Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TEOG sınavının kaldırılmasına ilişkin, yeni geçilecek olan sistemde öğrencileri sürekli bir üst kademeye hazırlamak yerine her kademede yeni beceriler katmayı hedeflediklerini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Küçükçekmece'de özel bir üniversitenin akademik yıl açılış törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Yılmaz, TEOG sınavının kaldırılmasının nedenlerine değinerek, "TEOG'u neden kaldırıyoruz. Bu ana kadar çok değişiklik yapıldı ama gösterilen raporlarda hep şu geliyor; OKS'den SBS'ye geçtik, SBS'den TEOG'a geçtik hep daha iyiyi yakalamak için. Eğer zaten öyle olmasaydı biz bu başarıyı sağlayamazdık. Şimdi inşallah yeni bir değişiklik yapıyoruz daha iyiyi yakalamak için. Topluma en fazla katma değeri eğitim sağlıyor. Eğitimin her kademesinde öğrenciyi hep bir üst kademeye hazırlamak yerine her kademede öğrenciye beceriler katmak, yani öğrenciyi ilkokul, ortaokula hazırlık olarak görme veya liseye gittiğinde üniversiteye hazırlık olarak görme, yani ilkokula gittiğinde bilgi beceri kazansın, ortaokul ve liseye gittiğinde bilgi beceri kazansın. Üniversiteye gitmese dahi kazanmış olduğu bilgi becerisi kendisine bundan sonraki hayatında yararlı olsun. Bizim yeni amacımız öğrenciye her kademede yeni bilgi ve beceriler katmak. Evlatlarımız daha hızlı düşünebilecek, analiz ve sentez yapabilme becerisine sahip olabilecek. Çağdaş eğitimin amacı bu yönde. Mevcut sistemde öğrenci sadece test ile ölçülmekte, bunun dışında eğitimin unsurları ölçülmemektedir. Ne okulu ne de öğretmeni bununla ölçülmüyor, sadece öğrenci ölçülüyordu. Sınavın çoktan seçmeli test oluşu, kısa sürede çok soru çözmeyi gerektirmesi tüm eğitim sisteminin buna göre yapılanmasına yol açtı. Bu durum ileride kendini tek kelimeyle ifade edebilen, sosyal etkinliklere katılmayan bir öğrenci profilinin ortaya çıkmasına yol açacaktır" dedi.
Bakan Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:
"Sekizinci sınıfta girilecek bir sınav için beş, altı ve yedinci sınıflarda bu sınava hazırlık yapılıyor. En yüksek beceri kazanma yaşı olan 13 ve 16 yaş arası gençler sadece bu sınavla uğraşmakta. Bu dönem aynı zamanda gençlerin fiziksel, psikolojik ve soysal açıdan da gelişme dönemidir. Sınav stresi altında sınav sorusu çözmek dışında bir şey yapmadan yaşamaya mahkum bırakılan gençler ne sporunu yapmakta, ne kitap okumakta ne de kültürel ve sosyal bir etkinliğe katılmaktadır. Bu dönemde soru çözmek dışında tek uğraşı internet üzerinden oyun olmaktadır, spor yapılmadığından obezite, internet uğraşısı da aile içi iletişimi olumsuz etkilemektedir. Gençler TEOG, YGS, LYS ve KPSS gibi bir engelden diğer bir engele koşarken birey olarak kendilerini unutmaktadırlar. Önümüzdeki dönemde öğrencilerinin projelerinin becerilerinin öne çıkmasını istiyoruz. Spor sanat bilim ve sosyal sorumluluk projelerinde yer almasını istiyoruz. Bundan dolayı da yazılı sınavlar ucu açık sorular dönemine Türkiye geçmelidir. Buna göre de öğrencilerimizin yetenekleri tespit edilerek daha iyi bir yönlendirme yapılmalıdır. Her yaptığımız değişiklik bizi daha iyiye götürdü ama bu sisteminde bir sıkıntıları var. Bu sistemi getiren Nabi Avcı başta olmak üzere ben herkese sonsuz teşekkür etmek istiyorum. Ama daha iyi olma hedefimiz var. Bunu yapmak için de bakanlığımız eğitim ölçme değerlendirme konusunda Türkiye'de en uzman kuruluş Milli Eğitim Bakanlığıdır. Geçmişten aldığımız veriler ve deneyimlerle bütün velilerimizin ve öğrencilerimizin her birinin katılacağını düşünüyoruz. İnşallah bu değişikliği yaptığımızda 21. yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacaktır."
"YENİ MÜFREDAT BU ZAMANA KADAR YAPILMIŞ EN DEMOKRATİK, EN BİLİMSEL, EN KATILIMCI MÜFREDAT OLDU"
Bakan Yılmaz, yeni düzenleme yapılan müfredata da değinerek, "İstiyoruz ki müfredatı çağın değişikliğine uygun bir şekilde evlatlarımızın 21. Yüzyıla sahip olması gereken bilgi birikim ve değerleri verelim ki bizden sonra insanlarla dünyada yarışabilsin Türkiye'yi hak ettiği saygınlığı kazandırabilsin. Bunun için müfredat olmazsa olmaz bir unsurdu. Çok uzun süren bir çalışmanın sonunda bir emekle 51 dersin öğretim programını yeniledik. İddiamız bu ana kadar yapılmış en demokratik, en katılımcı, en bilimsel müfredat. Buradan söylemek istediğim şey eğitim sistemimize güvenin değerler konusunda da maddi konuda da güvenin maddi konuda herkes hem fikir maddi yönden ilerliyoruz. Ama bazen bizim arkadaşlar diyor ki birazda maneviyata bakın maneviyat konusundan bizim bir sıkıntımız yok istisnalar dışında. 15 Temmuz da bu ülkenin gençleri evlatlarını ülkesinin bayrağını değerlerini korumak için sokağa çağrıldığında istisnasız herkes sokağa çıktı. Bu işte değerler eğitiminin en somut göstergesidir. Milli iradesine sahip çıkmak için canından da vazgeçen bir evladın, bir neslin, bir öğrencinin değerler eğitiminden yoksun olduğunu söylemek doğru değildir" diye konuştu.
(Volkan Kayalar/İHA)