A Milli Futbol Takımımız, EURO 2020 A Grubu son maçında İsviçre ile karşı karşıya geldi. Bakü’de oynanan karşılaşma, İsviçre’nin 3-1’lik üstünlüğü ile sona erdi. Grubu son sırada tamamlayan Türkiye, büyük umutlarla geldiği şampiyonaya büyük bir hayal kırıklığı ile noktalamış oldu.
İtalya, Galler ve İsviçre ile oynanan takımımız, her 3 karşılaşmadan da sahadan hem skor olarak hem de oyun olarak ayrıldı. 3 karşılaşmada kalesinde 8 gol gören Türkiye, rakip kaleye ise sadece 1 gol gönderebildi.
Aslına bakarsanız, turnuva öncesinde gruba baktığımızda İtalya’nın arkasından ikinci çıkarız diye düşünmüştük ancak grubu sıfır puan ile son sırada tamamladık. Kalite olarak turnuvadaki birçok takımdan iyiydik diyebiliriz. Ancak kadrosu bu kadar kaliteli olup da bu kadar kötü oynayan bir Türkiye takımı görmedik.
RAKİP TAKIM OYUNCULARINA KOLAY ŞUTLAR ATTIRDIK
İsviçre Milli Takımı, maç boyunca kalemize kolay şutlar attı, ya da biz attırdık izin verdik. İsviçre’deki Shaqiri, sezonu Liverpool’da tamamladı. Takımı ile 15 maça çıkmayan bir futbolcu, bizim dinamik oyuncularımıza karşı oldukça etkili oynamayı başardı. Ki Shaqiri’nin önemli bir maç kondisyonunun eksik olduğunu unutmayalım. Oyuncuyu turnuvaya hazırlayan teknik direktör Petkovic’i de unutmadan geçmeyelim. İsviçre maçında kolay pozisyonlar vermeyi bir kenara bırakalım, rakibe hiç baskı yapmadığımız için kolay şutlar kalemizde gördük.
SAVUNMA ARALIĞI YİNE AÇIK KALDI
Turnuva boyunca canımızı yakan en büyük sıkıntı savunma oyuncuları arasındaki inanılmaz boşluklardı. 3 maç boyunca savunmada çıkamadığımız gibi, araya atılan toplar ve savunmacıların rakibe yapmadıkları baskılar kalemize şut veya gol tehlikesi olarak geri döndü. Günümüz futbolunda savunma oyuncuları arasındaki boşluk aralığı 4 veya 5 metre iken, Türkiye’nin EURO 2020’deki savunma oyuncuları arasındaki aralıkları 13-14 metreye kadar çıktı. Eleme gruplarındaki dinamik savunma görüntüsü, turnuvada görünmedi hatta yanından bile geçmedi. İkinci görselde de göründüğü gibi, savunmacılarımızın birbirlerine daha yakın oynamaları gerekirdi. 3 maç sonunda lehimize oluşan istatistikler, 3 maçta kaleye gelen 62 şut! Maç başına ise bu 20 şuta denk gelir. Maalesef ki, bu turnuvaya hem mental hem taktiksel hem de fiziksel olarak hazırlanamadık.
ENİNE SAVUNMADA ÇOK AÇILDIK
Turnuva elemeleri boyunca dar savunma aralığı ve takım halinde gerçekleştirdiğimiz savunma stratejisini neden bu turnuvada yapamadık? Bunun açıklaması teknik heyette. Her 3 karşılaşmada ve özellikle İsviçre karşısında enine savunmada neredeyse 80 metreye açılan bir takım vardı. Bu durum rakiplerde 20 ila 25 metre arasında gitti geldi. Birlikte oynayan ve destek aralığı küçük olan takımlar bize sürekli sıkıntı yarattı. Üçüncü görselde de göründüğü gibi bizler enine savunmada neredeyse 80 metreye çıkarken, rakip İsviçre enine savunmada 20 ila 30 metre arasında gitti geldi. Bu da rakibe kolay pozisyonlar bulmasına neden oldu. İsviçre çok kolay alan daralttı.
Mücadele eden bir takım bekliyorduk ancak felaket bir milli takım izledik. Bunun bir sorumluluğu vardır ve bu durumun sorumlusu teknik heyette ve Şenol Güneş’tir. Elde bir potansiyel varken korkunç performansın sebeplerinin bilinmesi gerekiyor.
TURNUVA ANALİZİ
3 maçta sadece 1 oyuncudan bahsedebiliriz, o da Mert Müldür. Sonuçlar çok kötü, oyun çok kötü, bireysel performansların tamamı çok kötü. Teknik taktiği bir kenara bırakmak gerekirse mental olarak da umudu kesmiş bir takım vardı.