Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maalesef dünya Myanmar'a kör ve sağır. Bangladeş'teki son olay ise çok daha acımasız. Bize gelen rakamlar, 3 bin civarında insanın mağdur edildiği, hatta ölmesine neden olan bazı adımların atıldığı istikametinde. Biz bunu ağır, şiddetli şekilde kınıyoruz. Takibini ilgili uluslararası kurumlar vasıtasıyla dile getireceğiz. Eylül ayının 18'inden itibaren BM Genel Kurulu var, orada da bunu gündeme getireceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanlığının üçüncü yılı için düzenlenen televizyon programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suudi Arabistan Kralı Selman'dan ki bizden yaşça çok büyük, isteğimiz şu, o Körfez'in ağabeyi durumundadır, büyüğü durumundadır. Önümüzde Kurban Bayramı var, artık Körfez'de bu sıkıntı bitsin derim" dedi.
"BM'DE BUNU GÜNDEME GETİRECEĞİZ"
Arakan ve Myanmar'da Müslümanlara yapılan zulümlerin BM Genel Kurulunda gündeme getireceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maalesef Myanmar, Arakan Bu olay aslında Ahmet Beyin başbakanlığı döneminde eşimle beraber bir Arakan ziyaretim olmuştu. Yetkililerle görüşme yapıldı. O günden bugüne sağlıklı bir netice aldığımızı söyleyemem. BM kanalıyla da biz bu süreci takip ettik. Bizim STK'larımızın burada çalışmaları var, maalesef dünya Myanmar'a kör ve sağır. Bangladeş'teki son olay ise çok daha acımasız. Bize gelen rakamlar, 3 bin civarında insanın mağdur edildiği, hatta ölmesine neden olan bazı adımların atıldığı istikametinde. Biz bunu ağır, şiddetli şekilde kınıyoruz. Takibini ilgili uluslararası kurumlar vasıtasıyla dile getireceğiz. Eylül ayının 18'inden itibaren BM Genel Kurulu var, orada da bunu gündeme getireceğiz. Gerek Myanmar'ı, Arakan Müslümanlarına yönelik adımı, Bangladeş'in buradaki tutumunu orada gündeme getirmek suretiyle tüm insanlığın buraya elini uzatmasını, desteğini vermesini ki, bu tablo çok acımasız. Bunu 2011'de ben Somali'de yaşadım. 6 sene sonra Somali çok farklı bir konuma geldi. Biz bütün desteklerimizi Somali'ye veriyoruz" dedi.
"BÜYÜK DÜŞÜNECEK NOKTADA DEĞİL DE ONUN İÇİN, BUNLAR CÜCE"
Dış politikaya yönelik soruları da cevaplayan Erdoğan, Afrika açılımına ilişkin, "Biz buralara bu açılımı yaparken kazan kazan esasına göre yaptık. Biz "veren el alan elden hayırlıdır" anlayışı ile buralara yöneldik. Biz göreve geldiğimizde Afrika'da 12 büyükelçiliğimiz vardı, şimdi 39 büyükelçiliğimiz var, hedef Afrika'nın tamamında büyükelçiliklerimizi kurmak. Afrika ile Türkiye'nin her türlü alanda dayanışması, inanıyorum ki o sömürü alanı olarak kullanılan Afrika kendine gelecektir. Önümüzdeki on yıllar Afrika'nın tamamen ayağa kalktı on yıllar olacak. Dünyada en az gelişmiş ülkelere yardım konusunda Amerika birincidir, Türkiye ikincidir. Milli gelire oranla baktığımız zaman, Amerika'nın geliri ile bizim gelirimiz aynı mı, milli gelire oranla baktığımız zaman Türkiye birinci, Amerika ikinci" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin ilk ziyaretçisi Papa'ya hediye ettiği fermanın hikayesini anlatan Erdoğan, "Osmanlı padişahları nereye, hangi yardımı yapmışlarsa muhakkak oraya o fermanla tescil edilirdi. Bende Papa buraya geldiğinde bunu, dedim "arkadaşlar elimizde bu noktada ne var, hemen çıkartın, bizim en önemli, en güzel hediyemiz bu olacaktır." Birinci ziyaret. Arkadaşlar bunu hazırladılar, bende bu fermanı kendilerine hediye ettim. Ecdadımızın farklı dinlerin mensuplarına "ben Müslümanım, sen Hristiyan'sın" dememiş. Eğer orada bir sıkıntı varsa, Müslüman elini oraya da uzatmış. Bu Müslümanların hoş görü anlayışının en güzel ifadesidir" açıklamasında bulundu.
Türkiye ziyaretinde Rusya Devlet Başkanı Putin'in "Burada bana da bir oda verseniz" şeklinde bir diyalog olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, "Öyle bir latife oldu da, ama asıl tespiti şurada oldu; Külliyeyi görünce "büyük devlet olmanın işareti işte bu eserdir" dedi. Kremlin Sarayı da büyük devlet olmanın işaretidir, içinde kaybolursunuz. Biz bu Külliyeyi yaptık, ana muhalefetin başındaki zat burayı hazmedemedi. Büyük düşünecek noktada değil de onun için, bunlar cüce" dedi.
"O KÖRFEZ'İN AĞABEYİ DURUMUNDADIR, BÜYÜĞÜ DURUMUNDADIR"
Katar krizine ilişkin konuşan Erdoğan, "Şuanda bitme noktası dersek yanlış olur, fakat başladığı noktada değil. Her geçen gün geriye gidiyor. Hac mevsiminin yoğunlaştığı böyle bir dönemde başta Suudi Arabistan Kralı Selman'dan ki bizden yaşça çok büyük, isteğimiz şu, o Körfez'in ağabeyi durumundadır, büyüğü durumundadır. Önümüzde Kurban Bayramı var, artık Körfez'de bu sıkıntı bitsin derim. Artık bunu bir kenara koyalım ve aydınlık ufka hep birlikte bakalım. Çünkü Müslümanların bu dünyada birbiri ile uğraşmaya ne zamanı ne vakti ne fırsatı olamaz. Biz birbirimizi sevmekle emrolunmuşuz. "İman etmiş olamazsınız birbirinizi sevmedikçe, cennete giremezsiniz iman etmedikçe" ölçü bu. Temenni ediyorum ki, şu bayram arifesinde böyle bir adımı atmış olurlar" diye konuştu.
"NETENYAHU ARTIK O FARKLI BAKIŞLARINI BİR TARAFA KOYARAK BURAYA SAYGI DUYMAK DURUMUNDA"
Erdoğan, Mescid-i Aksa krizine ilişkin ise, "Orada da çok yoğun bir görüşme zinciri oldu. Gerek İsrail Cumhurbaşkanı ile bir görüşmem oldu. Bugün de Filistin Devlet başkanı misafirimizdi. O süreç içinde Kral Abdullah ile görüşmelerim oldu. Bütün bu süreç hamdolsun işi tamamen işi tersine döndürdü ve şuandaki sağlıklı konuma geldik. Ben bu iş tamamen bitti noktasında değil. Her nereden patlak verir bilemem. Başta Netenyahu olmak üzere artık biz şunu bilmemiz lazım, bu Harem-i Şerif üç dinin saygın mekanıdır. Buraya karşı kimsenin "bu benimdir, buraya Müslümanlar giremez" gibi bir yaklaşımın içine girmesi düşünülemez. Bu bizim ilk kıblemiz olması sebebiyle çok büyük öneme haiz. Netenyahu artık o farklı bakışlarını bir tarafa koyarak buraya saygı duymak durumunda. Biz ülkemizde bu tür yaklaşımların içine girilmesine müsaade etmiyoruz. Bunu da kendilerinden özellikle bekliyoruz. Bir yumuşama süreci içine girmiş durumdayız, temenni ederim ki bu böyle gitsin" şeklinde konuştu.