Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türk tipi cumhurbaşkanlığı sistemiyle geliyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Vakfı'nın genel kurulunda açıklamalarda bulundu. Amerika'nın başkanlık sistemini örnek gösterenlere tepki gösteren Erdoğan, "Biz Türk tipi cumhurbaşkanlığı sistemiyle geliyoruz. Onların aynısını yapmak zorunda değiliz. Bizim geleneklerimiz var göreneklerimiz var. Yerli ve milli sistem oluşturduk. Bizim sistemimiz ey ana muhalefet, tercüme bir sistem değil yerlidir, millidir. Demokrasi, toplantı özgürlüğü, fikir hürriyeti, insan onuru gibi sözüm ona kutsallaştığı ne kadar değer varsa ayaklar altına almaktan çekinmiyorlar. Türkçe manşetlerle açıkça Batı "hayır" kampanyası yapıyorlar. Elhamdülillah Türkçe öğrenmeye başladılar. En merkezi medyalarını "hayır" diyen teröristlere sonuna kadar açarken, "evet" sözcüğüne tahammül edemiyorlar" ifadelerini kullandı.
"22 yıl önce Bosna'da, Afrika'da, Endonezya'da yaptıklarını unutmadık. Şimdi Hollanda'da bizi sayımızı azaltmakla tehdit ediyorlar" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hollanda'daki kardeşlerime sesleniyorum. Türkiye'de üç çocuk diyordum. Siz en az beş çocuk yapın. Bundan da ciddi manada rahatsız olmuşlar. Üç de yapan beş de yapar, şuurlu bir yaklaşım gösterildiği zaman bunlar hopluyorlar. Utanmasalar yeniden gaz odalarını, toplama kamplarını gündeme getirecekler. Srebrenica'da 834 bin Boşnak'ı katledenleri, şehit edenleri unutabilir miyiz? Bu Hollanda zihniyeti budur. Faşist deyince rahatsız oluyorlar. Avrupa'da ortakları onlara sahip çıkıyor, başta Merkel. Sen de şu anda Nazi uygulaması yapıyorsun. Kime? Almanya'daki kardeşlerime ve oraya giden bakan kardeşlerime. Hep yalan söylüyor. PKK terör örgütünün 4 bin 500 dosyasını eline verdik netice vermedi. Bizzat kendisi teyit etti; "4 bin 500 dosya bizde" diye. Ama neticeyi vermediler. "Geciken adalet adalet değildir" dedim, "üzerinde çalışıyoruz" dedi. Halen netice yok. Bu dürüstlük mü? Oradaki terörist örgütün temsilcilerine destek çıkmak değil onları bizzat yakalayıp ülkesine teslim etmektir. Ondan sonra İstanbul başkonsolosluğunda saklanan bir terör ajanına güya gazeteci onu benden istiyor. "Bize onu verin" diyor. Bizde yargı var önce yargılanacak, yargılanmadan olmaz. Sen bana "bizde yargı bağımsız" diyorsun. Bendeki değil mi? Bizdeki yargı da bağımsız. Hem bağımsız hem tarafsız. Nitekim tutuklandı."