı sürecinde vatandaşın istediği adayı desteklemesinden dolayı siyasi partilerde bir tahribat yaşanıyor. İstifalar, eleştiriler, gösteriler, protestolar bizim gibi Partilerde gayet normal bir süreçtir ve herkesin demokratik hakkıdır. Biz başka partiler gibi biat kültürüyle yönetilmiyoruz.
“SESSİZ KALMAMIZ ÇOK BAĞIRANIN HAKLI OLDUĞUNU GÖSTERMEZ”
Protestoları yapan arkadaşlarımızın etrafındaki kitleye duyduğum saygıdan dolayı bu süreçle ilgili ben herhangi açıklama yapma gereği duymadım. Bizim sessiz kalmamız çok bağıranın haklı olduğunu göstermez bunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Aday olma hakkını kendinde ya da kendinden başka hiç kimsede görmeyen arkadaşlarımız bu partinin milletvekilini, bu partinin genel başkan yardımcısını, bu partinin kurumsal kimliğini eleştirmeye hakkına sahip değildir. Bunlar yaşanırsa o kişilerin ya istifa etmesi gerekir ya da bana ulaşan şikâyet dilekçelerini gündeme getirdiğimiz takdirde disiplin kurulumuz tarafından partiden ihraç edilir. Herkes ayağına denk almalı ve ona göre konuşmalı. Particilik bugünden yarına bir anlık bir şey değil ki siyaset böyle bir ilim değildir zaten. Siyasette yaptığınız bir hata veya eksiklik kırk yıl sonra çocuklarınız veya torunlarınızın karşısına bile çıkabilir. Bunu yapan partililerimiz gerekirse disiplin kurulumuz tarafından ihraç edilir. Onlara açık çağrımdır bir an önce istifa etsinler. Hem partimizin hem de bunları hiç hak etmeyen milletvekilimize hakaretler edilmesi kabul edilir bir şey değil. Süreçle ilgili olarak aday adaylarımızdan biri bir salon toplantısında anlatmış.
“ARZU EDİYORSANIZ BENDE SİZİNLE İLGİLİ BİLDİĞİM ŞEYLERİ AKTARAYIM…”
Beni ve ilçe başkanımı, “Efendim, eğer bunlar istifa etmezse bu suçun ortağıdır” diye suçluyor. Evet, ben bir suç işledim. Ben bu suçu şöyle işledim. 2 adayımıza rağmen beyefendinin telkinleriyle gidip kendini anlatma suçunu işledim. Ama bu partide il başkanının, ilçe başkanının istifasını isteme yetkisi genel kurulundur. Öyle Ahmet, Mehmet böyle istiyor diye istifa edilmez. Ayrıca siyaset yapıyoruz, siyaset yaparken doğru işleri hepimizin yapması lazım ki yarın öbür gün karşımıza buna benzer şeyler çıkmamalı. Bugün sizin söylediğiniz şeyler tartışılır. İstatistiki olarak cevap veririm. Hatta arzu ediyorsanız bende sizinle ilgili bildiğim şeyleri aktarayım. Onun için böyle bir dönemde herkese düşen partililik adabı şudur; parti kimi aday göstermişse orada görev yapan üyesinden yöneticisine kadar herkesin görevi düğmesini ilikleyip adayın arkasında çalışmasıdır. Aday yanlış olabilir veya parti bu konuda yanlış bir tercih yapmış olabilir. Bunlar tartışılır.”