Biz takım olarak çok kötü değiliz. Ancak sandığımız seviyede de değiliz. Bu şampiyonada onu net bir şekilde gördük ve izledik. Ama bu takım, ne yaparak buralara geldi diye soracak olursak, hep bilinçli ve bir arada oynadı. Grup elemelerinde Fransa ile oynadığımız maçlarda rakip takımdan bile daha karar alıcı bir futbol ortaya koydu. Unutmamak gerekir ki, Fransa son dünya şampiyonu unvanı ile bize rakip olmuştu.
Takımımız, EURO 2020’de oynadığı 2 maçta da karşılaşmaların tamamında ne topa hakim olabildi ne de etkili hücumlar ortaya koyabildi. Türkiye Milli Takımı’nın bu turnuvada herhangi bir oyun planı yoktu. Galler takımının maç sonunda da söylediği gibi, Türkiye’nin oynanan maçta hiçbir özelliği yok. Tek bir avantajı var o da seyirci. Türkiye’nin aslında hiçbir fikri yoktu ve fikrin de yoksa hiçbir şeyin yok. Set yok, plan yok ve bununla birlikte gol de yok.
Eleştirilecek çok şey var ancak, Milli Takımımız dünkü maçta neleri eksik yaptı? Galler takımı neleri iyi yaptı? Hangi konularda eksikliklerimiz var? Biz de Maraş Gündem olarak hayal kırıklığı ile geçen maçın ufak bir analizini yapmaya çalıştık. Keyifli okumalar...
UZUN TOPLAR VE BURAK YILMAZ'IN AŞIRI DERECEDE VERİMSİZ KULLANIMI
Birinci görselde çizmeye çalıştığımız gibi, kalecimiz Uğurcan Çakır, en ileri uçtaki Burak Yılmaz’a uzun top göndermeye çalıştı. ‘X’ ile belirttiğim bölgeler ise, kalecimizin oyun kurarken tercih edebileceği pas opsiyonlarıydı. Ancak takımımızın belirli bir oyun planı olmayınca ve orta sahadaki oyun kurucumuz olan Hakan Çalhanoğlu ve Okay Yokuşlu gibi futbolcuların karşılaştığı yoğun presler bizi uzun top oynamaya zorladı. ‘X’ pas opsiyonları konusunda herhangi bir plan çıkartamayan Şenol Güneş, bu turnuvada en verimsiz Burak Yılmaz kullanımını sergiledi. Oyun kuruculara baskı durumuna herhangi bir ‘B’ planı çizemeyen teknik ekip, çözümü aslında çözüm olmayan uzun toplarda aradı. Şunu da belirtmek lazım, turnuvada geniş alanda oynayan tek takım biziz. Galler bile saha içerisindeki santraforunu orta sahaya kadar çekerken, biz bunu akıl edemedik. Günümüz futbolunda artık geniş alanda futbol oynanmıyor.
RAKİBİN ARA PASLARINA ÇÖZÜM BULMADIK, BULMAK İSTEMEDİK
Galler maçının henüz 30’ncu dakikalarında rakip futbolcular savunmamızın arasına 4-5 ektili paslar atarak gol bulmaya çalıştı ve nitekim ki Aaron Ramsey gibi bir futbolcu ilk yarının son dakikalarına girerken golü buldu. Peki, aynı pozisyonları rakibe verirken neden çözüm üretemedik? İlk yarıda rakip takım futbolcularının araya verdiği paslarla buluşan futbolcular konusunda ne saha içerisindeki futbolcularımız ne de saha kenarındaki teknik ekibimiz önlem almayı düşünmedi. İkinci görselde de belirtmeye çalıştığımız gibi, rakip sürekli araya toplar atarak gol bulmak oldu. Bizler savunma olarak da buna çözüm bulmadık. Takımımız ne mental olarak ne de fiziksel olarak hazırlanmamışız.
SAVUNMA TAKIMIYIZ AMA, SAVUNMA KONUSUNDA HİÇ RAKİPLERİ SAVUNAMADIK
Grup eleme maçlarında takımımız mükemmel savunma oyunu oynayarak rakiplerini alt etmeyi başarmıştı. Öyle ki, eleme gruplarında en az gol yiyen takımlar arasında kendimize yer edinmiştik. Peki, şampiyonada neden rakipleri savunamadık. Biz aslında kazanmak için gelmemişiz. Kazanmak için savunmadan top çıkarma, oyun kurma konusunda, beklerden katkı almak lazım, orta sahada efektif ayaklarla birinci bölgeden üçüncü bölgeye kadar topu ilerletmek lazım. Bunlar olmayınca ne rakipleri zorlayabildik ne de gol yollarında etkili olamadık. Bununla birlikte eleme gruplarında savunma bölgesini iyi savunan futbolcular, bu grupta birbirlerinden bağımsız ve dağınık oynadıkları için kolay goller yedik. Öngöremedik, çalışmadık, rakibe uygun planımızın yoktu. Üçüncü görselde de çizmeye çalıştığımız gibi 4 savunma oyuncusunun arasında maç sırasında nerden baksak 11-12 metre aralık vardı. Böyle olunca da rakipler araya kolayca paslar atıp golleri buldu.
Bu turnuvada orta üçlümüz çok kötü özellikle top rakipteyken göbeği kapatma anlamında Ozan ve Okay çok etkisiz kaldı. Bununda nedeni sistemsizlik. Top rakipteyken doğaçlama bir diziliş vardı buda bu kadar gol yememizin en büyük nedeni. Orta saha konusunda Türkiye'nin en yetenekli ve teknik futbolcusu olan İrfancan'ın da kullanılmaması eleştiri konusudur.
Şunu da belirtmek gerekir ki, Sahada çalışmaya fırsat bulamamışlar. Ayrıca fizik gücü olarak da inanılmaz kötüler. Bu kamp süresince tatil gibi geçirdikleri çok açık. Koşacak halleri yok sahada. Baskı kurmak istiyorlar ama kuvvetsiz olunca onu da yapamadılar.