CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, 2018'in ilk MYK'sini yaptıklarını belirtirken, yeni yılı kutladı.
Yeni yılın iyi bir gelecek getirmesi temennisinde bulunan Tezcan, ancak dünyada iyi şeylerin olmadığını belirtti.
Ortadoğu'nun uzun zamandır bir yangın yeri olduğuna dikkati çeken Tezcan, "İran'da da çeşitli gerilimler yaşandığını görüyoruz. İran'ın istikrarının sadece İran için değil, hem bölge için hem de Türkiye için çok önemli olduğunu biliyoruz." ifadesini kullandı.
Elbette bir ulusun istekleri, talepleri olabileceğini aktaran Tezcan, ancak bunların demokrasi içerisinde, sükunetle ele alınması gerektiğini vurguladı.
Tezcan, şunları söyledi:
"Bölgede özellikle şiddetten kaçınmaya herkesin özen göstermesini bekliyoruz. Hem iktidarın hem de toplumsal hareketin içerisinde bulunanların itidal içerisinde olmasını, bütün taraflara şiddetten özenle kaçınmasını tavsiye ediyoruz. Bölgede sağduyunun kazanması herkes için önemlidir. Demokratik hak ve taleplere her yerde saygı duyulması beklentimizdir. Bu meselenin bir an önce suhuletle çözüme kavuşturulmasını diliyoruz."
ASGARİ ÜCRETE TEPKİ
Açıklanan asgari ücret miktarına tepki gösteren Bülent Tezcan, CHP olarak asgari ücretin net 2 bin lira olmasını istediklerini hatırlattı.
Bu rakamı yaptıkları titiz bir çalışmanın ardından açıkladıklarını, ezbere konuşmadıklarını belirten Tezcan, "Hükümetin net 2 bin lira verilebileceğini biliyoruz ama ne yazık ki işçinin nasıl geçineceğini düşünmeyen bir hükümetle karşı karşıyayız." diye konuştu.
Türkiye'de açlık sınırının bin 608 lira olduğunu, ancak asgari ücretin bunun da altında kaldığını ifade eden Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asgari ücret, pazarlığa tabi bir ücret olamaz. Asgari ücret, en az ücret demektir. Gelinen noktada verilen bin 603 lira, açlık sınırının altındadır. Bu işçiye 'açlık sınırının altında yaşayacaksın, seni açlığa mahkum ediyorum' demektir. Hükümet 'sana bu müstahak' demiştir. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, 'bin 603 lira neyinize yetmiyor, elinize, dilinize dursun' dedi. Kendi sarayının bütçesi 1 dakikada bir asgari ücret yiyor. Sarayın yıllık bütçesi 845 milyon 365 bin lira. Bölün bunu, bir dakikası asgari ücrete denk geliyor. Şimdi bu saltanatı yaşayanlar, bu israfı yaşayanlar işçiye 'elinize dilinize dursun bin 603 lira neyinize yetmiyor' diyor. Şimdi millete havale ediyorum, kimin eline diline dursun? Bunun muhatabı kim? Osmanlı'yı böyle bir saltanat sefası yıkmıştır. Bu millete bunu yapmaya hakları yok. Türkiye bu tablodan çıkacak. Bu tabloyu Türkiye'nin hakettiğine inanmıyoruz."
Cumhurbaşkanı'nın geçtiğimiz günlerdeki Afrika ziyareti sırasında "Tunus'tan zeytinyağı alabiliriz" dediğini aktaran Tezcan, bu açıklamaya da tepki gösterdi. Tezcan, "Türkiye'de zeytin alanlarını talan ettireceksin, inşaat alanı yaptıracaksın, ondan sonra da 'Tunus'tan zeytinyağı alacağım' diyeceksin. İhanet arıyorsunuz burada. Tarımın bağrına hançer saplıyorsunuz, ihanet burada. Tunus'ta 80 milyon zeytin ağacı var, Türkiye'de 170 milyon zeytin ağacı var." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin kendi kendine yeten ülke konumundan ithalat cenneti haline getirildiğini belirten Tezcan, "Türkiye'de AK Parti iktidarıyla el ele tutuşmuş bir ithalat lobisi var. Son KHK'de, arpa ithalatında gümrük vergisini sıfırladılar. Siz bu millete düşman mısınız? Bu ihanetin bedelini millet inşallah ilk seçimde soracak. Bizim iktidarımızda çiftçinin yüzü gülecek." açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kastamonu konuşmasında şiir okuyan gençlere, "ben o şiiri okuduğum için hapis yattım, şimdi sizi kimse içeri atamaz" dediğine işaret eden Tezcan, "Bir şiir nedeniyle hapse girmesi doğru değildi, o başka bir şeydi ama elhamdülillah Erdoğan'ın döneminde 140 karakter tweetleri attı diye yüzlerce gencin soruşturulduğu, hapse atıldığı bir Türkiye yaşıyoruz." ifadesini kullandı.
"FOTOĞRAFLARI BİZ SERVİS ETTİK"
Geçtiğimiz hafta "darbe gecesi kim nerede?" tartışması yaşandığını belirten Tezcan, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun o gece nerede olduğunu, herkesin bildiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun Bakırköy Belediye Başkanının evinde geceyi geçirdiğini hatırlatan Tezcan, şöyle devam etti:
"Uçaktan inmeden 'darbe nereden gelirse gelsin karşıyız' diyen Genel Başkanımızdır. Yanında teselli ettiği ise AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'dır. Çıkar, anlatır. Bizler Genel Başkanımızın talimatıyla TBMM'ye ilk giden milletvekilleriyiz. Biz o gece bombaların altına başımızı soktuk. Bu polemiğin üzerinden nereye girmeye, neyi saklamaya çalışıyorlar? Sen cumhurbaşkanlığı imkanları, bütün koruma filosunu arkana alacaksın, kendini saklayacaksın, alan güvenlikleri sağlandıktan sonra ortaya çıkacaksın. Senin için güvenlik sağlamak için hak ama anamuhalefet partisi için değil. Genel Başkanımız nerede olacaktı? Sokakta mı olacaktı? Hanginiz sokaktaydınız, hanginiz tankın önüne yattınız, bütün bu koruma ordusuyla güvenlik sağlandıktan sonra Atatürk Havalimanına indin, 4 gün Ankara'ya gelemedin.
Genel Başkanımız 16 Temmuz günü karayoluyla gelip TBMM'deki oturuma katıldı. Güvenlik endişesiyle Ankara'ya 4 gün gelmedin, verilecek bir hesap varsa, bunun hebasını vereceksin. Ilgaz Tüneli'nde başbakanın ne işi vardı? Hangi polemiğin peşindesiniz, hangi hükümet üyesi sokaklardaydı? Sanki bu fotoğraflar sonradan ortaya çıkmış, bu fotoğraflar 16 Temmuz günü CHP Basın Bürosu tarafından servis edilmiştir. Bilgi verilmiştir, Genel Başkanın saklayacak bir şeyi yok. Türkiye'yi yalanlar üzerinden ayrıştırmanın kimseye faydası yok. 15 Temmuz'la ilgili kimin ne olduğunu tarih yazdı."
"OHAL ÇALIŞTAYI DÜZENLEYECEĞİZ"
Hükümetin, yarattığı OHAL rejimi ile Türkiye'deki muhalefeti yok etmek konusunda epey maharetli adımlar attığını, ancak başarılı olamayacağını dile getiren Tezcan, hükümetin FETÖ mücadelesini eleştirdi.
"FETÖ ile mücadele etmek için darbenin siyasi ayağını ortaya çıkarma kararlılığı olması gerekir." diyen Tezcan, CHP, Tanıtım ve Halkla İlişkiler Birimi tarafından "AKP, 15 Temmuz'dan Sonra da FETÖ'den Kopamadı" raporunun hazırlandığını belirtti.
OHAL kalkmadan Türkiye'nin istikrarını sağlayamayacağını savunan Tezcan, bu nedenle 15 Ocak Pazartesi günü Türkiye Barolar Birliği Konferans Salonunda OHAL Çalıştayı düzenleyeceklerini bildirdi. Çalıştayda, iş, emek, yargı, medya dünyasının temsilcilerinin OHAL'la ilgili düşüncelerini paylaşacaklarını aktaran Tezcan, çalıştaya tüm vatandaşları davet etti.