CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin, "Bu bir rejim değişikliği. Demokratik sistemden vazgeçip otoriter sisteme gidiyoruz" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gebze'de bir otelde muhtarlar ve azalarla kahvaltıda buluştu. Programa Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra CHP Kocaeli Milletvekilleri Tahsin Tarhan, Fatma kaplan Hürriyet, Haydar Akar, CHP Gebze İlçe teşkilatı yöneticileri, çok sayıda muhtar ve aza katıldı. Programda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeni modelde başkan arabasına kendi partisinin mi, yoksa ülkesinin mi bayrağını asacak. İşte çift başlılık" dedi.
"TÜRKİYE'Yİ SEÇİMLE GELMEYENLERİN YÖNETTİĞİ DÖNEM DARBE DÖNEMLERİDİR"
Programda sözlerine referandum sürecinin parti ve kişilerle ilgisinin olmadığımı söyleyerek başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın cumhurbaşkanı Afrika'ya ya da herhangi bir yere ziyarete gittiğinde yerine kim vekalet edecek? Bugünkü modelde Cumhurbaşkanı koltuğundan ayrıldığında TBMM Başkanı gelir yerine vekalet eder. Çünkü seçimle gelmiştir. Gelen değişiklikte şu olacak, Sayın Başkan yerinden herhangi bir nedenle ayrılırsa yerine seçimle gelmeyen bir başkan yardımcısı vekalet edecek. Başkan yardımcısı kim? Seçimle mi geliyor? Hayır. O zaman şu soruyu kendi vicdanımıza soracağız, Türkiye Cumhuriyeti'ni seçimle gelmeyen biri temsil etti mi, ne zaman etti? Türkiye Cumhuriyeti'ni seçimle gelmeyenlerin temsil ettiği dönemler darbe yönetimleridir. Sayın Cumhurbaşkanı'nı milletin seçtiği, parlamentonun seçtiği TBMM Başkanı mı, seçimle gelmeyen biri mi temsil etmeli? Seçimle gelen biri temsil etsin istiyorsanız "Hayır', istemiyorsanız "evet" oyu kullanacaksınız. Bunun siyasi partilerle de kişilerle de ilgisi yok" diye konuştu.
"YENİ İSTEM ÇİFT BAŞLILIK GETİRECEK"
Yeni yönetim modelinin çift başlılık getireceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bana biri çıkıp başbakanlık neden kaldırılıyor anlatsın. Osmanlı döneminde bile başbakan var, padişahın döneminde bile başbakan var. Demokrasi döneminde başbakanlığı kaldırıyoruz. "Çift başlılığı kaldıracağız" diyorlar. Çift başlılık yok ki, 1 başbakan bir cumhurbaşkanı var. Hani 5 tane başbakan olur, 5 cumhurbaşkanı olur anlarsınız. Meclisin başbakanlığı ve görevlerini belirlediği bir süreci bitirip tamamen başbakanlık sistemini kaldırıyoruz. Başkan hem cumhurbaşkanı hem de partisinin başkanı olacak. Çift şapkası olacak. Diyeceksiniz ki olsun. O zaman evet oyu kullanacaksınız. Hayır olmasın istiyorsanız gideceksiniz hayır oyu kullanacaksınız. Çift başlı olmazsa ortaya ne çıkar yeni modelde önerilen anayasa geçerse sayın başkanı ilde 2 kişi temsil edecek, birincisi vali, ikincisi partisinin il başkanı. Buyurun aralarındaki kavgaya sen misin güçlü ben mi güçlü. Çünkü başbakan aradan gidiyor. Bir kişi devleti temsil eder çünkü arabasında Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağını taşıyor. Ben taşıyamam, milletvekilleri de taşıyamaz. Şimdi başkanı düşünün kendi partisinin mi yoksa ülkesinin mi bayrağını asacak. Kullanacağımız oyun sonuçlarını hep birlikte düşünmemiz lazım. Bu bir rejim değişikliği. Demokratik sistemden vazgeçip otoriter sisteme gidiyoruz" şeklinde konuştu.
"YENİ MODELDE BAKANLARA GENSORU VERİLMEYECEK"
"Soru önergesi verildiğinde ilgili bakan soruya kürsüde cevap vermek zorundadır. Yeni modelde hiçbir milletvekili bakana soru soramayacak. Soru sormak yasak, kaldırılıyor. "Bakana soru sorulmazsın gerek yok" diyorsanız gidip evet oyu kullanın. "Bakana soru sorulmalı" diyorsanız "hayır" oyu kullanacaksın. Demokrasiyle yönetiliyorum diyorsan milletine hesap vereceksin. Yeni modelde bakan sayısını tek kişi biliyor. İsterse 10, isterse 50 isterse 100 bakan atar. İsterse hiç bakan atamaz başkan yardımcılarıyla ben bu işi götürürüm der. Tercih sizin, demokrasi mi otoriter rejim mi? İkisinden birini tercih edeceksiniz. Başkan yardımcıları 2, 3, 5 ne kadar olacak belli değil. Efendim olursa 1-2 olur. Sen gelirsin 1-2 olur başkası gelir 5-10 olur. Yeni modelde kaç bakan olacak TBMM belirler, yeni modelde kaç bakan kaç başkan yardımcısı olacağını kendi belirler. Bir bakan yolsuzluk yaptı, ne olur hakkında gensoru verilir. Bakanlar da bizim hakkımızda gensoru verilmesin diye yasalara uygun davranırlar. Yeni modelde bakan ve milletvekillerine gen soru verilmesin kaldırıyorlar. Niçin?"
"GELİN TV'DE BENİ MAHCUP EDİN DEDİM KABUL ETMEDİLER"
"Başkan ve başkan yardımcıları hiç biri milletvekili değil. Seçimle gelmemiş ama ömür boyu dokunulmazlığa sahip olacak. Yargılanmaları için en az 400 milletvekili bir araya gelip karar almaları gerekiyor. Milletvekili dokunulmazlığı milletvekilliği süresince devam eder. Bittiğinde savcı çağırır. Ama bu yönetimde meclisten karar çıkmadığı sürece kimse hesap soramayacak. Ben bunları anlatırken "Kılıçdaroğlu yalan söylüyor" diyorlar. Ben kendilerine çağrıda bulundum. Gelelim sizin istediğiniz TV kanalında, sizin istediğiniz gazeteciler olsun, onlar da gelsin medeni insanlar gibi tartışalım. Bana deyin ki "şurada şu yazıyor" beni mahcup edin. Gelin diyorum "gelmeyiz" diyorlar. "Ben 15 dakika konuşayım, siz her biriniz yarım saat konuşun" diyorum "Siz bana 10 soru sorun, ben size 1 soru sorayım" diyorum. ABD, Japonya yapıyor biz neden yapamıyoruz. Kim doğru söylüyor, kim söylemiyor ortaya çıksın. Buna da cesaret edemiyorlar. Ama beni suçluyorlar. Başka konulara giriyorlar. Konu anayasa sen vatandaşa neden evet diyecek onu anlat."
"OYLANACAK MODEL TÜRKİYE'Yİ DAHA GERİYE GÖTÜRECEK"
"Yüce Rabbimiz der ki aklınızı kullanmıyor musunuz? Bir yerde değil birden fazla yerde kullanılıyor. Allah'ın bize verdiği en değerli hazine akıldır. Çünkü doğruyu sorgular. Bize diyorlar ki "hiç düşünmeyin 1 kişi düşünecek, hiç karar almayın 1 kişi alacak'. O zaman Allah'ın bize verdiği en değerli hazineyi kullanmayacak mıyız? Benim gibi düşünen kendini ifade edemeyecek mi? O zaman nerede demokrasi. Bayrak ortak vatanımızı temsil eder. Doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde yaşayan bizim vatandaşımız. Memleketimiz güzel mi güzel. Dünyanın her yerine gidin Türkiye'den güzel ikinci bir memleket yok. Ama ülkemizde siyaset ayrışma üzerine kurulu. Niye geriliyoruz, Neden kavga ediyoruz? Kavga etmeden neden neden konuşamıyoruz. Dolayısıyla biz anayasa referandum tercihini oturup düşünmeli kararımızı ona göre vermeliyiz. 80 milyonu da ben vatansever olarak görüyorum. Bayrağına bağlıysa vatanına bağlıysa öyle görüyoruz. Ama demokratik bir ortamda yaşamalıyız. Bunu yaparsak emin olun çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakırız. Bana sorarsanız "evet'in vebali ağırdır. 1982 anayasası oylanırken ben İstanbul'da Fikirtepe'de hayır oyu verdim. Bugün çocuklarıma gururla anlatıyorum. O vebali ben yüklenmedim ama o anayasa Türkiye'yi bu hale getirdi. Bu oylanacak model ise Türkiye'yi daha da geriye götüren bir referandumu oyluyoruz."