Myanmar'dan eşi ve çocuklarıyla kaçarak önce Malezya’ya ardından da tekneyle Avustralya’ya gelen Arakanlı Muhammed Tayoub, geride bıraktığı ailesinin hayatından endişe ediyor.
Melbourne kentinde yaşayan Tayoub, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arakan’daki katliamların bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi.
Arakan’da pirinç üreticiliği yaparken 2011’de hükümetin arazilerini zorla elinden alması üzerine eşi ve iki çoğunu yanına alarak önce Malezya’ya ardından da 2012'de tekneyle Avustralya’ya kaçtığını anlatan Tayoub, Arakan'daki ailesinin 24 saat evden çıkmadığını belirtti.
Aklının hep Arakan’daki ailesinde olduğunu ifade eden Tayoub, "Annem, kız kardeşim, herkes orada. Evleri yakılıyor, vuruluyor, öldürülüyorlar. Hükümet, pirinç tarlalarını alıyor, dışarıda yürüyemiyorlar, balığa gidemiyorlar. 24 saat evde kalıyorlar, dışarı çıkamıyorlar. Evlerinin kapısını açamıyorlar çünkü açtıklarında ya evleri yakılıyor ya da vurulup öldürülüyorlar." dedi.
İki dayısı askerler tarafından öldürüldü
İki dayısının askerler tarafından vurularak öldürüldüğünü söyleyen Tayoub, sözleri şöyle sürdürdü:
"Neden öldürdüklerini bilmiyorum. Sorun hükümetten kaynaklanıyor. Bölge halkı arasında problem yok, bazen problem oluyordu ama her zaman değil. Halk bazen bize yardımcı oluyor, hükümet ve askeri birlikler ise hiç yardımcı olmuyor, gördüler mi her zaman yakıyorlar, vuruyorlar.’’
Müslümanların elinde hiçbir şey bırakmadılar
Aslında Arakan’daki olayların 1970’li yıllarda başladığını, bu süreçte hükümetin Müslümanları Arakan’dan tamamen çıkartmak hedefini uygulamaya koyduğunu ifade eden Tayoub, ‘‘Hükümet pirinç tarlalarının hepsini aldı, balıkçı evlerini (balığa açılma yerleri) Budistlere verdiler, Müslümanlara ne iş ne balıkçılık... Hiçbir şey bırakmadılar.’’ diye konuştu.
Türkiye’nin Bangladeş’e yaptığı ‘‘sınırları açın masrafları biz ödeyelim’’ teklifinden memnunluk duyduğunu dile getiren Tayoub, ‘‘Bangladeş sınırları açmıyor. Çok sayıda insan soykırıma uğruyor, öldürülüyor.’’ ifadelerini kullandı.