Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi yetkilileri, araştırmayla ilgili yaptıkları açıklamada, insan geninin değiştirilmesiyle ilgili çalışmaların tamamlandığını ve sonuçların yakında bir dergide yayınlanacağını bildirdi.
Araştırmayla ilgili bir inceleme yazısı yayınlayan "MIT Technology Review" (MIT Teknolojin İncelemesi), bu çalışmanın bilim açısından yeni bir deneyim olduğunu bildirdi.
Yazıda, bugüne kadar embriyoların hiçbirinin birkaç günden fazla süreyle gelişmesine izin verilmemesine ve hiçbir zaman rahim içine yerleştirilme niyetinin ortaya konmamasına rağmen, genetiği değiştirilmiş ilk insanın doğumuna doğru giden yolda "bir kilometre taşı" olduğu belirtildi.
Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi'nde Embriyonik Hücre ve Gen Terapi Merkezi'nin Başkanı Kazakistan doğumlu biyolog Shoukhrat (Şükrat) Mitalipov liderliğindeki yapılan çalışmada, "Kümelenmiş Düzenli Aralıklı Palindromik Tekrarlar" manasındaki CRISPR (Clustered Regularly InterSpaced Palindromic Repeats) adlı tekniğin kullanıldığı belirtildi.
Mitalipov araştırmayla ilgili açıklamasında, yaptıkları araştırmayla, kalıtsal hastalıklara neden olan kusurlu genlerin, güvenli ve etkili şekilde düzenlenmesinin mümkün olabileceğine inandığını ifade etti.
İLK ÇİN DENEDİ
İnsan genetiğini değiştirmeye yönelik dünyada ilk bilimsel çalışma 2015 yılında Çin’de yapılmıştı. Guangzhou kentinin Sun Yat-sen Üniversitesindeki araştırmacılar, Akdeniz ülkelerinde yaygın görülen ölümcül kan hastalığı ile bağlantılı bir geni DNA'dan çıkarıp, yerine sağlıklı bir gen koymayı denemişlerdi.
"POTANSİYEL KİTLE İMHA ARACI"
ABD'de ve dünya genelinde birçok bilim kuruluşu ve din adamları, insan geni üzerinde oynama yapılmasına ilişkin araştırmalara etik ve dini gerekçelerle karşı çıkarken, aralarında ABD’deki Ulusal Bilimler Akademisi ile Ulusal Tıp Akademisinden bazı araştırmacılar, hastalıkların gelecek nesillere aktarılmasını önlemek ve yeni tedavi yöntemleri için insan geninin değiştirilebileceği görüşünü dile getiriyor.
ABD'de istihbaratçılar, CRISPR'yi potansiyel bir "kitle imha silahı" olma ihtimali yüzünden insan genetiğinin değiştirilmesiyle ilgili çalışmalara karşı çıkıyor.
Eski ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper geçen yıl yaptığı açıklamada, CRISPR tekniğini, "kullanım kolaylığı" ve "kontrol edilmesinin zorluğu" nedeniyle "ulusal güvenliğe tehdit" olarak belirtmişti.