CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bakanımız gidiyor Hollanda'ya, içeri almıyorlar. Uçağı geri çeviriyorlar. Bu bizim onurumuza dokunuyor. Efendim 'En ağır şekilde bedelini ödeyecekler.' Nasıl ödeyecekler? 'Bekleyin, 16 Nisan’dan sonra.' Niye 16 Nisan'dan sonra? İktidar tamam, muhalefet destek veriyor, sonuna kadar destekliyoruz, niye o zaman gereğini yapmıyorsun? Hollanda ile ilişkilerin tamamını alın askıya. Almıyorlar." dedi.
Kılıçdaroğlu, Sincan'da muhtarlar buluşmasında yaptığı konuşmada, anayasa değişikliğinin koalisyonları bitirmek için getirilmek istenen bir düzenleme olmadığını bildirdi.
Hollanda ve Almanya'da bakanların engellemelerine yönelik değerlendirmelerde bulunması istenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Lafla peynir gemisi yürümez. Bir şeyi yapacaksanız oturup yapacaksınız. Rahmetli Ecevit Kıbrıs'a çıkarken önceden açıkladı mı 'Ben Kıbrıs'a çıkacağım" diye. Hayır, ne zaman açıkladı? Bizim askerler Kıbrıs'a ayak bastığı gün dedi ki 'Biz Kıbrıs'tayız.' Bitti. Doğru mudur? Doğrudur. Bakanımız gidiyor Hollanda'ya, içeri almıyorlar. Uçağı geri çeviriyorlar. Bu bizim onurumuza dokunuyor. Efendim 'En ağır şekilde bedelini ödeyecekler.' Nasıl ödeyecekler? 'Bekleyin, 16 Nisan’dan sonra.' Niye 16 Nisan'dan sonra? İktidar tamam, muhalefet destek veriyor, sonuna kadar destekliyoruz, niye o zaman gereğini yapmıyorsun? Hollanda ile ilişkilerin tamamını alın askıya. Almıyorlar."
"Her türlü desteği vereceğiz"
Almanya'da da bakanın propaganda yapmasına izin verilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ne yapacaksınız? 'Almanya gününü görecek.' Nasıl görecek? İncirlik Üssü'nde Alman askeri var mı? Var. Çıkarıyor musun? Çıkarmıyorsun. Konuşuyorsun. Bu millet konuşmaktan bıktı, ne yapacaksan çık adam gibi yap, bu kadar açık. Biz de sana her türlü desteği vereceğiz." diye konuştu.
Yapılacakların 16 Nisan'dan sonra yapılacağının söylendiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Ben size söyleyeyim, 16 Nisan'dan sonra diyecekler ki 'Bunu yine FETÖ karıştırdı, böyle bir şey olmaz, kusura bakmayın. Gelin hep beraber tokalaşalım, bu işi idare edelim.' Göreceksiniz, buradan söylüyorum, 16 Nisan’dan sonra göreceksiniz. Bunlar Türkiye'nin itibarına gölge düşürüyor. Doğru değildir bu davranışlar." değerlendirmesinde bulundu.
"Darbeye karşıyız, darbe hukukuna karşıyız"
Muhtarlardan gelen "Mevcut sistem mükemmel mi?" sorusuna samimiyetle cevap vermek istediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Mükemmel değildir." ifadesini kullandı.
Yüzde 10 barajını aşamayan partilerin Mecliste temsil edilmediğine ilişkin eleştirileri de aktaran Kılıçdaroğlu, "Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı TBMM'ye gelmeli. Yani Saadet Partisinin, Vatan Partisinin genel başkanı yüzde 1 oy aldığı takdirde Meclise gelip konuştuğunda ne eksiğimiz olur." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, seçim barajını Kenan Evren ve arkadaşlarının getirdiğini anımsatarak, "Darbeciler getirdi. Biz darbeye karşı değil miyiz? Darbeye karşıyız, darbe hukukuna karşıyız. O zaman gelin değiştirelim. 'Hayır değiştirmeyelim bunu.' Niye? O zaman sen darbecileri savunuyorsun. Değiştirelim, yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı Meclise gelmeli." görüşüne yer verdi.
Bugünkü sistemin eksikliklerinden birinin de "siyasi ahlak kanunu"nun bulunmaması olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, Siyasi Partiler Kanunu'nun değişmesine ihtiyaç bulunduğunu, bunların olması halinde parlamentonun daha güzel çalışacağını bildirdi.
"141 yıllık deneyimi kaldırıyoruz"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 141 yıllık parlamento deneyiminin bulunduğuna değinerek, "141 yıllık deneyimi kaldırıyoruz, dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan yeni bir model getiriyoruz. Bu doğru değil. Hiç tecrübe edilmemiş." dedi.
"Anayasa değişikliği ile çift başlılık önlenir." yönündeki görüşlere de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve benim bu sorumu düşünün. Bugün çift başlılık mı var? 15-30 yıldır çift başlılık mı var? Herkes kendi işini yaparsa biter. Sayın Cumhurbaşkanı kendi görevini yapacak, Sayın Başbakan, bakanlar, anamuhalefet, muhalefet partileri kendi görevlerini yapacaklar. Her birinin görevi kanunlarla, anayasa ile belirlenmiştir. Hiç kimse kendi görevinin dışına çıkmazsa çift başlılık olmaz.
Yeni modelde hem başkan, hem tarafsız, hem partinin genel başkanı olacak diyorlar. Olmaz. O zaman nasıl tarafsız olacak? Ben tarafsız mıyım? Hayır. Ben TBMM'de tarafsızlık üzerine yemin mi ediyorum? Hayır. Tarafsızlık kuralı cumhurbaşkanının yemininde vardır. Çünkü cumhurbaşkanı 80 milyonu temsil ediyor. Cumhurun başkanı olan birisi, aynı zamanda bir partinin başkanı olursa çift başlı olmaz mı? Çift başlı olur. Hem partisinin genel başkanı hem de cumhurun başkanı."
Değişikliğin kabul edilmesi halinde bir sorunun daha ortaya çıkacağını savunan Kılıçdaroğlu, şunları aktardı:
"Diyelim ki seçim oldu. Çoğunluk partisi yüzde 49 oy aldı. Ama başkan adayı yüzde 51'i bulamadı. Çoğunluk partisinin başkanı bugünkü modelde başbakan. Ama başbakan olamayacak. Neden? Yüzde 51'i bulmadı. Tam tersine ikinci seçim olacak. Bu sefer başkan seçimi olacak. Başkan seçimini kim kazandı? Diyelim ki çoğunluk partisinin başkanı değil, başka birisi kazandı? O zaman başkan ayrı telden, çoğunluk partisinin başkanı ayrı telden çalacak. Bunu anlatmaya çalıştık. Olay budur? Bu kadar basittir. Hani diyorduk ya 'çatışma olmasın', en büyük çatışmayı getirecek. Biz bu tehlikeye dikkati çekmek istedik. Doğrusu da bu tehlikeyi de bütün vatandaşlarımızın bilmesini isterim."
"Bütün muhtarların ömrü bir kararnameye bağlı"
Kılıçdaroğlu, kendisine sorulan "Başkanlık sistemi geldiğinde muhtarlık kalkacak mı?" sorusunun yanıtının da yeni modelde başkanın takdirine bağlı olacağını savundu. Kılıçdaroğlu, "Bütün muhtarların ömrü bir kararnameye bağlı. Bir kararname çıkar, 'Muhtarlıklar kaldırılmıştır'. Bitti o kadar. Yetki veriyor muyuz? Veriyoruz tabii. Böyle bir yetkiyi bir kişiye vermek doğru mudur, yanlış mıdır? Bir kişiye bu yetkiyi vermek yanlıştır diyorsanız 'hayır' oyu kullanacaksınız; doğrudur diyorsanız gidip 'evet' oyu kullanacaksınız." ifadesini kullandı.
Yeni modelde, başkanın yardımcısı ile bakan sayısının kaç olacağına başkanın kendisinin karar vereceğini savunan Kılıçdaroğlu, "İster 50, ister 100, ister 500. Arzu ettiği kadar başkanın yardımcısı olacak." dedi.
Bakan sayısının ne kadar olacağının başkanın takdirine bağlı olacağına işaret eden Kılıçdaroğlu, kimin müsteşar olacağını da yine başkanın belirleyeceğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu değişiklik geçerse ne olur? Bu değişiklik geçerse bir kişiyi yani başkanı ikna ederseniz en geç 24 saat içinde Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirirsiniz. Çünkü başkan bütün valilerin, bütün bakanların, bütün müsteşarların, bütün kaymakamların, bütün müftülerin, bütün paşaların tamamını yeniden tayin etme yetkisine sahip. Neden 24 saat diyorum. Çünkü bunun için bir hazırlık gerekiyor. Onun için yoksa, 1 saatlik iş. Matbaada basılıp Resmi Gazete'de yayımlanıyor ve mesele bitiyor. Şimdi elimizi vicdanımıza koyup düşünelim. Bu Türkiye'nin lehine midir, aleyhine midir? FETÖ diye şikayet ediyoruz değil mi? FETÖ devlete 35 yılda sızdı. 35 yıl çalışmaya gerek yok, bir kişide çalışacaksınız ve devleti ele geçireceksiniz. Devletin bütün kurumları bir kişiye teslim edilemez."
Yeni sistem ile milletvekili sayısının 600'e çıkarılması hükmünü de eleştiren Kılıçdaroğlu, şu görüşlere yer verdi:
"550 neyinize yetmiyor? 187 trilyon lira ek para ödeyeceksiniz yeni seçilecek milletvekillerine. Bu milletvekilleri bakan olacak mı, başkan yardımcısı olacak mı? Hayır? Çünkü bakan ve başkan yardımcısı olacakların milletvekili olmaması lazım. Peki siz niye geleceksiniz, milletvekili ile niye görüşeceksiniz, benim bu derdimi çözün diye niye konuşacaksınız? Bürokrat da çıkmayacak sizin telefonlarınıza. O zaman milletvekili sayısını niye 600'e çıkarıyoruz, niye bu parayı ödüyoruz? Şunu söyleyecekler sonunda; 'Bu 600 milletvekiline de bu Meclise de ihtiyaç yok. Boşu boşuna oturuyorlar biz de 600 milletvekiline para ödüyoruz.' diyecekler."
Değişiklik ile milletvekili yaşının 18'e indirilmesini, bu yolla ömür boyu askerden muaf tutulmaları ve iki yıl sonra emeklilik hakkı verilmesinin de doğru olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Böyle bir ballı kaymağı, muhtarın çocuğuna mı manavın çocuğuna mı, bakkalın çocuğuna mı verirler? Kimin için geliyor bu? Ha diyorsanız bu doğrudur, bu Ankara'daki beylerin çocukları milletvekili olsun, iki yılda emeklilik hakkı kazansın istiyorsanız gidip evet oyu verecekseniz. Bu yanlıştır diyorsanız hayır oyu vereceksiniz. Çok karmaşık bir şey değil bu 18 madde." ifadesini kullandı.
Hiçbir zaman darbe hukukunu desteklemediklerine değinen Kılıçdaroğlu, genç bir bürokratken anayasa oylamasında İstanbul'da hayır oyunu kullandığını, bunu da çocuklarına gururla anlattığını belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Evet diyen de hayır diyen de bizim vatandaşımızdır. Ama şunu söylüyorum. Evetin vebali çok ağırdır. Fazla değil en geç 5 yıl içinde nasıl bir veballe karşı karşıya kaldığımızı göreceğiz. 'Hayır olursa kaos çıkar.' Hiçbir kaos çıkmaz. Sayın Cumhurbaşkanı yerinde mi? Evet, bir dahaki seçimlere kadar. Sayın Başbakan yerinde mi? Elbette yerinde. Kanun teklifi getirecek mi, Mecliste tartışılacak mı? Elbette tartışılacak. Diğer partiler de yerinde. Yani 141 yıldır ne yapıyorsak 142'nci yılda da aynı şeyi yapmış olacağız." diye konuştu.
Mevcut sistemin eksik yanlarının, düzeltilmesi gereken yönlerinin bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, bir araya gelip bunun yapılabileceğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, "Türkiye bugün eğer farklı bir tablo ile karşı karşıya ise bunun sorumlusu darbecilerdir, 12 Eylül’de darbe yapanlardır. Bunun önüne geçmemiz lazım." dedi.
AK Parti ve MHP'nin idamın getirilmesine destek verdiğini, bu konuda CHP'nin görüşünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Milleti kandırmanın hiçbir alemi yok. 15 Temmuz’dan sonra meydanlarda idam istendi mi? İstendi. Yenikapı mitinginde idam istendi mi? İstendi. Aradan geçti aylar, anayasa değişikliği geldi. Niye idamı koymadılar? Hem Adalet ve Kalkınma Partisi istiyordu hem de MHP istiyordu, niye idamı koymadılar. Biz mi engelledik? Çünkü niyetleri yok arkadaşlar. Milleti kandırmanın alemi yok.
Bir tarafa söyleyeceksiniz, dönüp öbür taraftan başka bir şey yapacaksınız. Siyaset bunlardan bıktı. İşin özeti; birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz, hapishanelerinin boş olduğu bir Türkiye istiyoruz, hiçbir vatandaşımızın mağdur olmadığı bir Türkiye istiyoruz. Herkes görev alanı içinde görevini yerine getirirse başımızın üstünde yeri var."
Öte yandan, Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Merkezinde Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu heyetini kabul edeceği programın iptal edildiği bildirildi.