Kahramanmaraş’ta havalar soğuk olmasına rağmen siyaset ortamı iyice ısınmış durumda.
2015 Genel Seçimlerine 3 ay kala Kahramanmaraş’ta bende Milletvekili aday adayıyım diyen aday adayları görücüye çıkarak çalışmalarına başlayıp devam etmekteler. Bizde Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi olarak siyasetin nabzını tutmaya devam ediyoruz.
Çalışmalarına hızlı bir şekilde başlayıp ara vermeden sürdüren Milletvekili aday adayları ile ilgili gazetecilerin görüş ve düşüncelerini aktarmaya çalışıyoruz. Bugün şehrin usta kalemlerinden GAP Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Taş, ile yaptığımız görüşmede, Kahramanmaraş siyaseti nasıl olmalı? Sorumuza yönelik Gazeteci Taş’ın, bu konuda ki görüş ve düşüncelerini siz sevgili okurlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz.
“TÜRKİYE SIRALAMASINDA ORTALAMANIN ÜZERİNDEDİR”
Kahramanmaraş’ta siyaset nasıl olmalı? Sorusuna usta gazeteci Mehmet Taş, şöyle yanıtladı: “Kahramanmaraş’ta siyaset dumura uğramış durumdadır. 12 Eylül sonrasında 12 Eylülü yapan yönetim, Maraşlının zekâ seviyesi bana göre Türkiye sıralamasında ortalamanın üzerindedir. Bu politikanın sonucunda bu ülkedeki insanlar özellikle 80 sonrasındaki kitap okumayı bıraktılar. Sorgulamayı bıraktılar. Eleştiriyi bıraktılar. Hani komünist ülkelerinde ki tek tip insandan bahsedilir. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasına baktığımızda tek tip bir insan oluşturmaya çalıştırdılar. Bunda da başarılı oldular. Şimdi bunun doğal sonucu olarak, Türkiye’nin her hangi bir şehri ile Kahramanmaraş arasında, ben bir farklılık göremiyorum. Zaman zaman şunu söylediğim olmuştur. Ya 12 Şubat Kurtuluş mücadelesini bizim dedelerimiz mi yaptı? Diye soru sorduğum ve kendi kendime bu sorunun cevabını aramak için çaba gösterdiğim dönemler olmuştur.”
“ADETA CEZALI BİR ŞEHİR HALİNE GETİRİLMİŞ”
Şehrin yıllarca hizmet alamayışından yakınan Taş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kahramanmaraş siyasi noktada, belki de Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana, yatırım ve hizmet odaklı, hakkını alamamış bir şehir olarak görüyoruz. Şimdi 12 Eylül 1980’ni milat kabul edersek. Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana 1980 tarihine kadar, Kahramanmaraş’ta devlet yatırımı olarak sadece Sümerbank’ı görüyorum. Hani zaman zaman gazetelerde yazılır çizilir. Cezalı şehirler diye, belki de Kahramanmaraş o günün iktidarları tarafından, adeta bir cezalı şehir haline getirilmiştir. Mesela bizim bir şehir efsanemiz vardır. Devlet demir yollarıyla ilgili, işte Kahramanmaraş istasyonuna deva sal binalar yapılır. Köprü ağzından Kahramanmaraş’a da bir 13 km. demir yolu kurulur. Denilir ki Kahramanmaraş’ta ki demir yolu Kayseri’ye kadar devam edecek der. Ancak bu işte yarım bırakıldı denir. Belki de bu doğru ise Kahramanmaraş Kayseri demir yolu, 1950’li, 60’lı yıllarda hayata geçecekti. Nitekim bazı arkadaşlar bilmiyor. Kahramanmaraş’tan Kayseri’ye kadar demir yolu var ama Adana Pozantı üzeri bir demir yolu var. Şimdi 1980 sonrası Maraş’a baktığımız zaman aynı şeyin devam ettiğini görüyoruz.”
“SİYASİ PARTİLİLERİN GENEL BAŞKANLARINA BAKARAK OY VERİYORUZ”
“Biz merkezde hizmet odaklı değil de, siyasi partililerin genel başkanlarına bakarak oy veriyoruz. Şimdi 1984 yılında Kahramanmaraş’ta bir belediye başkanlığı seçimi gerçekleşti. O gün iktidar partisi olan anavatan partisinden bir arkadaşımız belediye başkanı seçildi. Parti iktidar da ancak 1989 seçimlerinde iktidar partisinden değil de Muhalefet partisinden belediye başkanı seçildi. Şimdi 89 seçimleri, 94 seçimleri, 99 seçimleri yani 3 dönem yaklaşık 15 yıl, 1980 sonrası siyasetin şekli değişti. Siyasi partililere insanlar oy verirken bura da aday adaylarına değil de genel başkana odaklı oy vermeye başlandı. Doğal olarak ta ciddi sıkıntılar oluştu. Maraş iktidarla muhalefet noktasında bir olumsuzluk yaşandı. Birincisi yerel yönetimler olarak muhalefete oy verdik. İktidar partilerin adaylarını belediye başkanları yapmadık. Bunun içinde 15 yıl Kahramanmaraş’ta iktidarda olmayan partiler belediye başkanlığı yaptı. Şimdi doğal olarak bunun getirdiği sorunlar var. Yani bugün 2015 Kahramanmaraş fotoğrafına baktığımızda, sorunlar sadece bugün olan şeyler değil. Cumhuriyet kurulduğu günden 80’li yıllardan bu yana bakıyorsun sadece Sümerbank’ın bir yatırımı var. Devlet yatırı m yapmamış, Kahramanmaraş göçte almamış, sadece köylerinden az bir göç almış, onun dışında kendi içine kapanmış muhafazakâr bir şehir. Mahalle baskısının Egoman olduğu bir şehir. Dolayısıyla bura da tabiri caizse Maraş’tan kaçan kurtulmuş.”
“İKTİDAR PARTİSİNİN MİLLETVEKİLLERİ, KAHRAMANMARAŞ’I MASAYA YATIRMALI”
AK Parti iktidarının kendi içerisindeki uyumu, birlik ve beraberliğine de değinen Taş sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi yedi güzel adama baktığınız zaman hiç biri Maraş’ta doğmuşlar büyümüşler ama Kahramanmaraş’ta kalmamışlar. Bu memleketten dışarı gittikten sonra ünleri olmuş, yazdıkları okunur olmuş. Yani bura böyle Girit bir şehir. Şimdi son 12 yıldır AK Parti iktidarıyla uyumlu bir Belediye var. Şimdi bu uyumlu belediye ne yapıyor, Kahramanmaraş’ı yeşil alanla donatıyor. 15 yıl önce bu şehirde, Patı Park Çay Bahçesiyle, Şelale Parkının dışında, nefes alınabilecek bir yerimiz yoktu. Ama bugün pınar başının oradaki mesire yerleri, Onikişubat mesire yeri, Kılavuzlu’daki mesire yerleri, bunlar Kahramanmaraş’taki insanların sosyal hayata yönelmelerini de sağladı ve yaz akşamlarına baktığımız zaman bütün yerler dolu doludur. Mesela geçenlerde Dulkadiroğlu belediyesi bir kar festivali yaptı. O festivale binlerce insan araçlarıyla dağa çıktılar. Bir sanatçı getirilse Maraş’a konser alanı dolup taşıyor. Şimdi ben her hafta Başkonuş’a gidiyorum. Orada 27 plaka 01 plakalı araçlara rastlıyorum. Her hafta Başkonuş’a çevre illerden gelenler oraya farklı bir atmosfer havası katıyor. Oraya geçen hafta gittiğimde bu memleketin dışından insanlarda buralara geliyor. Maraş coğrafi, tarihi ve doğal güzelliğiyle adeta saklı bir cennet, Şimdi böyle bir şehirde 80 yıllık biriken sorunları da bir çırpıda çözmek imkânsızdır. Bunun için Büyükşehir Belediye Başkanı bir on yıllık stratejik bir plan oluşturmalı 10 yıllık. İktidar partisinin milletvekilleri, Kahramanmaraş’ı masaya yatırmalı.”
“ÇALIŞTAYLARIN FAYDALARINI GÖRÜYORUZ”
Şehrin öncelikli olarak sorunlarının ele alınması konusunda Taş, şöyle devam etti: “Bu şehrin sorunlarının giderilmesi için sırayla ele almak lazım. Nitekim AK Parti grup Başkan vekili Mahir Ünal Bey, 2011 yılında milletvekili olduğu günden bu yana, Maraş’ta Çalıştaylar yapıldı. Hani bizler zaman zaman eleştiriyoruz. Bu Çalıştaylar, yapılıyor da ne oluyor diyoruz. Aslında hiçte öyle değil, bu Çalıştayların faydalarını görüyoruz. Bir Kahramanmaraş Göksun yolu ilk başladığında tüneli ve viyadüğü olmayan, mevcut yolun her iki tarafından genişleterek bir yol olacaktı. Ama Mahir Ünal beyin çabasıyla, şimdiki büyükşehir belediye başkanının, Tünel konusunda ki ısrarıyla, nevzat Pakdil Beyin çabalarıyla, Kahramanmaraş Göksun yolu Pozantı yolunun standart tından daha iyi bir yol haline geliyor. Şimdi bunlar 5 yılda da sihirbazlık numarasıyla da olacak bir şey değil yavaş yavaş yapılıyor. Tahmin ediyorum 2018 yılının Kahramanmaraş’ına baktığım zaman, birçok eserin ortaya çıktığını göreceğiz ve gözlemleyeceğiz. Yavaş yavaş filiz vermeye başladı.”
“EN BÜYÜK SORUN STK’LAR, İL, İLÇE BAŞKANLARI VE GAZETECİLER”
Kentin en büyük sorunlarını dile getiren Taş, konuyla ilgili şu şekilde devam etti: “Bence Kahramanmaraş’ın en büyük sorunu STK’lar yani sivil toplum örgütleri, siyasi partinin il ve ilçe başkanları, basında çalışan gazeteci arkadaşlarımız, tatlı sert eleştiride muhalefeti imtina ediyorlar. İktidarın temsilcileri de en ufak bir eleştiriye de tahammül gösteremiyorlar. Şimdi bu iki noktada ortak bir anlayış oluşturabilirsek, bir gazeteci bir konuda eleştiri yaptığı zaman, eleştiriye muhatap olan insan, bu adamın yazdığı doğrudur kardeşim, biz bunu bu şekilde düzeltelim deme erdemliğini gösterebilmesi için bu şehirde yanlış diye tabir ettiğimiz, her hangi bir yatırım, inadına yanlış olarak yapılıyor. Bizlerde bu şehrin evladı olarak hep birlikte bunun cezasını çekiyoruz. Ortak akıl dediğimiz birlikte çalışma kültürü, birbirinin fikirlerine saygı gösterme kültürü eğer Kahramanmaraş’ta bunları hayata geçirebilirsek, Kahramanmaraş çok kısa zamanda, çok daha hızlı bir şekilde sıçrama yapar. Maraşlının geneline baktığımız zaman, hani bu Zekâ seviyesi diyoruz ya, Maraşlının zekâ seviyesi bana göre Türkiye sıralamasında ortalamanın üzerindedir. Biz bunu görebiliyoruz. Nasıl ki görebiliyorsunuz derseniz, şöyle ki, görebiliyorum. Kahramanmaraş’tan başka bir şehre göç eden bir Maraşlı, bulunduğu mahallede, oturduğu semtte, görev yaptığı bir resmi kurumda, çok rahatlıkla bir iki yıl içerisinde lider ve abi konumuna yükseliyor. Bunun ben binlerce örneğini söyleyebilirim Türkiye için. Diyarbakır’da bir kurumda çalışan bir Kahramanmaraşlı vardır. Etrafta seviliyor ve saygı görülüyordur. Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir’e gidiyorsun genelde aynı örneklerle karşılaşıyorsun. Bunu da şuna bağlayabiliriz. Kahramanmaraşlı olan adeta doğuştan lider özelliği taşıyor. Biz bunu Maraşlılar olarak Siner çiye dökemiyoruz. Şimdi bunca lider ruhlu insanların olduğu şehirde, kolektif kalkınma, birlikte çalışma, daha da büyüme çok çok fazla olması gerekirken bunun tam tersine bir durum söz konusu, bizlerin öncelikle bunu sorgulamamız gerek.”
“KÖLE RUHLU İNSANLARDA YÜREK VE CESARET BULUNMAZ”
Şehrimizin geçmiş tarihinden bu güne baktığımızda çok büyük şeyler değiştiğini gördüğünü ve gözlemlediğini söyleyen Taş, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “1984 yılında Kahramanmaraş’ta bir Sümerbank vardı birde Bossa vardı. Şimdi düşüne biliyor musunuz 2015 yılına geldiğimizde, gelinen 30 yıl sonrasının Kahramanmaraş’ına baktığımız zaman, bine yakın sanayi işletmesi var. Devletin vermiş olduğu teşviki Türkiye’de en sağlıklı ve namuslu kullanan şehir Kahramanmaraşlıdır. Çalmamışlar, çırpmamışlar, devletin verdiği teşvikleri, namuslu bir şekilde kullanarak tarım şehri olan Kahramanmaraş’ı sanayi şehri haline getirmişlerdir. Bu iş adamları lider ruhlu olmasalardı bunu yapamazlardı. Çünkü köle ruhlu insanlarda bu yürek ve cesaret bulunmaz. Kahramanmaraş lider ruhlu, yürekli, insanlar Mazlum esinin olduğu bir şehir. Ne yazık ki bunları siyasete veremiyoruz. Biz bunları siyasette sağlayamıyoruz. Bunun eksikliğini de ben hoş görüşüz olarak düşünüyorum. Çekememezlik olarak düşünüyorum. Küçük görülme olarak görüyorum ben. Örnek, bir gazeteci bir başka gazeteciyi kendine hasım olarak görürse o yanlış olur. Burada rakip olarak görmek hem farklı bir şeydir hem de rekabeti getirir. Rekabet kaliteyi getirir, düzeni getirir, disiplini getirir, ama hasım olarak gördüğünüz zaman, her iki adam bir biriyle cebelleşir ve ikisi de güçten düşer. Hani bir sarı öküz hikâyesi var Kurtla, sarı öküzün hikâyesi, Bizde eli kalem tutan insanlar olarak bu şehre ne yapmamız gerekiyor. Birliğin ve dirliğin sağlanması için pozitif enerji vermemiz gerekiyor. Bizler bir milletvekilini eleştireceksek. O milletvekilinin yaptığı güzel şeyleri yaptığı hizmeti öne çıkartarak eleştirelim.”
“MİLLETVEKİLİ O GAZETECİYİ ARAR TEŞEKKÜR EDER”
Hak edenin hakkı verilmelidir diyen Taş, konuşmalarını şu sözlerle noktaladı: “Bu milletvekili şehrimize işte şu hastanenin yapılması için emek verdi hizmet etti diyelim. O milletvekili o zaman bu sağlık komisyonundaydı eline sağlık diye teşekkür ediyoruz. Ancak bu memlekete sağlık alanında baktığımızda, her 10 bin kişiye düşen yatak sayısı açısından, doktor sayısı açısından ve hemşire sayısı açısından, Türkiye ortalamasının altındadır. Bununda çözülmesi gerekir diyebilmeliyiz. Olaylara bu şekilde yaklaştığımızda bunu okuyan bir milletvekili, ya kardeşim bu gazeteci beni eleştirmemiş bak bizim hakkımızı teslim etmiş der, ama şurada da eksikliğimizi gündeme getirmiş der. Nezaketli bir milletvekili ise o gazeteciyi arar ve teşekkür eder. Fakat nezaketsiz bir vekilse bunu eleştiri olarak alır. Daha sonra da gazeteciye düşmanlık yapmaya başlar. Şimdi Mahir Ünal, diye bir milletvekilimiz var. Adeta AK Parti hükümetinin sıfır noktası diyebileceğimiz. Merkezinde yer alan, Türkiye politikalarına yön veren, çözüm süreci içinde olan, sivil anayasa yazım ekibi içinde olan, parti MYK’sında görevli olan böyle bir değer var. Şimdi Maraşlı 2011, 2015 döneminde Mahir Ünal’la yeterince faydalanamadığını düşünüyorum. Bireysel odaklı memur tayiniydi şu ve ya bu tayiniydi, bunlarla milletvekili olmaya vakti yok. Projelerle gitmek gerekir böyle bir insana” şeklinde ifade etti.