Emniyet bünyesinde oluşturulan özel ekibin yaptığı çalışmalarda, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) en çok korktuğu konuların "ByLock", "mahrem imam yapılanması" ve "ankesör" soruşturmaları olduğu belirlendi.
AA muhabirinin emniyet yetkililerinden aldığı bilgiye göre, 15 Temmuz 2016'da hain darbe girişiminde bulunan FETÖ/PDY'ye yönelik çalışmalar, örgütün kirli yüzünü deşifre ediyor.
Emniyet birimleri, ellerindeki delil, belge ve itirafçılardan elde ettiği bilgiler sayesinde adeta köşeye sıkıştırdığı örgüt mensuplarının kaçamak ve yanlış cevaplar vererek kendilerini yönlendirmelerine izin vermiyor. Böylece FETÖ'cülerin bu şekilde kendilerini aklamaları da engelleniyor.
Şüphelilerin itirafları, ele geçirilen örgütsel doküman, ByLock mesajları gibi materyaller en ince ayrıntısına kadar incelenirken bazı dikkat çekici tespitlere ulaşılıyor. Tespitlerde bulunulurken FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in örgüt mensuplarını bir arada tutmak için internet sitesi, sosyal medya ve üyeleri aracılığıyla ilettiği mesajlara da bakılıyor.
Tüm bu unsurlar incelendiğinde FETÖ'nün en çok korktuğu konuların ByLock, mahrem imam yapılanması ve ankesör soruşturması olduğu anlaşılıyor.
ByLock kullanıcıları tek tek deşifre ediliyor
FETÖ'nün mahrem yapılanmasında yer alan "Garson" isimli gizli tanığın savcılığa verdiği SD kartta ByLock kullanıcısı 102 bin kişilik liste çıkmıştı. MİT'in yaptığı çalışmalarda ise 45 bin 220 ByLock kullanıcısı daha tespit edildi.
Emniyetin çalışmalarında da ByLock kullanıcısı olarak 9 bin 320 kişinin daha ismine ulaşıldı. Yapılan inceleme sonucu 9 bin 320 kişiden 6 bin 580'inin MİT'in listesinde bulunduğu belirlendi. Böylece emniyetin yeni olarak tespit ettiği ByLock kullanıcısı sayısının 2 bin 740 olduğu anlaşıldı.
"Garson"un verdiği SD kartta bulunan 102 bin kişi ile MİT'in çalışmalarında ulaştığı 45 bin 220 kişi arasında mükerrer kullanıcıların olduğu, bu nedenle ByLock kullanıcısı sayısının 110 bin civarlarında bir sayıya ulaşmasının beklendiği bildirildi. Ancak daha sonra yapılacak çalışmalarda elde edilecek veriler doğrultusunda bu sayının artabileceği ifade edildi.
Daire başkanlıkları koordinasyonunda özel ekip
İsimlerin tespitinin ardından kullanıcıların ByLock bilgileri, mesajlar ve giriş-çıkış yaptıkları zaman dilimleriyle ilgili içerik tespitine geçildi.
Bu kapsamda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM), Terörle Mücadele (TEM), İstihbarat ve Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıkları ile il emniyetlerinin ilgili şube müdürlüklerinden personelin katılımıyla özel ekip oluşturuldu.
Özel ekibin sadece ByLock üzerine çalışmalar yürütmediği, örgütün yapılanması ve yöntemlerinin tespitine yönelik detaylı analizler yaptığı belirtildi.
Daire başkanlıklarının koordinasyonunda yürütülen çalışmalara bugüne kadar 60 ilden emniyet personelinin katıldığı, diğer illerden polislerin de planlanan zamanlarda çalışmaya katılacağı öğrenildi.
ByLock içerikleri kriter olarak kullanılıyor
İnceleme sonucu, bazı şüphelilerin ByLock'ta kullanıcı adı olarak örgüt içerisindeki kod adını, şifre olarak ise çocuklarının adını, görev yaptığı illerin plaka kodunu kullandığı belirlendi. Mesajların incelenmesi sırasında bazı kullanıcıların evinin adresini veya kimlik numarasını verdikleri görüldü.
Bu bilgiler, şüphelilerin ByLock kullanıcısı olup olmadığına ilişkin yapılacak tespitlerde kriter olarak kullanıldı.
Özel ekibin yaklaşık 15 bin ID üzerinde kimlik tespitine yönelik çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi.
Mahrem imamlar
Örgüt içerisinde sözde üst düzey öneme sahip mahrem imamlara yönelik çalışmalar da devam ediyor.
Bu kapsamda bugüne kadar yapılan çalışmalarda yaklaşık 4 bin 670 ismin örgütün mahrem imamı olduğu belirlendi.
Örgütün hücre evi olarak bilinen "gaybubet" evlere düzenlenen operasyonlarda, bunlardan bin 400'ü yakalandı. Bin 700'ünün ise farklı FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanarak cezaevine konuldukları anlaşıldı.
Firari bin 570 mahrem imamın yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü bildirildi.
Emniyetin elindeki bilgiler örgüt üyelerini şaşırtıyor
Soruşturmalarda elde edilen bilgilerle örgütle mücadelede önemli bir mesafe kateden emniyet birimleri, şüphelilerin sorgularına girmeden önce "derslerini" iyi çalışıyor.
Osmaniye'de yürütülen FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan bir mahrem imamın ifadesinde, "Örgüt bize 'Emniyetin elinde bir şey yok' dedi. Örgütün verdiği talimat doğrultusunda polisin bana yönelttiği iddiaları inkar ettim. Ama ByLock kullanıcı adım ile şifremi söylediklerinde devletin her şeyi bildiğini anladım." ifadelerini kullandığı belirtildi. Mahrem imamın verdiği bu ifadenin, örgütün ByLock içeriklerinin deşifresinden ne kadar korktuğunun somut örneği olarak değerlendirildiği kaydedildi.
Ankesör soruşturması şüphelilerinin yarısından fazlası itirafçı oldu
FETÖ mensupları, ByLock ve örgüt içinde kullandıkları diğer haberleşme programlarının deşifre edilmesinin ardından büfeler ile kent merkezlerinde belli noktalarda bulunan ankesörlü telefonlar üzerinden haberleşmeye başlamıştı. Yapılan tespitlerin ardından birçok ilde buna yönelik soruşturmalar başlatılmıştı.
Emniyetin soruşturmalar doğrultusunda yaptığı operasyonlarda gözaltına alınan çok sayıda FETÖ'cü askerin mahrem yapılanmada yer aldıkları anlaşılmıştı.
Bu kapsamda bugüne kadar yapılan operasyonlarda 8 bin 360 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerden yaklaşık 4 bin 200'ü etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olmak istedi. Bu noktada devreye giren Emniyet Genel Müdürlüğü, itirafçıların verdikleri bilgilerle operasyonları yönlendirmelerine izin verilmemesi konusunda il emniyet müdürlüklerini uyardı.
İtirafçı, verdiği bilgilerin önemine göre serbest bırakılıyor
Emniyet yetkilileri, bazı çevrelerce getirilen "İtirafçılar iki isim verip çıkıyorlar" eleştirisinin haksız olduğunu belirterek, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, itirafçının verdiği bilgilerin eldeki bilgilerle karşılaştırıldığını, yeni ve yeterli bilgi vermeyen itirafçıların serbest bırakılmadığını vurguladı.
Ankesörlü telefonlardan yaptıkları görüşmelerin takip edilemeyeceğini düşünen FETÖ üyelerinin, bu yöntemlerinin de deşifre edilmesiyle iletişim kanallarının tamamen tıkandığı ve bunun da örgüt içerisinde paniğe neden olduğu ifade edildi.