Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gelin ülkemiz ve milletimiz üzerinde oynanan bu büyük oyunu birlikte bozalım, gelin Türkiye'yi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıralım, gelin büyük ve güçlü Türkiye'yi birlikte inşa edelim. Onun için tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyerek bu yolda yürüyelim. Biz buna hazırız. Meclisimizin de tüm milletvekilleriyle ve siyasi partileriyle buna hazır olduğuna inanıyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tüm dönem milletvekilleri ile iftar programında bir araya geldi. Erdoğan, yaptığı konuşmada, "Bu meclis cumhuriyeti kuran meclistir, bu meclis çok partili siyasi hayata geçişin mimarı olan meclistir, bu meclis darbelere, cuntalara, vesayete karşı cesaretle dimdik duran meclistir, bu meclis ülkemizin kalkınması, gelişmesi, büyümesi yolunda atılan tüm adımların öncüsü olan bir meclistir, bu meclis milli iradenin üstünlüğü ilkesinden aldığı güçle ülkemize ve milletimize yönelik saldırıların önünü kesen bir meclistir, bu meclis tarihimizin en önemli yönetim sistemi değişikliğini demokratik sistem içinde başarıyla gerçekleştiren meclistir, bu meclis terör örgütleriyle, ihanet çeteleriyle, beşinci kol unsurlarıyla ülkemize diz çöktürmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakan meclistir. Bunun için, bu çatı altında görev yapan her bir arkadaşımız her türlü teşekkürü ve takdiri hak etmektedir. Sizlerin şahsında, 1920'den bugüne kadar görev yapmış tüm milletvekillerimize şahsım, ülkem ve milletim adıma şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.
"MİLLETİMİZİN EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ ZOR ZAMANLARDA O EŞSİZ İRFANIYLA EN DOĞRU, SAĞLIKLI, İDEAL YOLU BULMAYI HEP BAŞARMASIDIR"
Türkiye'nin gücünün, meselelerini demokrasi ve hukuk içinde çözme iradesine, şartlar ne olursa olsun sahip çıkma kararlılığından geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhuriyet tarihini gözden geçirdiğimizde milli birliğimizi, beraberliğimizi ön planda tuttuğumuz her dönemde çok büyük atılımlar gerçekleştirdiğimizi görüyoruz. Yine ne zaman kendi içimizdeki ihtilafların girdabına kapıldıysak kazanımlarımızı tehlikeye attık, kaybettik. Milletimizin en büyük özelliği zor zamanlarda o eşsiz irfanıyla en doğru, sağlıklı, ideal yolu bulmayı hep başarmasıdır. Yaşadığımız sıkıntıları, krizleri, kaosları, saldırıları hep bu şekilde atlattık. Milletimiz bugüne ve geleceğiyle tüm ilgili sorumluluğu da yetkiyi de kendi adına yasamada işte bu meclise, yürütmede cumhurbaşkanı olarak şahsıma, yargıda da yargı kurumlarına vermiştir. Güçler ayrımı denen bu sistemi ne derece sağlıklı işletebilirsek milletimizin umutlarına ve beklentilerine o denli iyi cevap verebiliriz. Yeni yönetim sistemimiz özellikle demokrasinin temelini oluşturan bu güçler arasındaki görev paylaşımını çok daha belirgin hale getirmiştir. Her birimiz kendi alanımızda ülkemize ve milletimize yapacağımız hizmetlerle Türkiye'yi hedeflerine ulaştırmakla mükellefiz. Yasamanın da yürütmenin de yargının da güç ve yetki kaynağı bizatihi milletimizin kendisi olduğu için hesap vereceğimiz yerde orasıdır. Milletvekilleri ve cumhurbaşkanı olarak bizler seçimlerde bu hesabı veriyoruz. Yargı da anayasa ve kanunlar çerçevesinde yürüttüğü faaliyetlerle hesabını milletin vicdanına sunuyor. Demokrasinin bu üç sacayağı ne kadar sağlıklı işlerse Türkiye'de içerde ve dışarıda o derece güçlü olur. Coğrafyamızda milli birliğini ve devlet bütünlüğünü kaybeden ülkelere baktığımızda en büyük eksiklerinin demokrasi eksiği, milli iradenin tecellisindeki kopukluklar olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerin halkları çok büyük acılar çekmiş, vatanları tarumar olmuştur" açıklamasında bulundu.
"AMA BAŞARI İÇİN HER YOLU MUBAH GÖRENLERİ ASLA MAZUR GÖREMEYİZ"
"Bin yıllık vatanımız olan bu toprakları elimizden almak için her şeyi yaptılar, yapıyorlar" diyerek sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son dönemde özellikle son 6 yıldır diğer ülkeler ve toplumlar için oynanan oyunların çok daha fazlası bize de uygulanmaya çalışıldı. Bunun için terör örgütlerinden ekonomik tetikçilere kadar ellerindeki tüm imkanları kullandılar. Milletimizle, milli iradenin temsilcisi olan meclisimizle, kurumlarımızla birlikte yekvücut olduk, birlikte hareket ettik ve bu oyunları bozduk. Bugün buradaki şu güzel manzarayı birliğimizin, beraberliğimizin bir nişanesi olarak görüyorum. Ülkemizdeki siyaset kültürü zaman zaman çok sert tartışmaları, çekişmeleri, rekabeti beraberinde getirebiliyor. Siyaseti ülkemize ve milletimize hizmet için yapıyorsak bu durum elbette mazur görülebilir. Elbette demokrasinin bir cilvesi olarak kabul edilebilir. Ama başarı için her yolu mubah görenleri asla mazur göremeyiz. Kendi siyasi ve şahsi çıkarları için gerektiğinde darbecilerle, gerektiğinde küresel güçlerle, gerektiğinde terör örgütleriyle beraber hareket etme yoluna gidenlere milletimiz hiçbir zaman itibar etmemiştir ve etmeyecektir" dedi.
"HEPİMİZ 82 MİLYONLUK TÜRKİYE GEMİSİNİN YOLCULARIYIZ"
Bugün Türkiye'nin güvenlikten ekonomiye her alanda kritik bir dönemden geçtiğine dikkat çeken Erdoğan, milletvekillerine şöyle seslendi:
"Birliğe, beraberliğe, kardeşliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız bulunuyor. Milletimizin 15 Temmuz'da darbeciler karşısında gösterdiği cesareti, ülkeyi yönetenler olarak bizim de kendi tercihlerimizle ortaya koymamız şart. Bunun için 82 milyon vatandaşımızın her birini Türkiye ortak paydası altında bir araya gelmeye davet ediyoruz. Demokrasinin ve hukukun kuralları içinde yürüttüğümüz siyasi rekabet bu büyük birlikteliğin engeli değil tam tersi zenginliği olmalıdır. Seçimler yapılır, kanunlar görüşülür, kararlar alınır, söylemler ifade edilir sonuçta hepsi gelip geçer geriye sadece Türkiye kalır. Hepimizin de yapması gereken iş ezanımızın, bayrağımızın, vatanımızın, özgürlüğümüzün, geleceğimizin ifadesi olarak Türkiye'ye gözümüz gibi bakmaktır. Hepimiz 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcularıyız. İçerde ne yaşanırsa yaşansın geminin gövdesinin sağlam kalmasına, motorlarının işlemeye devam etmesine, rotasından sapmamasına katkıda bulunmak hepimizin görevidir. Kendi adımıza büyük ve güçlü Türkiye davasına hizmet etmek için tüm gayretimizle çalıştık. 40 yıllık siyasi hayatımızın her anı bu anlayışla geçmiştir. Son 17 yıldır önce milletvekili ve başbakan olarak, ardından cumhurbaşkanı sıfatıyla bu yolda ter döktük, mücadele verdik. Elbette eksiklerimiz, hatalarımız olmuştur ama Türkiye'ye kazandırdıklarımızı kimse inkar edemez. Demokraside ve ekonomide ülkemize sınıf atlattık. Şimdi dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girme fırsatı önümüzde duruyor. Şayet bugün yaşadığımız güvenlik tehditlerini, ekonomik saldırıları, milli birliğimizi bozmaya yönelik tuzakları aşarsak 2023 yılında bambaşka bir Türkiye'de yaşıyor olacağız. Bunun için en önemli görevlerden biri meclisimize ve burada temsil edilen siyasi partilerimize düşüyor. Gelin ülkemiz ve milletimiz üzerinde oynanan bu büyük oyunu birlikte bozalım, gelin Türkiye'yi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıralım, gelin büyük ve güçlü Türkiye'yi birlikte inşa edelim. Onun için tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyerek bu yolda yürüyelim. Biz buna hazırız. Meclisimizin de tüm milletvekilleriyle ve siyasi partileriyle buna hazır olduğuna inanıyorum. Rabbimden, birlik ve beraberlik iklimimizi güçlendirmesini, bereketlendirmesini diliyorum."