Davutoğlu, terör faaliyetlerinin tarih boyunca büyük acılar çekmiş Türk milletini bezdiremeyeceğini belirterek, "Hangi kökenden olursa olsun, bu onurlu halka asla diz çöktüremeyecektir" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TBMM'deki tezkere görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, terörün, insanın en temel hakkı olan yaşam hakkına saldırdığını, bu hakkın en ağır ihlal olduğunu dile getirerek, terör örgütünün yaklaşık 30 yıldır güvenlik güçleri ile kadın erkek ayırımı yapmadan masum sivilleri hedef almayı sürdürdüğünü belirtti.
Davutoğlu, ''Hedef, milletimizin huzurunu, birlik ve kardeşliğimizi hançerlemektir. Hedef, Türkiye'nin demokratik olgunluğa erişmiş, ekonomik refahı artıran bir ülke olmasının önünü kesmektir. Asıl hedef, asırlardır birlikte ağlayıp, gülmesini bilmiş, varlığına yönelik her türlü tehdide karşı birlikte baş kaldırmış bu milletin aziz fertleridir. Bu terör faaliyetleri, tarih boyunca büyük acılar çekmiş milletimizi bezdiremeyecek, hangi kökenden olursa olsun bu onurlu halka asla diz çöktüremeyecektir. Siirt'te kızını kaybetmiş bir babanın ızdırabı, Hakkari'de şehit düşen evladına Kürtçe ağıt yakan bir annenin feryadı, İzmir, Kayseri, Şanlıurfa, İstanbul, Konya'da yurdun her köşesinde yavrularını ebediyete uğurlayan ailelerin gözyaşları, hepimizin ortak acısı, ortak feryadı, ortak ağıtıdır. Hayatlarını kaybeden şehitlerimize, vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.
"Bu millet, yüzde 50 oyla, AK Parti iktidarına bu emaneti tekrar vermişse, Sayın Başbakanımızın söylemi ve eylemiyle yaptığı her işin arkasında kalan bir kitle var demektir. Bu kitleyi kimse göz ardı edemeyecektir'' diye devam eden Davutoğlu, bu başarının, kendileri için yeterli olmadığını, amaçlarının en üst düzeyde demokrasiyi hakim kılmak, herkesin refahının arttığı ileri düzeyde ekonomik düzen kurmak, uluslararası sistemde sözü geçen aktif dış politikayı sürekli kılmak olduğunu dile getirdi. Bakan Davutoğlu, çizdikleri bu Türkiye vizyonunun, paylaştıkları bir ideal olduğunu, bu idealin her şeyden önce millet tarafından kucaklandığını anlatarak şunları kaydetti:
''Terör eylemlerindeki artışı, zamanlama olarak da dikkatli değerlendirmeliyiz. Niçin 12 Haziran seçimlerinden sonra eylemler arttı? Daha önce de benzer bir tecrübe yaşadık. 2007 seçimlerinden sonra da yine daha fazla özgürlükçü yeni anayasa gündemdeyken, terör eylemleri tırmanmıştı. 2007 sonbaharında Meclisimiz gündemi anayasa hazırlıklarıyla meşgulken, 21 Ekim 2007'de Dağlıca terör saldırısı gerçekleşti, anayasa çalışmalarımızın önüne sekte vurmaya çalışıldı. Burada maksat, Türkiye'yi kısır döngüye mahkum etmek, ülkeyi çatışma ortamına çekmekti, ancak biz bu oyuna gelmedik. 2007'den bu yana Türkiye'nin ekonomisine güçlendirdik, siyasi istikrarı sağladık, demokrasimizi hiç sarsılmayacak düzeye getirdik. Bundan sonra da hiçbir dış tehdit, terör faaliyeti bu kararlı yürüyüşümüzden bizi alıkoyamayacak.''
Meclis gündeminde anayasa hazırlıklarının sürdüğünü, demokrasi yolunda da terörle mücadele konusunda da kararlı olduklarını, bu kararlılıklarını kimsenin test etmemesini isteyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
''Daha fazla özgürlük, hak, daha fazla demokrasi iddiasıyla yola çıktıklarını iddia edenlerin, bu yolda yürüme iradesinin her zamankinden daha fazla olduğu, Türkiye'nin 12 Eylül dönemi prangalarından tam olarak kurtulmak istediği bir dönemde, saldırılarını artırması ise dikkat çekicidir. Sadece bu tespit dahi, terör örgütü ve yandaşlarının gerçekte neyi istediklerinin anlaşılmasına ışık tutmaktadır. Gerçek amaç daha fazla hak, özgürlük, demokrasi ise bunun gerçekleştirileceği yegane çatı TBMM'dir. Bunun yöntemi ise askere, polise kurşun sıkmak, masum sivilleri, genç yaşlarında Nergiz, Nurcan, Zeynep, Kevser kardeşlerimizi, anne karnındaki bebeği, mühendis Engin beyi öldürmek değil. Artık devran değişti. Artık Türkiye başka ülkedir. Yeni Türkiye'de terör silahıyla herhangi bir hedefe ulaşmak mümkün değil ve olmayacaktır. Daha fazla demokrasinin tek yolu silahı, şiddeti bırakmak, seçilmiş insanların iradesine ipotek koymaktan vazgeçmektir.''
Davutoğlu, insanların bombalı saldırılara maruz kalmadığı, şiddetin ve zorbalığın sona erdiği bir Türkiye istediklerini belirtti. Davutoğlu, vatandaşların huzur içerisinde yaşadığı güvenli bir ortam kurmayı hedeflediklerini dile getirerek, ''Oluşan yeni şartlar kapsamında yeni stratejiler hayata geçirmeye kararlıyız. Bu stratejilerin en temel hedefi herkes için güvenlik, herkes için özgürlüktür. Biz özgürlükle güvenlik arasında bir çelişki görmüyoruz. Her ikisi de insanoğlunun ikame edilemez doğal hakkıdır'' dedi.
Milletin, Türk'ü, Kürt'ü, Alevi'si ve Sünni'si ile daha fazla özgürlüğü, insan hakları ve demokrasiyi hak ettiğini bildiklerini ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü olmadığını söyledi. Türkiye'nin bugüne kadar her zaman uluslararası meşruiyet çerçevesinde hareket ettiğini dile getiren Davutoğlu, ''Nitekim, Irak dahil hiçbir ülke Türkiye'nin sınır ötesi harekatlarının uluslararası hukuk açısından meşruiyetini tartışma konusu yapamamıştır. Hükümetimiz, bunda sonra da aynı doğrultuda hareket etmekte kararlıdır'' diye konuştu.
DAVUTOĞLU'NDAN İNCE'YE CEVAP
Davutoğlu, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin, bugün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile randevusuna ilişkin sarf ettiği sözlere yanıt vereyerek, ''Ben o konuşmada, bu misyonla ilgili 'taşeron' ifadesinin yanlış olduğunu söyledim. Yeni yasama döneminin başlaması dolayısıyla mutat olarak her yıl yaptığım ziyaretlerdendir'' dedi. Davutoğlu, İnce'ye seslenerek şunları kaydetti:
"Sayın Genel Başkanınıza da konuşmamıza başlar başlamaz, 'taşeron' kelimesini Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı misyonunu yürütürken kullanmanın devlet adabına yakışmadığını ifade ettim. Bunu söylemek istemezdim. Beni mecbur ettiniz. Çünkü, o konuşma belli mahremiyet içerisinde yürümüştü. Sizin Genel Başkanınızla yürüttüğünüz diyaloglara, 'aramızdaki İrlandalıları temizleyelim' ya da 29 Ekim resepsiyonuna gidip gitmeme konusundaki hususlara da dikkatinizi çekerim. Devlet adamı ciddiyeti içinde hepimiz birbirimizi saygı gösterelim.''
Tezkere konusunda AK Parti, CHP ve MHP milletvekilleri kabul oyu verdi. BDP Milletvekilleri ise ret oyu kullandı. Tezkerenin kabul edilmesinin ardından TBMM Başkanvekili Meral Akşener, yarın saat 15.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.
İHA