Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkeyi hazmedemeyenler, bu ülkenin duruşuna katlanamayanlar isteseniz de istemeseniz de bu millet, bu ülke dimdik ayaktadır ve dimdik ayakta olarak da yoluna devam edecektir" dedi.
Sakarya'nın Karasu ilçesinde BMC Fabrikası'nın temel atma törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank katıldı. Törende konuşan Erdoğan, "Biraz sonra canlı bağlantılarla önce İzmir'e bağlanacak, modernize edilen 2 bin 700 çalışanın görev yaptığı İzmir Pınarbaşı'ndaki fabrikanın açılışını gerçekleştireceğiz. Yerli 600 beygir gücündeki motorunun test çalışmasını yapacağız. Savunma sanayini bir üst lige taşıyacak, milletimizin gurur abidelelerinden biri olacağına inandığım BMC'nin 1. kısmının temel atma törenini icra edeceğiz. 222 hektar alan üzerine kurulan alan üzerinde tank, zırhlı araç, ticari araç, motor fabrikası, hızlı tren ve metro fabrikası gibi pek çok üretim hattı bulunuyor. Yatırım büyüklüğü 500 milyon dolara ulaşacak BMC üssü tüm etaplarıyla faaliyete geçtiğinde 10 bin kişiye istihdam sağlayacak. Tesis hizmete girdiğinde ülkemize senelik 5 milyon dolar katma değer oluşturmasını bekliyoruz. Katar başta olmak üzere dünyanın pek çok farklı ülkesine yıllık ihracat gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bölümler halinde inşa edilecek ve tamamı 2023'te hizmete girecek üretim üssünün 100 bin metrekarelik hazırlık temelini atıyoruz. 2019'da tamamlanmasını ve 2020'de devreye girmesini bekliyoruz" dedi.
Türkiye'nin güçlenerek yoluna devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye battı ve bitti dediler, yatırımlar, üretimler durdu dediler. Hepsine inat yatırımlar da devam ediyor, üretimler de devam ediyor. Bu ülkeyi hazmedemeyenler, bu ülkenin duruşuna katlanamayanlar isteseniz de istemeseniz de bu millet, bu ülke dimdik ayaktadır ve dimdik ayakta olarak da yoluna devam edecektir. Böylece Sakarya Karasu'ya şehrimizle birlikte tüm Türkiye'ye yatırım kaynağı olacak tesisi kazandıracağız. Ülkemizin gelecek 50 senesine damga vuracağına inandığım BMC'nin hayata geçirilmesine öncelik edenleri tebrik ediyorum. Emekleri ve sermayeleri, fikirleri ile bu eserin inşasına katkı sunacak tüm kardeşlerime ülkem, milletim adına teşekkür ediyorum. Küresel sermaye olarak değerli dostum Katar emirine milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum. Burada bir Katar ve Türkiye işbirliği var. Bu işbirliği gerçekten her iki ülkenin kazan-kazan esasına göre geleceğe yönelik örnek bir adımdır. Darbe girişiminden Ağustos'ta yaşanan kur dalgalanmalarına kadar Katar'la ülkemizin yaşadığı işbirliğini unutmadık. İnşallah bundan sonra savunma sanayinden ticarete Türkiye-Katar işbirliği güçlenmeye devam edecektir" diye konuştu.
"SURİYE'DE ŞİMDİ DE AYNI OYUNLAR OYNANIYOR"
Erdoğan, Türkiye'nin stratejik öneme sahip bir coğrafyada bulunduğunu belirterek, "Barış, huzur, istikrar abidesi olarak 82 milyon halkımız için değil tüm dost ve kardeş topluluklar için güven kaynağıdır. Bu topraklar zulme ve baskıya uğrayanların, dil, din, inancı konusunda sıkıntı çekenlerin yanında olmuştur. Türkiye'nin kendi vatandaşları yanında mazlum ve mağdurlar için hiç şüphesiz öncelikle milletimizin yüce gönüllülüğüdür. Bu millet, paylaşmanın bereketine inanan bir milletir. Bu millet mazlumlara sahip çıkmayı, alan el olmaktansa veren el olmayı öngören millettir. 3,5 milyon Suriyeli muhacire kapısını açan bu millet, biliyor ki benim sevgili Peygamberim bir muhacirdi. Medine ona ensar oldu. Onun için ensarın ne olduğunu, muhacirin ne olduğunu biz çok iyi biliriz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin askeri kapasitesi, ekonomi, siyasi ve diplomatik kabiliyeti ile güçlü olmak zorunda olduğunu belirten Erdoğan, "Savunma sanayi alanında caydırıcılığımız çok yüksek olmak durumundadır. Onun için yola çıktığımızda az önce de ifade edildiği gibi yüzde 20'lerdeydi. Şimdi ise yüzde 68'e kadar ulaştık. Yetmez daha da çıkacağız. Bunun yolu her zaman ifade ettiğim gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Birilerine bunu bırakamaz, emanet edemeyiz. Eskilerde bunun acısını çok çekmiş bir milletiz. Stratejik ortaklarımız bizi yarı yolda bıraktıklarında yaşadık. Muhabere askerde önemlidir. Muhabere sistemlerimiz çöktü. Ama şimdi biz onlardan kurtulduk. Artık biz kendi tesisimizi kendimiz yapıyoruz. Suriye'de şimdi de aynı oyunlar oynanıyor. Şimdi bu oyunları oynayanlar şunu bilmeli ki kullandıkları enstrümanlar yanlış enstrümanlar. Ve o yanlış enstrümanlar onları aldatıyor, bizi aldatamayacak. Ülkemiz kendisine yıllar boyunca teslim edilmeyen uçaklar için hangarda saklama ücreti ödemek zorunda bırakılmıştır, neler yaşadı bu ülke. Özellikle Amerikan patenti hiçbir yedek parça, silahın ülkemize satışına müsaade edilmedi. Stratejik ortak olarak bize destek verilmezken, stratejik ortaklığın ötesinde farklı ortaklıklarda çok büyük destekler verildi. Yüzde yüz haklı olduğumuz mesele ülkemizi cezalandırma, savunma sistemimizi çökertmeye çalışıldı" dedi.
KENEVİR EKİMİ
Kenevir ekimi için bakanlara talimat verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Afyon ve kenevirle ilgili kısıtlamaların yer alması, konunun bir başka önemli boyutudur. Bize bir zamanlar afyon ekimini yasaklayanlar kendileri cayır cayır afyon ekiyorlar. Şimdi diyorum ki gelin biz yeniden ekranları başında bizleri izleyenlere sesleniyorum. Tarım Bakanlığımıza bu konuda gerekenleri söyledim. Yeniden bir kenevir ekimi süreci başlatalım. Çünkü kenevir ekiminin çok farklı alanlarda çok farklı faydalarının olduğunu göreceğiz. Bu süreci başlatacağız. Buradaki amacın ülkemizi sadece askeri açıdan değil ekonomik olarak dışarıya bağlılığını kaldırmaktır. Gizli açık tuzaklar ve dayatmalar bize engel oluyor. Tarih ibret almayanlar için tekerür eder, ibret alanlar için değil. Acı hadiselerin tekrarlanmasını istemiyorsak yapmamız gereken bellidir" dedi.
2002'de yüzde 80'leri bulan dışa bağımlılığı yüzde 35'lere düşürdüklerini belirten Erdoğan, "Savunma sanayinde son 16 yılda aldığımız büyük mesafe sadece devlet ve kamunun başarısı değildir. Özel sektör firmalarımızda çok ciddi çaba göstermiştir. Günümüzde yalnızca kamu kaynakları ile başarı sağlamak mümkün değildir. Dünyanın gelişmiş ülkelerine baktığımızda hiçbir ülke yüzde 100 üretimi kendi ülkesinde yapmaz, yapmıyor ve mantiki de değil. Birçok parçalarını farklı ülkelerden tedarik ediyor" diye konuştu.