AK Parti Grup Başkanekili Mahir Ünal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Göbels" benzetmesine Einstein'in bir sözü ile cevap vererek "Sadece ahmaklar aynı şeyleri yaparak farklı sonuç almaya beklerler'" dedi. Ünal, "Göbels Hitler Almanyası'nın, Nazi Almanyası'nın algı operasyonlarını yürüten kişisidir. Eğer Kemal Kılıçdaroğlu Göbels rejimi arayacaksa, CHP'nin tarihine bakmalıdır" diye konuştu.
AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanlığı tarafından 1 Kasım seçim sonuçlarına ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya AK Parti Gurup Başkanvekili Mahir Ünal, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, AK Parti MKY Üyesi Metin Doğan, İl Başkanı Ahmet Güngör ile miletvekilleri ve partililer katıldı.
Burada konuşan Mahir Ünal, seçim sonuçlarının, ülkede yaşayan herkesi muhalefetteki diğer siyasi partilere oy veren seçmeni bile seçim sonuçlarının son derece memnun ettiğini ifade etti.
Ünal , "Yüzde 50 ile AK Parti ortaya çıktı ve diğer siyasi partilerde demokrasimizin olmazsa olmazları maalesef daha ilk günden Kemal Kılıçdaroğlu ilk gece konuşmasını yaparken bu başarıyı bir tebrik etme gereği bile duymadı. Ve Uruguay devlet başkanı sanırım Türkiye'de onunla yaptığı görüşmede, seçimlerden yeni çıktık ama bu ülkede demokrasi yok diyebildi. Yani bu ülkede 13 yılda 11 kez seçim yapılacak, bu 11 seçimin tamamı temiz meşru ve hepsinden önemlisi yüzde 85'in üzerinde katılımla bu seçimler yapılacak. Türkiye'nin 1923'ten bu güne çaba içerisinde darbelere rağmen muhtıralara rağmen geliştirdiği bir demokrasisi var, insan buna saygı duyar. Yüzde 87 gibi yüksek bir katılımla seçim yapıyoruz ama bu ülkenin anamuhalefet partisi genel başkanı "bu ülkede demokrasi yok" diyor. Yetmiyor biraz daha ileri gidiyor diyorki "Bu rejim Göbels rejimi" diyor. Bu şu demektir arkadaşlar Einstein'in bir sözü var diyorki "Sadece ahmaklar aynı şeyleri yaparak farklı sonuç almaya beklerler." Şimdi hep aynı şeyleri yapacaksınız toplumu aynı şekilde okuyacaksınız, AK Parti'ye oy veren seçmene aşağılamaya ve hakaret etmeye devam edeceksiniz, topumu anlamamaya, siyaseti okumamaya devam edeceksiniz, tek bir özeleştiri yapmayacaksınız, bakın biz yüzde 50 oy almış bir parti olarak seçimden hemen sonra başbakanımızın konuşmasını dinlediyseniz yüzde 50 oy almış partinin genel başkanında ne vardı, özeleştiri vardı. Biz yüzde 50 oy aldığımız halde özeleştiri yapıyoruz ama yüzde 25 oy alan yüzde 12 oy alan bu siyasi partiler bırakın özeleştiri yapmayı hatalarında ısrar etmeye ve ısrar ettikleri gibi de bugün olsa yine "hayır" derdim demeye Devlet Bahçeli gibi, yine HDP gibi "yine hendek kazardık" demeye, ya da Kemal Kılıçdaroğlu gibi bu demokratik rejimi, kazanımı Göbels rejimi gibi çok çirkin, soğuk savaş yıllarında kalmış. Göbels Hitler Almanyası'nın, Nazi Almanyası'nın aldı operasyonlarını yürüten kişisidir. Eğer Kemal Kılıçdaroğlu Göbels rejimi arayacaksa CHP'nin tarihine bakmalıdır" ifadelerini kullandı.
"ALDIKLARI OYDA TERÖR ÖRGÜTÜNÜN VESAYETİ VAR"
Mahir Ünal, "Sırtımızı YPG'ye, PYD'ye dayıyoruz diyenlere millet sandıkta cevabını vermiştir. Bunlar kendi siyasetleri ile terör arasına bir mesafe koymak zorundadırlar "dedi.
Özellikle terör örgütünün "Bizim sayemizde yüzde 10 barajı aştılar, yoksa yüzde 5'te kalırlardı" diye açıklama yapmasının da bunların aldığı oyda terör örgütünün gölgesi ve vesayeti olduğunu açıkça ortaya koyduğunun altını çizen Mahir Ünal "Bizim terörle mücadelemize gelince kendi sınırlarımız içerisinde hiçbir silahlı unsur kalmayıncaya kadar terörle mücadeleye devam edeceğiz. Eğer bundan sonraki süreç ne olur diyorsanız, silahlı bırakacağız silahı bırakıyoruz, silahı da gömeceğiz derlerse bunu konuşulabilir ve değerlendirilebilir. Ama daha önce olduğu gibi bıraktık bırakacağız bırakıyoruz çıktık, çıkıyoruz gibi süreci istismar eden süreci sabote eden ve devletin bu konudaki çözüm konusundaki iyi niyetini istismar eden bir yaklaşıma asla bundan sonra müsaade etmeyeceğiz "diye konuştu.
Bir televizyon kanalına verilen cezalara da tepki gösteren Ünal, bu ülkede televizyonların Gezi olaylarında halkı sokağa çağırırken hiçbir şey yapmayanların hiçbir ceza kesmeyenler bugün özel yayın organına bu şekilde ceza kesmelerini doğru bulmadığını dile getirdi.
Ünal "Ayrıca biz de Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu konuda üzerimize düşeni yerine getireceğiz çünkü soğuk savaş yıllarında TRT televizyonun seçim propagandasında eşit mesafede durması için çıkarılan yasadan diğer özel yayın organlarının da sorumlu tutulması, onların da aynı şekilde TRT gibi davranmasının beklenmesi günümüzün şartlarına uygun değildir. 7 Haziran dan sonra kaybettiğimiz 5 ay var yani Türkiye belirsizliğin getirdiği o dönemde çok ciddi kayıplar yaşadı. Bu kayıpları telafi etmek için bir reform programı hazırlıyoruz şuanda diğer bir önceliğimiz de reform programları "ifadelerini kullandı.
YENİ DÖNEMDE ANAYASA KOMİSYONU KURULMUYOR
Mahir Ünal yeni dönemde komisyon kurulmayacağını kaydederek "Anayasa ile ilgili artık bir uzlaşma komisyonu olmaz çünkü bu 2011'de denendi ve bu sonuç vermedi. Bundan sonraki süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bir siyasi partinin bir uzlaşma zemini etrafında, bir anayasa çalışması olur mu? Bunun da zeminini arayacağız, bunun zeminine bakacağız" şeklinde konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başkanlık sistemi ile ilgili de bir bir değerlendirme yapan Ünal şöyle devam etti:
"Anayasa içerisinde değerlendirilen bir durumdur, bir konudur. Yarı başkanlık sistemi dediğimiz nedir? Anayasanın bel kemiğinin siyasal sistemin ne olacağı tartışmasıdır. Şu anki Anayasamızın siyasal sistemi parlamenter sistem. Şimdi bundan sonra yapılacak, hazırlanacak anayasada siyasal sistem parti parlamenter sistem mi olacak, yarı başkanlık sistemimi olacak ve başkanlık sistemi mi olacak? Biz anayasa uzlaşma komisyonunun çalışmalarında bir siyasal sistem olarak başkanlık sistemini teklif ettik. Seçim beyannamemizde zaten bunu önerdik. Dolayısıyla Tüm bu konuda neredeysek bugün de oradayız. Şu anda bizim acil önceliğimiz nedir derseniz, 7 Haziran'dan sonra süreçte Türkiye'nin kayıplarını hızlı bir şekilde telafi etmek ve seçim beyannamesindeki asgari ücretliye, emekliye, gençlere verdiğimiz vaatleri gerçekleştirmektir."