İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bugün, 'hayır' diyenlere sesleniyorum. 1980'deki cellatlığı desteklemenizi istemiyoruz." dedi.
Soylu, Trabzon'un Arsin ilçesinde vatandaşlara hitabına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile Türkiye'nin en doğusu ve batısındaki vatandaşlardan getirdiği selamı ileterek başladı.
Türkiye'nin önemli bir kararın arefesinde olduğunu belirten Soylu, bu kararın memleket, millet ve gelecek nesiller için çok büyük önem taşıdığını ifade etti.
Soylu, Türkiye'nin 14 yıldır çok önemli kararlar verdiğini vurgulayarak, bu kararlar sayesinde Türkiye'ye tuzak kurmaya çalışanları hayal kırıklığına uğrattıklarını dile getirdi.
Milletin, ülkenin önüne engeller çıkarmaya çalışanlara 'biz varız.' dediğine işaret eden Soylu, "Ülkemizin yarınlarına yönelik kumpas kurmaya, ihanet şebekeleri ile beraber olmaya çalışanlara karşı, 'biz karşınızda şiddetle, silahla değil, oy ve sandıkla varız." diyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu.
Soylu, Türkiye'nin çok badirelerden geçtiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"O kadar çok sıkıntılardan geçildi ki arkamıza dönüp arkamızı kontrol etmekten yorulduk artık. Bir gün başbakanımızı mı, bir gün bakanımızı mı idam edecekler, bir gün acaba ezanımızı mı sustururlar.' diye korkuyoruz, arkamıza dönüp bakıyoruz. Oysa önümüzde büyük ufuklar var. Önümüzde büyük bir gelecek var ama bizi hiç rahat bırakmıyorlar."
Türkiye'de son 3, 4 yılda Gezi olayları, 17-25 Aralık ve 6-7 Eylül gibi hadiseler yaşandığını anımsatan Soylu, ülkenin ne zaman önemli bir yatırım arefesinde olsa ya da yatırım yapsa böyle durumlarla karşılaştığını söyledi.
"Türkiye'yi zayıf yakaladığını zannetti"
Soylu, Türkiye'nin mevcut anayasası dolayısıyla yaşanan sıkıntıları çeşitli örneklerle paylaşarak, "Bugün, 'hayır' diyenlere sesleniyorum. 1980'deki cellatlığı desteklemenizi istemiyoruz. Rahmetli Özal, Demirel, Erbakan ve Türkeş, 'bu sistemden kurtulalım.' dedi. İyi be milletin akıllısı Kılıçdaroğlu, üç tane koyun güdemiyorsun, bu memlekete akıl vermeye çalışıyorsun." ifadesini kullandı.
AK Parti'nin 7 Haziran seçiminde tek başına iktidar olamadığını ve bu durum karşısında milletin talimatının başlarının üzerinde yeri olduğunu dile getirdiklerini belirten Soylu, şunları kaydetti:
"Biz böyle dedik ama birilerinin iştahları kabardı. Nasıl kabardı? Adam öbür taraftan harekete geçti, 'tamam' dedi, 'Güneydoğu bundan sonra benim. Nasıl olsa parlamentoyu böyle yakaladım, hükümet kurulamıyor, bunların ayarı bozuldu, şimdi ben özerklik ilan etmeye başlıyorum. Varto'da, Nusaybin'de, Cizre'de ilan edeceğim.' Peki neden? Türkiye'yi zayıf yakaladığını zannetti. Ben buradan, Arsin'den de söylüyorum, o delikanlılığınız nerede şimdi? Hadi bakalım, o özerklik ilan edenler nerede, şimdi etsinler de görelim bakalım."
"15 Temmuz akşamı memlekette istila varken o gençler sokağa çıktı"
Kılıçdaroğlu'nun 18 yaşında gençlere seçilme hakkı tanınmasına karşı çıktığını belirten Soylu, şöyle devam etti:
"15 Temmuz akşamı memlekette istila varken o gençler sokağa çıktı. Defalarca şahit oldum, anne babalar, 'ona dedim ki ne olursun gitme, biraz daha bekleyelim ama o reisicumhur çağrısını duydu ve yola çıktı. O hain tankların altında kaldı benim evladım.' 18, 19, 20 yaşındaki evladımız bu ülkeye hain şekilde darbe yapıp istila etmeye çalışanlara karşı bedenini ortaya koyacak şehit olacak, bizi hürriyetimizle buluşturacak ama ona seçilme hakkı verilmeyecek. Yok öyle bir şey."
"PKK orada çalışıyor, o öbür tarafta çalışıyor"
Soylu, "Onun da işi kolay tabi, nasıl olsa bir parti almış, 600 delegeyi kafaya almış ama şimdi iş farklı olacak, niye yüzde 50'yi alamazsan yallah dışarıya." ifadesini kullanarak, şunları kaydetti:
"Yüzde 50'yi alamazsan, bir daha partinin başında durabilmen mümkün değil, 600 delegeyle partinin başında tutmazlar. Koltuğunu korumak için uğraşıyor, biz de ülkemizin geleceğini yarınlara taşımak için uğraşıyoruz. Koltuğunu korumak için kimlerle kol kola girdi? FETÖ ile kol kola girdi. PKK ile kol kola girdi mi? PKK orada çalışıyor, o öbür tarafta çalışıyor. Güneydoğu'ya gittiği zamanı hatırlıyorsunuz değil mi? Cumhurbaşkanımız çok takılıyor ya 'Sivas'ın ötesine geçemedi.' diye, adam da Sivas'ın ötesine bir geçmek istedi. Geçmek istedi ama gitti PKK'nın boyunduruğu altına girdi ama onlar da dedi ki 'burada Türk bayrağı olmaz.' Peki, şu çocuğumuzun elindeki bayraktan orada olmaz mı?"
Bir süre önce Nusaybin ve Midyat'a gittiğini belirten Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Nusaybin'deydim, Midyat'taydım, Türk bayrağı vardı. Teröre lanet mitinglerinin hepsinde Türk bayrağı vardı. Kılıçdaroğlu, memlekette böyle oynak siyaset yapılmaz, oynak siyaset. Terörün değirmenine su taşıyor. PKK'ya diyor ki 'biraz daha direnin, biz AK Parti'nin işini anayasa oylamasında 16 Nisan'da bitireceğiz, ondan sonra sizle beraber masaya oturacağız.' Kılıçdaroğlu, eğer bu millet sizin o anlaşmalarınızı, eğer bu millet sizin o sözlerinizi tarihin karanlıklarına gömmezse ben daha hiçbir şey bilmiyorum. O sandalyeye de oturamaz. Asansörden ters gitmeye çalışan adam, sandalyeye oturabilir mi?"