İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye'yi yönetenler şer odağı patronlar değil, millet olmalıdır" dedi.
Nazilli Sanayi Sitesi Sosyal Tesisleri'nde sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla buluşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, helikopterle indiği Esat Ergüler Spor Tesislerinde Aydın Valisi Ömer Faruk Koçak, Milletvekilleri Mehmet Erdem, Mustafa Savaş, Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık, İl Emniyet Müdürü Rahmi Baştuğ, AK Parti İl Başkanı Ömer Özmen ve çok sayıda protokol ve partilisi tarafından karşılandı. Bir saat gecikmeyle geldiği için Nazillili vatandaşlardan özür dileyen Bakan Soylu, Diyarbakır-Lice'deki operasyonları yakından takip ettiğini ve operasyonlar sırasında Mehmetçikleri şehit eden hainlere gereken cevabın verildiği müjdesi verirken oradan da operasyonlara katılan 7 bin askerden selam getirdiğini söyledi. Büyük bir coşkuyla karşılanan ve herkesi teke tek selamlayarak kürsüye çıkan Bakan Soylu,"Devletimizin, milletimizin terörle mücadele konusunda ortaya koymuş olduğu kararlılık, aynı hızla devam etmektedir. Ama terörle mücadele eden güvenlik kuvvetlerimizin tamamının morali en yüksek seviyededir. Bunda en önemli etken sizlersiniz. Sizlerin duaları, sizlerin destekleri, sizlerin ortaya koymuş olduğu bu büyük anlayıştır. Güzel işler yapıyorlar. Bunları buradan silmeye kararlıyız ama daha yeni başladık. Hele önümüzdeki günlerde olanları duydukça başta şehit ailelerimiz olmak üzere bu millete, bu ülkeye zarar verenlerden şu gönlü daralan, sıkışan bütün milletimiz, büyük ama büyük bir ferahlık duyacaktır" dedi.
"BUNDAN BÖYLE PATRONLARIN DEĞİL MİLLETİN SÖZÜ GEÇECEK"
1960'lardan sonra başkasının eline bakan bir Türkiye kalmadığını ifade eden Soylu, "Şimdi ayaklarının üzerinde duran bir Türkiye var. Biz herkesi kucakladık. O gün Türkiye'yi içeriden ve dışarıdan idare eden patronların borusu ötüyordu. Bugün ise milletin borusu ötüyor. Biz MHP ile ittifak ettik, o bir şey söyledi, biz bir şey söyledik. Ortak noktayı bulduk. Pekiyi CHP kimle ittifak ediyor? Kandil ne diyorsa Kemal Kılıçdaroğlu da aynı dili konuşuyor. FETÖ ile aynı dili konuşuyor. Bizim medeniyetimiz iyilik medeniyetidir. Biz size yanlış bir şey vermeyiz. Bu milletin ve ülkenin refahı için Cumhurbaşkanımız her daim milletiyle masaya oturmuştur. Biz size yanlış bir şey söylemeyiz, söylemekten de Allah'a sığınırız" diye konuştu.
"21 ASIR TÜRKİYE'SİYİZ"
"Bugünün Türkiye'si 21. asır Türkiye'sidir" diye Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Binlerce proje ile 2071 hesabı yapan ülkeyi 15 Temmuzda Türkiye'yi bambaşka bir sabaha ittirdiler. Esnaf, sanatkar herkes "Yarın ne olacak" diye düşündü. Bunların hiçbiri en az 100-150 yıl başka ülkelerde yaşanmadı. Bunlar 3-4 yıl önce Türkiye'de oldu. 3 yıldır bir taraftan Avrupa, bir taraftan gezi, bir taraftan 25 Aralık, bir taraftan 6 -7 Ekim olayları yaşandı. Hedeflerine ulaşmak için her şeyi yaptılar, her yolu denediler. Biz 2023 dedikçe hasetlendiler. Hangi hain planı ortaya koyarsanız koyun, biz dünyanın en büyük ülkelerinden biri olacağız. Yolumuz açıktır. Bu sistemin karşısında duracağız. Yakamızı bırakmadılar ama yolumuz açıktır, arkamıza bakmaktan yorulduk, artık biz önümüze bakmak istiyoruz. En büyük hazinelerimizden biri olan İpek Yolumuz var, onu modern İpek Yolu haline getirmeye çalışıyoruz."
"KILIÇDAROĞLU İLE HDP AYNI DİLİ KONUŞUYOR"
Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Soylu, "Türkiye'de 7 Haziran'da ne oldu? HDP, PKK'nın sözcüsü olarak meclise girdi. Peki sonra ne oldu? Herkes iki elinin arasına başını aldı. Onlar tehditle aldığı oyu afrayla tafrayla istismar ettiler. Cizre'de Varto'da şımarıklık yapıp, "Buraları bizim" dediler. Bugün buradayım dün Mardin'de Nusaybin'deydik hadi bakalım özerklik ilan etsenize" dedi.
"YÜZDE 34'LE BAŞLADIK, 15 YILDA YÜZDE 51'E GETİRDİK"
AK Parti'nin siyasi hayatına yüzde 34 ile başladığını, bugün yüzde 51'in üzerinde oyunun bulunduğunu söyleyen Bakan Soylu, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Millete gitmezseniz, derdi ile dertlenmezseniz, gönlünüzde milleti düşünen bir durum yoksa, halk, "Sen bizim işimizi görecek biri değilsin" der ertesi seçimde senden bu yetkiyi alır. Kimseye sırtımızı dönemeyiz. Halkımız sırt döneni hemen görür. Biz herkesi kucaklayıp çok çalışıyoruz. Ben Nazilli'ye ilk defa gelmedim, onlarca kez geldim. Başka parti ile de geldim. Sayın Cumhurbaşkanımızla konuştuğum ilk günü hatırlıyorum, bana söylediklerinde millet, vatan dışında bir şey yoktu. "Çok zor bir döneme giriyoruz. Herkesin birlik içerisinde olması lazım. Bunlara karşı siyaset yapmıyoruz dersen bunun acısını çekersin. Gel bu taşın altına elini koy, birlikte yol alalım" dedi. Bu neyi sağladı? Birçok fikir ve düşüncenin memleketin iyiliği için daha fazla bir araya gelmesini ve büyümesini sağladı. MHP ile de aynı yöne bakıyoruz. Peki CHP'nin böyle bir derdi var mı, yok. Benim babam iyi bir siyasetçidir ve bize tek sözü ise "Doğru siyaset, doğru iş yapmak istiyorsanız CHP'nin gösterdiği yolun tam ters istikametine ilerleyin" derdi."
"PATRONLARDAN KURTULMAK İSTİYORUZ"
"Yıllardan beri bizi terbiye etmeye çalışan patronlardan kurtulmak istiyoruz" ifadelerini kullanan Soylu, "Artık biz bu patronlardan sıyrılmak istiyoruz. Biz diyoruz ki; patron bir gün Anayasa Mahkemesi olmamalıdır, patron bir gün Yargıtay, bir gün Danıştay, bir gün IMF olmamalıdır. Patron uluslararası sermaye ile iş tutan, kol kola olan ve bu milleti küçümseyenler olmamalarıdır. Patron millet olmalıdır. Rahmetli Menderes Millete kulak vermiştir, millet ona "Ezan-ı Muhammedi" demiştir, yerine getirmiştir. Millet ona "Tarım yapacağız, daha çok su" demiştir, bir tane yapılması planlandığı halde o 21 baraj yapmıştır. Millet "yol, elektrik" demiştir, yapmıştır. Millet artık ona "Biz artık insan yerine konulmak istiyoruz, bizi Ankara Tandoğan Meydanı'na sokmuyorlar, bu işi hallet" demiştir, halletmiştir. Menderes, o şalvarlıların, poturluların, köylülerin, valinin karşısına çıkıp hesap sorabilecek özgürlük halini milletiyle birlikte ortaya koymuştur" dedi.
"İKTİDARI KAYBEDENLER DARBEYE YÖNELMİŞTİR"
Milletin dediğini yapan Menderes'i çok sevdiğini belirten Soylu, birilerinin 1950 seçimlerinde sadece iktidarı değil muktedirliği de kaybettiğini anlayınca 27 Mayıs 1960'da hain bir darbeyle milletin saadet dönemini sona erdirdiğini, darbelerin devamının geldiğini söyledi. Bakan Soylu, sözlerini şu şekilde tamamladı: "1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997, 27 Nisan 2007 ve benim aslında bir darbe olarak gördüğüm 367, Gezi olayları ve en nihayetinde 15 Temmuz. Ortak özelliği görmenizi isterim. Aynı teşebbüs Gezi olaylarında, 17-25 Aralık darbesinde, 6-7 Ekim olaylarında ve nihayetinde 15 Temmuz'da tekrarlanmıştır. Bu zihniyet demektedir ki; "Ey bu ülkenin insanları, ey poturlular, ey şalvarlılar, kasketliler, dün sizi düşük diye, kuyruk diye tarif ettiklerim. Dün sizi irticacı diye tarif ettiklerim, Alevi ve Sünni, Türk-Kürt, dindar-laik diye ayırdıklarım, siz hiçbir zaman bu ülkeyi kendi değerlerinizle demokratik anlayışınızla, kurallarınızla idare edemez, siz anayasa, siyaset yapamazsınız, bu milletin hakimi de efendisi de biziz kuralları biz koyarız" Mesaj bu kadar açık, nettir"
16 NİSANDA DESTEK İSTEDİ
Bakan Soylu, Nazillililerden 16 nisanda destek istediğini ifade ederek, "Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın, hangi hain planı ortaya koyarsanız koyun bilin ki dünyaya haykırıyoruz, biz dünyanın ilk 10 büyük devletinden birisi olacağız. Bunun için 16 Nisan günü tüm sandıklardan "evet" oyu kullanmanızı istiyorum" dedi.