Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "MHP ile işbirliğimizden PKK'nın ödü kopuyor. Bir daha asla canlanamayacaklarını biliyorlar. FETÖ'nün ödü kopuyor" dedi.
Kayseri Sanayi Odası (KAYSO), Kayseri Ticaret Odası (KTO), Develi Ticaret Odası, Yahyalı Ticaret Odası ve Bünyan Ticaret Odası işbirliğinde düzenlenen İş Dünyası Ortak Meslek Komiteleri Buluşması'nın açılış konuşmasını odalar adına yapan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, Türkiye'nin 2000'li yılların başından itibaren ekonomi ve siyaset başta olmak üzere birçok alanda daha iyi noktalara gelmeye başladığını söyledi. Özellikle 2013 yılından sonra ulaşılan olumlu tablo iç ve dış mihrakları rahatsız ettiğini dile getiren Hiçyılmaz, "Özellikle 2013 Mayıs'ına gelindiğinde, ekonomik olarak Cumhuriyet tarihinin en olumlu verilerinin alındığı bir dönem yaşanmıştır. O dönemde; enflasyon oranı yüzde 6'lara kadar inmişti, Devlet İç Borçlanma Faiz Oranı yüzde 9'lara, aylık ticari kredi faiz oranı ise yüzde 8.95'e kadar gerilemişti. Yine o dönemde; IMF'ye olan borçların tamamı ödenmiş ve hatta IMF'ye borç verme noktasına kadar gelinmişti. Kişi başına düşen milli gelir bu dönemde 10 bin 500 dolar civarında gerçekleşmişti, 2013'e kadar istikrarlı şekilde süren büyüme 2013 yılında yüzde 4 olmuştu. 2013 yılı Mayıs ayında ulaşılan bu çok olumlu tablo iç ve dış mihrakları çok rahatsız etmiştir. Ülkemizin gelişmesini durdurabilmek için tezgahlanan kirli oyunlar, önce Mayıs 2013'te Gezi olaylarında kendini göstermiş, arkasından 17-25 Aralık 2013 komplo girişimleri ile devam etmiş ve nihayet 15 Temmuz 2016'da hain darbe girişimi ile en tepe noktasına ulaşmıştır.15 Temmuz'da askeri silahla kirli emellerine ulaşamayan bu hain odaklar bu kez de ekonomik silahlarını kullanmaya başlamışlardır. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin gereksiz ve zamansız bir şekilde kredi notunu düşürme gayretleri, bunların bir örneğidir. Bazı çevreler tarafından yürütülen, dünyanın siyasi ve ekonomik şeklini değiştirmeye yönelik müdahaleler 2017 yılında da maalesef devam etmektedir. Özellikle son zamanlarda Avrupa Birliği ülkelerinin, ülkemize karşı takındıkları tutum ve davranışlar çok manidardır. Yeri geldiğinde kendilerinden başka ülkelere demokrasi dersi vermeye kalkışan bu ülkeler, iş kendilerine geldiğinde ne kadar anti-demokrat olduklarını göstermişlerdir. Maskeleri bir sefer daha düşmüş, gerçek yüzleri görülmüştür. Sözüm ona kendi değerleriyle çelişmekten utanmamışlar, sıkılmamışlardır. Tek dişli canavar oldukları bir kez daha anlaşılmıştır. Ülkemizin içinden geçmekte olduğu bu sıkıntılı sürecin en az zararla atlatılmasında, sayın cumhurbaşkanımızın çok büyük çabası olduğunu ve basiretli bir yönetim tarzıyla ülkemizi badirelerden kurtardığını belirtmek isterim. Son 14 yıldır tek başına iktidar dönemi yaşanan ülkemizde birçok konuda, ama özellikle ekonomik manada çok büyük gelişmeler sağlanmıştır. Ülkemizin daha çok kalkınması ve dünyadaki hak ettiği yere ulaşabilmesi; daha çok üretmek, daha fazla insana iş ve aş kapısı oluşturmak ancak iş dünyasının göstereceği performansla mümkün olabilecektir. Bunun da en önemli unsurunun siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasından geçtiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
AK Parti İl Başkanı Hüseyin Cahid Özden ve MHP İl Başkanı Baki Ersoy da referandumda anayasa değişikliğine neden "evet" denilmesi gerektiğini anlattı.
Programda konuşan AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ise muhalefete yüklenerek Türkiye'nin her yerindeki vatandaşların anayasa değişikliği ile ilgili muhalefet partileri liderlerinden daha fazla bilgi sahibi olduğunu ifade etti. Elitaş, "Bugün 31 Mayıs, 16 Nisan tarihindeki halk oylamasına 16 gün 15 çalışma vakti kaldı. Bugünleri biz anayasa yapıcıları olarak TBMM'de bu konuda emek gösteren, milletvekili iradesini artık söz milletindir noktasına getiren bizler Türkiye'nin her tarafını karış karış gezip bu anayasa değişikliğinin ne getirdiğini anlatmaya çalışıyoruz. Son 20 gündür Türkiye'nin genelinden bu anayasa maddelerinin değişimi ile ilgili anlaşılmaz diye ifade edenler, Yozgat'ın Çayıralan, Sivas'ın Gemerek İlçesi'ne, Kayseri'nin Yemliha Beldesine gittiğimizde oradaki vatandaşların anayasa değişiklikleri ile ilgili harfiyen bilgi sahibi olduğunu, hepsinin muhalefet partisi liderlerinden daha iyi bilgi sahibi olduğunu görüyoruz, mutluluk duyuyoruz. Bu anayasa değişikliği komisyona geldiğinde 21 madde idi. Vatandaşın tepkileri, sivil toplum örgütlerinin bu konudaki önerileri doğrultusunda 3 maddeyi anayasadan çıkardık. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi ve bölücü terör örgütünün altını çizerek "Türkiye eyaletlere bölünüyor" yalanını ortaya koyan 126. maddesi vardı. 126. Maddenin 2. Fırkası bölge müdürlüklerinin, il müdürlüklerinin açılması kanunla düzenlenir hükmün cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenlenir şeklinde olmaktaydı. Ama fitnenin durmayacağı, Türkiye'yi bölecek diye ifade etmeye çalışanlarının o niyetlerini ortadan kaldırmak için anayasanın 126. Maddesinde hiçbir değişiklik gerçekleştirilmedi. Fakat hem Kılıçdaroğlu ve CHP sözcüleri bu konuyu çirkin bir şekilde ifade etmeye çalışıyorlar. Şunu açıkça ifade ediyorum, anayasanın 1., 2. ve 3. maddesi ile alakalı o konuyu değiştirebilecek, kafada herhangi bir şüphe uyandıracak zerre kadar bir madde söz konusu değil" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye'nin zor bir coğrafyada olduğunu ve bu coğrafyada ayakta kalmanın tek yolunun güçlü olmaktan geçtiğini vurguladı. Bakan Özhaseki, "Bu kavgalı sistemin biran önce son bulması lazım. Dünyanın yarısında parlamenter sistem var, yarısında da başkanlık var. Başkanlık olan yerde kavga yok ama parlamenter yerlerde makamlardan bir tanesi güçlendirilmiştir, bir tanesi semboliktir. Genelde de başbakanlık güçlendirilmiştir cumhurbaşkanlığı semboliktir. Bizde sistem nasıl olmuş? 1961 anayasasında cumhurbaşkanının yetkisi bir paragraf ama 80 ihtilali olunca Kenan Evren der ki "yetkileri artırın'. Tam 2 buçuk sayfa olmuştur. Her türlü yetkiyi zaten cumhurbaşkanına vermişiz. Şuandaki sisteme göre de asla yargılanamaz. Vatana ihanetten yargılanır, o da 90'lı yıllarda suç olmaktan çıktı zaten. O zaman şöyle bir şey çıkıyor karşımıza; vatandaş seçiyor güçtür, 2 buçuk sayfa yetkisi var güçtür, asla yargılanamıyor güçtür. Böyle bir yapı var. Bir tarafta da bakanlar kurulu ve başbakan var, kimin dediği olacak? O yüzden bu sistem kavga üretir. Bu ülkenin istikrara, yatırıma ihtiyaç var. Bulunduğumuz coğrafya zor bir coğrafya. Güçlü olursak ayakta kalırız. Bu coğrafyada ayakta kalmanın tek yolu güçlü olmaktır. İçerideki fitne ocaklarını bastırma yolu, dışarıya karşı dik durmanın yolu da güçlü olmaktır. Ama 6-8 aylık hükümetlerle nasıl güçlü olunur ki" diye konuştu.
"MHP İLE İŞBİRLİĞİMİZDEN PKK VE FETÖ'NÜN ÖDÜ KOPUYOR"
MHP ile yapılan işbirliğinden PKK ve FETÖ'nün korktuğunu dile getiren Bakan Özhaseki, "Artık hangi yalanlara cevap vereceğimizden usandık, çok da önemli değil. İlk günlerdeki meclisteki eylemlerden sonra iftiralara devam ettiler ama hamt olsun bizler hep beraber araziye çıktık, derdimizi anlatıyoruz. Allah'ın izniyle her şeyin rengi değişiyor. İnşallah Kayseri'den de güçlü bir destek geleceğine inanıyoruz. Bunun neticesinde de 16 Nisan'dan sonra Türkiye'nin önü açılacaktır. Allah'ın izniyle 16 Nisan'dan sonra bir başka Türkiye'ye uyanacağız. Bundan da en çok örgütler korkuyor. MHP ile işbirliğimizden PKK'nın ödü kopuyor. Bir daha asla canlanamayacaklarını biliyorlar. FETÖ'nün ödü kopuyor. Şuanda yurtdışında Türkiye'nin aleyhine çalışan en önemli örgüt FETÖ örgütüdür. Ve yabancı ülkeler de ne yazık ki o "hayır" kampanyasına katıldılar. Allah işbirliklerini devam ettirsin, iki cihanda da o namussuzları beraber etsin" dedi.
Programın sonunda Bakan Özhaseki'ye hediye takdim edildi.