TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, 16 Nisan'da oylanacak olan cumhurbaşkanlığı sisteminin Cumhuriyeti teminat altına alacağını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı sistemi, Cumhuriyeti teminat altına alan, bir daha saltanatı, krallığı, monarşiyi imkansız hale getiren bir sistem" dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve ve AK Parti İstanbul Milletvekili Şentop, Edirne programının son bölümünde özel bir restoranda düzenlenen "Halk Buluşması" yemeğine katıldı. Burada bir konuşma yapan Şentop, 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı sisteminin Cumhuriyeti teminat altına alan, saltanatı, krallığı, monarşiyi imkansız hale getiren bir sistem olduğunu dile getirerek, "Parlamenter sistem Cumhuriyeti garanti etmiyor" ifadelerini kullandı.
Şentop, cumhurbaşkanlığı sistemi veya başkanlık sistemi adıyla dünya genelinde 59 ülkede bu sistemin uygulandığını hatırlatarak, "Bir hükümet sistemi olan parlamenter sistem, krallıklarda da oluyor, cumhuriyetlerde de oluyor. Parlamenter sistem için Cumhuriyet zorunlu değil. Bugün bizim hükümet sistemimiz bu. Cumhuriyetle parlamenter sistem zorunlu bir birliktelik, beraberlik içerisinde değil. Krallıklarda da parlamenter sistem olabiliyor. Ama bizim önerdiğimiz bu cumhurbaşkanlığı sistemi sadece ve sadece cumhuriyetlerde oluyor, krallıklarda olmuyor. Dünyada bizim önerdiğimiz sisteme benzeyen 59 tane ülkede bu sistem var, cumhurbaşkanlığı sistemi veya başkanlık sistemi adıyla var. Ve bu 59 ülkenin hepsi cumhuriyettir. Bu sistemin krallıkla, saltanatla, monarşiyle beraber olabilme ihtimali yok. Bu açıdan bakacak olursak parlamenter sistem Cumhuriyeti garanti etmiyor. Ama bizim önerdiğimiz cumhurbaşkanlığı sistemi Cumhuriyeti garanti eden bir sistem. Cumhuriyet dışında bir sistemle monarşiyle devlet şekliyle rejimle bir arada olmuyor. O açıdan bakacak olursak, bugünkü mevcut sisteme göre bizim önerdiğimiz 16 Nisan'da oylanacak olan cumhurbaşkanlığı sistemi, Cumhuriyeti teminat altına alan, bir daha saltanatın, krallığın, monarşiyi imkansız hale getiren bir sistem" dedi.
"ÇİFT BAŞLILIK KAĞIT ÜZERİNDE KALMIYOR BİZDE"
Şentop, Cumhuriyet tarihinde göreve gelen cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında yaşanan sıkıntıları anlatarak, şunları kaydetti:
"Bizde bu çift başlılık uygulamada da çift başlılık olduğu için Türkiye'de krizler bitmemiş. Ne zaman yeni mi? Hayır, Atatürk zamanından itibaren, Atatürk Cumhurbaşkanı İnönü Başbakan, 1937'de aldı İnönü'yü görevden, Bayar'ı getiriyor. 1938'de vefat ettiğinde dargındılar. Sonra İnönü cumhurbaşkanı oluyor, başbakanlarıyla anlaşamıyor, 12 yılda 4-5 tane başbakan değiştirmiş. Sonra Celal Bayar geliyor, Menderesle baştan iyi ama sonra bozuşmuşlar. Sonra Cemal Gürsel, Cevdet Sunay Demirel'le bir sürü sıkıntılar yaşamışlar. Sonra Fahri Korutürk gelmiş, Ecevit ile Demirel'le bir sürü sıkıntılar yaşamışlar. Kenan Evren Cumhurbaşkanı olmuş, Özal ile yaşadıklar malum. Sonra Özal ile Demirel arasında yaşanan nezaket sınırlarını aşan laflar. Sonra Demirel geliyor, Tansu Çiller ve Erbakan arasında yaşanan sıkıntılar. Ahmet Necdet Sezer'in Ecevit ile yaşadıkları, anayasa kitapçığı fırlatma olayı. Sonra Abdullah Gül başbakan olunca onunla yaşadığı sıkıntılar. Sonra Recep Tayyip Erdoğan başbakan olunca onunla yaşadıkları, yani Atatürk zamanından itibaren bizde cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında mutlaka sıkıntılar yaşanmış. Niye? Çift başlılık kağıt üzerinde kalmıyor bizde, uygulamada da çift başlılık, iki başlılık olduğu için sıkıntı yaşanmış. Başından itibaren var, dolayısıyla hükümeti icra işini son sözü tek kişinin söyleyeceği bir şekilde tanzim edilmesi lazım. Bununla ilgili bizim çekineceğimiz, utanacağımız bir şey yok. Evet yürütme, yasama ayrı, yargı ayrı. Yürütme işi sadece bir tek kişiye verilmesi lazım. Doğrusu bu, işleyen dünyadaki sistemlerde ancak böyle işliyor, böyle çalışıyor."