Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gündemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kutlu Doğum Haftası'nın hicri takvime sabitlenmesiyle ilgili çalışmalar olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Avrupa Birliği konusunda da millete gidilebileceğini ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan "Neler Oluyor" programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sorularını cevaplayan Kurtulmuş, gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erken seçim iddialarına cevap veren Kurtulmuş, "Bunu Türkiye'nin gündeminden süratle çıkarmak lazım. Türkiye'de şu anda güçlü bir şekilde halkın oyunu almış olan, önünde vakti olan bir hükümet var. Dolayısıyla esas meselemiz uyum yasaları üzerine yoğunlaşmaktır. Bir an evvel etkili bir şekilde bu yasaları çıkarmaktır. 65. Hükümet sonuna kadar görevinin başındadır. Bu bir reform hükümetidir, bu bir üretim hükümetidir. Çok sayıda adımlar atıldı. Bunların sonuçlarının alınması için çok yakından takip edilmesi lazım. Zaten 65. Hükümet, hükümet programında ortaya koyduğu hedeflerini gerçekleştirmek için her gün adım atıyor" diye konuştu.
"DOĞRU VE ACİL OLAN SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN BİR AN EVVEL PARTİYE DÖNMESİDİR"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'ye üye olmasının ardından her kongrede olduğu gibi parti yönetiminde değişiklikler olabileceğini kaydederek, "Şu anda doğru ve acil olan Sayın Cumhurbaşkanımızın bir an evvel partiye dönmesidir, suyun doğal mecrasında akmasıdır. Zaten bir parti kongresi olunca parti yönetiminde nasıl bir değişiklik olacağı ortaya çıkacak. Ondan sonraki süreçlerde her birisiyle ilgili takvim kendi içerisinde işler. Siyasette doğal olmayan işler olmaz. Doğal mecrasında bu işler ilerler. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, doğal lider olduğu partisinin başına gelir" ifadelerini kullandı.
"AVRUPA BİRLİĞİ MAALESEF ÇOK CİDDİ BİR ŞEKİLDE BÖLÜNME SÜRECİNDE"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye ile AB ilişkilerinin hiçbir zaman durağan olmadığını, sürekli yükseliş ve inişleri olduğunu vurguladı. Avrupa'daki ırkçı ve göçmen karşıtı tutuma dikkat çeken Kurtulmuş, "Türkiye AB ilişkilerinin yükseldiği zamanlar oldu, çok kötü olduğu zamanlar oldu, durağan olduğu zamanlar oldu. Türkiye'yle Avrupa siyaset çevreleri arasında son derece gergin bir dönemin içerisindeyiz. Bu gerginliğin sebebi Avrupa'nın önce kendi içerisindeki hareketlenmedir. Avrupa Birliği iki dünya savaşı arasındaki artan aşırı ırkçı bir anlayışla maalesef çok ciddi bir şekilde bölünme sürecinde. Avrupa Birliği içerisinde siyasette çok ciddi bir dalga var. Bu dalga yabancı düşmanlığı. Adam üç tane göçmen gördüğü zaman tüyleri diken diken oluyor. Bunu körükleyen bir sürü politikacı var. Bunlar prim yapıyor; çünkü böyle bir sosyolojik dalga var. Görmek istedikleri Türkiye'deki siyaset tarzı nedir? 25 milyon dolar için el avuç açan, düğme ilikleyen bir Türkiye. Avrupa Birliği'nin terbiye salonunda on yıllardır tek ayak üstünde bir Türkiye. Şimdi karşılarında başka bir Türkiye var. Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı da oradan geliyor. Biz sizinle eşit ortak olarak pazarlık etmek istiyoruz. Bu alışamadıkları bir siyaset tarzıdır. Bu son karar bizi etkiler mi? Etkiler. Ama Avrupa'yı bin kere etkiler. Avrupa'da bundan sonra makul siyasetçiler, demokrat siyasetçiler, liberal siyasetçiler bu faşist Neonazi, ırkçı, Türkiye karşıtı, İslam karşıtı dalganın etkisinin altında kalanlar, böyle giderse birkaç sene sonra ağızlarını açıp kendi kampanyalarını yapamazlar. Bu Avrupa için telaş edilmesi gereken bir durumdur. AB içine kapanıp bu faşist, ırkçı akımların etkisi altında bulunacak mı? Yoksa AB dışarıya açılıp yeni bir takım çevrelerle buluşmanın ölçüsü olarak Türkiye ilişkilerini düzeltecek mi? Bundan sonra AB göçmenlere nasıl muamele yapacak? Eğer "pis yabancılar, evinize gidin" derlerse Avrupa çökecek. Bunu görmeleri lazım. Bunu Avrupa'nın hayrına olsun diye söylüyoruz" şeklinde konuştu.
"AKPM'NİN ALDIĞI KARARLARI TELAFİ EDECEK ADIMLAR ATACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM) siyasi denetim kararını yorumlayan Kurtulmuş, "Ben AKPM'nin aldığı kararları telafi edecek adımlar atacağını düşünüyorum. Bu söylediklerim bu stüdyoda kalmıyor. Avrupa'nın makul siyasetçileri de bunları duyuyorlar. Ben kendi gelecekleri için Türkiye'yle olan gergin ilişkilerini düzeltmeleri gerektiğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Avrupa Birliği ile ne zaman masaya oturulacağı yönündeki soruya, şöyle cevap verdi:
"Bu masa çok acayip bir masa. Türkiye de çok sabırlı bir ortak. Şimdiye kadar kararlılıkla bu masayı devirmemek için üzerimize düşen her türlü titizliği gösterdik. Ama kusura bakmayın biz enayi değiliz. Biz bütün hükümlülüklerimizi nerdeyse yerine getireceğiz, AB bize karşı hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmeyecek. Bu sürdürülebilir bir konu değil. İşin bir vahim tarafı da OHAL'in gözden geçirilmesi. Fransa OHAL durumunda seçime gidiyor, kimse bir şey diyor mu? Aynı şey Belçika'da da geçerli. "15 Temmuz sonrası OHAL'de orantısız bir tedbirler var" diyenler, samimi olsalardı 15 Temmuz'dan sonra koro halinde "biz bu darbeci çeteye karşıyız" derlerdi. O gün onu deselerdi, şimdi bir şey deme hakları olurdu."
"BU AÇIKÇA TÜRK DÜŞMANLIĞIDIR"
HDP'li üyelerin AKPM'deki tutumunu eleştiren Kurtulmuş, "Bu gerçekten hiçbir şekilde izah edemeyecekleri bir olaydır. Siyaseten hükümete karşı olmak ayrı bir şeydir, Türkiye düşmanlığı ayrı bir şeydir. Bu açıkça Türkiye düşmanlığıdır. Bu 80 milyona karşı düşmanlıktır. Bu düşmanlık bildirisine imza atmak gerçekten hazin bir davranıştır" değerlendirmelerinde bulundu.
"AB KONUSUNDA MİLLETE GİDERİZ"
AKPM'nin siyasi denetim kararının bağlayıcı olmadığını söyleyen Kurtulmuş, "Bu bir tavsiyedir, bağlayıcı değildir. Kusura bakmasınlar, bu noktada zorlarlarsa Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi biz AB'nin terbiye salonunda bekletilecek bir ülke değiliz. O zaman tekrar millete gideriz sorarız; AB süreci devam etsin mi etmesin mi? AB üyeliğini istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Milletimiz ne karar verirse ona göre devam ederiz" diye konuştu.
"KUTLU DOĞUM HAFTASI ÖYLE ÜMİT EDİYORUZ Kİ HİCRİ TAKVİME SABİTLENECEKTİR"
Kutlu Doğum Haftası tartışmalarına değinen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki günlerde Diyanet İşleri Başkanlığımızda ilmi bir toplantı yapacak. Öyle ümit ediyoruz; hicri takvime sabitlenecektir. Bu kararı Diyanet teşkilatımız kendi içine konuşacak, tartışacak. İlmi gerekçeleri, tüm gerekçeleriyle ele alacak. Bunun düzeltileceğini ümit ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı çok büyük bir kurum. Çok iyi yetişmiş insanlardan oluşan ve giderek kalitesi artıyor. Çok güzel hizmetler yapılıyor. Sonuçta Diyanet milletin diyaneti. Devlet dairesi olarak görmüyoruz biz burayı. Afyon'da da söyledim bunu; "Evet kazancınızı devletten sağlıyor olabilirsiniz ama hiçbiriniz devlet memuru değilsiniz. Milletin adamısınız, milletin hizmetkarısınız." Dolayısıyla bu anlamda bir talep varsa gereği yerine getirilir. Mevlidi Nebeviye yani Peygamberimizin Mevlit Kandili'ne alternatif bir şey olarak ortaya koyulmuş değil ama böyle bir algı varsa bunun düzeltilmesi için belki "Hep bahar aylarında olsun" diye düşünülmüş olabilir ama sonuçta Mevlit Kandili nasıl senenin her ayına gelebiliyorsa, oruç gibi onun da öyle olması lazım."