64. Hükümet Kültür ve Turizm Bakanı, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, “Anayasa değişikliğiyle siyasal bir şey yapmıyoruz, tarihi bir şey yapıyoruz. Çocuklarımızın, ülkemizin, memleketimizin geleceği açısından, bir daha ülkemizin, insanımızın herhangi bir şekilde, gelişiminin ve büyümesinin sekteye uğramaması için, her daim milletin iktidar olabileceği bir sistem kuruyoruz” dedi.
Ünal, Onikişubat Belediyesi tarafından hizmete açılan Şehit Duran Melemir Bilgi ve Kültür Evi açılışında vatandaşlara hitap etti. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ünal, 15 yıldır Türkiye’de egemen kılınan millet iradesi neticesinde, vatandaşların her türlü ihtiyaç ve gelişiminin sağlanabilir hale geldiğini söyledi.
İslam coğrafyasında insan kaynağı gelişime açık olan tek ülkenin Türkiye olduğunu kaydeden Ünal, “Bakın İslam coğrafyasında, Irak’ın, Suriye’nin, Mısır’ın, Libya’nın insan kaynağını bitirdiler. Afganistan ve Pakistan’ın insan kaynağını bitirdiler. Nasıl bitirdiler bu insan kaynağını? Bir ülkede 20 yıl iç kargaşa, iç savaş ve kaos olursa, o ülkenin bütün insan kaynağı gelişim yeteneğini kaybeder. Şu anda insan kaynağı yok edilmemiş tek Müslüman ülke Türkiye. O yüzden Türkiye’ye bu kadar çok yükleniyorlar. Biz 16 Nisan da yapacağımız değişimle aslında ne yapmak istiyoruz. Aslında siyasal bir şey yapmıyoruz, tarihi bir şey yapıyoruz. Çocuklarımızın, ülkemizin, memleketimizin geleceği açısından bir daha ülkemizin, insanımızın herhangi bir şekilde gelişiminin ve büyümesinin sekteye uğramaması için, her daim milletin iktidar olabileceği bir sistem kuruyoruz. Bununla ilgili her türlü yalanı söylüyorlar. ‘Efendim rejimi değiştiriyorlar. Tek adam sistemi getiriyorlar. Cumhurbaşkanı kararname çıkartıp, eyalet sistemi kuracak, özerklik getirecek.’ Yalan yalan yalan. O yüzden mumları yatsıya kadar yanıyor. Çünkü hiçbir yalan gerçeğin karşısında tutunamaz. Biz artık her ne olursa olsun milletin iktidar olacağı bir sistem kuracağız” diye konuştu.
Milli irade ile iktidara gelen Adnan Menderes’in, Turgut Özal’ın ardından yönetimde eskiye dönüşün yaşandığını ifade eden Ünal, “1950 de millet iktidar olmamış mıydı? Adnan menderes ‘yeter söz de karar da milletindir’ dediğinde millet iktidar olmuştu. Ne yaptılar Adnan Menderes’i alaşağı ettiler. Tekrar her şeyi eskiye çevirdiler. Turgut Özal döneminde millet iktidar olmamış mıydı? Olmuştu. Ne yaptılar Turgut Özal’dan sonra bir 28 Şubatla her şeyi tekrar alaşağı ettiler. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan’la tekrar millet iktidar oldu mu? Oldu. Ne yapmaya çalışıyorlar? Yeniden her şeyi alaşağı edip her şeyi eskiye çevirmek istiyorlar. İşte biz bir daha eskiye çevrilmeyecek, bir daha milletin izni dışında, milletin iradesi dışında, hiçbir makamın eskiye dönmeyeceği, milletin emrinde olacak bir sistem inşa ediyoruz. ‘E Taypip Erdoğan’dan sonra ne olacak. Asıl şu soruyu sormamız gerekiyor. ‘Bu sistem devam eder Tayyip Erdoğan gibi bir lider olmazsa ne olacak.’ Asıl bu soruyu sormamız gerekiyor. Ha Tayyip Erdoğan’dan sonra ne olacak. Millet ne derse o olacak. Biz yıllardan beri ‘söz de karar da milletin demiyor muyuz?’ Evet. O halde sözün de kararın da milletin olduğu bir sistem kuruyoruz” ifadelerini kullandı.
TEK ADAMLIK CHP’NİN MAZİSİNDE VARDIR
16 Nisan Referandumuyla tek adamlı bir yönetime geçileceği söylemlerinin de gerçek dışı olduğuna vurgu yapan Ünal, “Bunu size söyleyenlerin suratına göğsünüzü gere gere şunu söyleyin, ‘tek adam tek partili sistem de olur. O da Cumhuriyet Halk Partisinin mazisinde vardır.’ Tek adam tek parti döneminde İsmet İnönü’dür. Çok partili döneme geçtikten sonra, sandık milletin önüne konduktan, sandıkla gelen, sandıkla gitmeye başladıktan sonra artık tek adam dönemi kapanmıştır. Ama 7 seçim kaybetmesine rağmen CHP’de bir tek adam devam ediyor. Şimdi milletin seçtiği adam olur. Recep Tayyip Erdoğan her 2 yılda bir seçim kazanmış, partisinde üç dönemde kendisini sınırlandırmış. Bu yeni sistemde de kendini 2 dönemde sınırlandırmış. O tek adam değildir. O milletine aşık, milletinin de ona sevdalı olduğu milletin adamıdır. Dolayısıyla bu ‘hayır’ cephesinin özellikle bu yalanlarına hiçbir şekilde itibar etmeyin” şeklinde konuştu.
CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİNİ AZALTIP, SORUMLULUKLARINI ARTIRIYORUZ
Yeni sistemle birlikte Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin azalıp, sorumluluklarının arttığını kaydeden Ünal, şöyle devam etti:
“Ortada bir anayasa var, kanun var, kararname var. Bizim cumhurbaşkanına verdiğimiz kararname yetkisi, kanun hükmünde kararname değil. Bakanlar kurulu hükmünde kararname. Dolayısıyla kanunla çeliştiği zaman kanun geçerlidir. Ayrıca hepinizin bildiği bir şeyi tekrar etmek istiyorum. Allah aşkına 82 Anayasasının 104. Maddesi, Kenan Evren için yapılmıştır. Çünkü Kenan Evren darbe yaptığı için anayasal koruma altına alınmıştır ve sorumsuzluk, cezai-hukuku sorumsuzluk getirilmiştir. Şimdi biz bu sistem değişikliği ile cumhurbaşkanlarının sorumlu hale gelmesini sağlıyoruz. Cezai ve hukuki sorumluluk veriyoruz. Bunun neresi kötü? Meclisi feshetme yetkisini alıyoruz. Kanun Hükmünde Kararname yetkisini alıyoruz. Sorumsuzluğunu kaldırıp, sorumlu hale getiriyoruz. Çıkıp diyorlar ki ‘bu kadar yetki bir kişiye verilmez.’ Tam tersine yetkilerini azaltıp, sorumluluklarını çoğaltıyoruz. Bu milletin irfanından, bu milletin ferasetinden hiçbir zaman endişe etmedik. Bu millet bu maddelere bakar, ne yapmak istediğimize bakar. Rahmetli Özal’ın şöyle söylediği rivayet edilir, ‘ben bir şeyi yapacağım zaman bu ülkede, yapacağım işe kim karşı çıkıyor, kim ‘evet’ diyor ona bakar, o işi yapıp yapmamaya ona göre karar veririm.’ Ya Allah aşkına şimdi bakalım. Bu değişikliğe, daima millet iktidarının gerçekleşeceği bu sürece kim karşı çıkıyor. Kandil karşı çıkıyor mu, FETÖ karşı çıkıyor mu, Almanya karşı çıkıyor mu, Hollanda karşı çıkıyor mu? Evet. Alman devlet kanalı Türkçe video hazırlıyor. Acı olan ne biliyor musunuz? Alman kanalında hazırlanan videolarla ana muhalefet partisinin genel başkanının anlattığı yalanlar, aynı yalanlar. Peki hiç bunların milletin yararına, insanın ve ülkenin gelişimine yönelik iyi, hayırlı işlerde ‘evet’ dediğini gördünüz mü? Köprü dersiniz ‘hayır’ derler, havaalanı dersiniz ‘hayır’ derler, tünel dersiniz ‘hayır’ derler. Şimdi bunlar ülkenin ve insan kaynağımızın gelişimine ilişkin, bu ülkenin büyümesine ilişkin her şeye ‘hayır’ dediler. Şimdi de hayır diyorlar.”
MİLLET İRADESİNİN EBET MÜDDET HAKİM OLACAĞI BİR SİSTEMİ OYLAYACAĞIZ”
“Cumhurbaşkanımız ‘hayır diyenler teröristtir’ diye bir ifade kullanmadı. Onu da çarpıtıyorlar. Cumhurbaşkanımız, başbakanımız net bir şey söylüyor, “Aziz milletim. Kararını vermeden bir düşün. Kimler ‘hayır’ diyor, niye ‘hayır’ diyor buna bir bak diyor. Çünkü o zaman benim milletim buna baktığında irfanıyla, ferasetiyle buna karar verecektir. Biz bu güne kadar hep bedel ödeyerek geldik. Bu bayrağın göklerde dalgalanması için bedel ödedik, şehit kanı döktük. Yeri geldi özgürlüklerimizi, demokrasimizi savunmak için bedel ödedik, cumhurbaşkanımız gibi hapislere düştük. Hele hele bu şehir istiklalin ve istikbalin ne anlama geldiğinin timsalidir, mücessim halidir bu şehir. O yüzden bu şehirde Türkiye’nin en yüksek oyuyla ‘evet’ çıkacağından eminim. Onunla ilgili de bir şüphem yok. Ama bizim her sabah, gün içerisinde 16 Nisan’a kadar aklımızdan bir şey çıkarmamamız gerekiyor. 16 Nisan’da sandığa giderken bir seçim için gitmiyoruz. Geleceğimizi, milletin iradesinin bu ülkede ebet müddet hakim olmasının, ya da olmamasının oylandığı bir seçime gideceğiz. Sadece şunu net biliyoruz. ‘Hayır’ çıktığında kimlerin sevineceğini çok iyi biliyoruz. Bizim geleneğimizde bir şey vardır. Biz düşmanı sevindirmeyiz. Düşmanı kendi halimize güldürmeyiz. Biz Almanya’nın sevinmesini istemiyoruz. Biz Hollanda’nın, Belçika’nın gazetelerinde attığı manşetlerde liderimizi ve bu davayı, bu hareketi aşağılamalarını istemiyoruz. Biz Maraş olarak kalbimizle, ruhumuzla bunu istemiyoruz. Yoksa biz bu konuda kararımızı verdik, biz sadece hassasiyetlerimizi konuşuyoruz. O yüzden bizim kararımızla ilgili bir sorunumuz yok. Bütün bunlardan sonra bu eser için sayın başkanımıza teşekkür ediyorum.”
Ünal daha sonra, Bilgi ve Kültür Evi’nin açılışını gerçekleştirip öğrencilerle sohbet etti.