Kaynak, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün organizasyonunda Kahramanmaraş'ta bölge illerinden gazetecilerin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, yerel basının Türkiye için önemine işaret ederek bu önemin sadece siyasetçiler için değil ülke menfaatleri için de değerli olduğunu vurguladı.
Kahramanmaraş'taki bölge gazetecilerinin buluşturulduğunu anlatan Kaynak, yerel basının ne kadar önemli olduğunu iki önemli hadisede kendini hissettirdiğini söyledi.
15 Temmuz darbe girişiminde basının rolüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kaynak, şöyle konuştu:
"Devlet işgal edilmiş, boğaz sularında yabancı gemilerin dolaştığı dönemde yerel basınımız kıt imkanlarla, yoklukla, yasaklarla halkımızı bilgilendirmeye istiklal mücadelemize katkı sağlamışlardır. Anadolu'da çok çeşitli önemli basın mensuplarımız, yazarlarımız olmuştur. Halkımızı şimdiki gibi iletişim araçları olmayan dönemde İstiklal Harbi'ne motive etmiştir. 15 Temmuz hain darbe girişiminde de birlikte mücadele ettik. O darbe girişimi gecesinde cumhurbaşkanımızın gerçekten cesareti, başbakanımızın serinkanlı yönetimi, halkımızın kahramanlığı önemli faktördü. Ama şunu da unutmayalım; yereliyle, ulusalıyla bizim basınımız hangi siyasi görüşü taşırsa taşısın hangi rengi taşırsa taşısın istiklal ve istikbaline, devletin bölünmez bütünlüğüne sahip çıktı. O gece bazı basın yayın organları helikopterlerle, tanklarla ve askerlerle baskına uğrarken aynı İstiklal Harbi'nde olduğu gibi o zor şartlarda yayınlarına devam ettiler. O yüzden basınımızın kurtuluş harbindeki ve 15 Temmuz'daki tutumları itibariyle basının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır."
BASINA EN ÇOK DESTEĞİ AK PARTİ VERDİ
Yerel ve genel basının gelişimi için ciddi destekler sağlandığını ancak elbetteki bazı sorunlarının halen devam ettiğini anlatan Kaynak, AK Parti hükümetlerinin 15 yıldan beri yerel basının en önemli gelir kaynağı olan kamu ilanlarından mahrum olmamasını sağlamaya çalıştığının altını çizdi.
Basının önemli gelişmelerde büyük fonksiyonlar üstlendiğini anlatan Kaynak, şöyle devam etti:
"Yine önemli bir eşikteyiz. Son 200 yıllık siyasi tarihimizin en önemli hadiselerinden biriyle daha karşı karşıyayız. Son 200 yılı bilerek söyledim. Bizim bir önceki devletimiz Osmanlı dönemi zayıflamaya doğru yol aldıkça hep ıslahat akla gelmiştir. Hep bir reform yapma akla gelmiştir. 2002'den bu yana kalkındırmak, özgürleştirmek istiyoruz. Kalkındırmak istediğimiz Türkiye'nin başarılarının kalıcı hale gelmesi için anayasa değişikliği gündemde. Son 200 yılın önemli eşikleri var, bunlardan birisi de 16 Nisan olacak."
Konuşmasında Cumhuriyet tarihinin bazı dönüm noktalarından örnekler veren Veysi Kaynak, 15 yıllık AK Parti iktidarında Türkiye'nin gerçekten bir yandan kalkınma tarihinin, bir yandan yasaklar ve antidemokratik uygulamalarla mücadele ettiğini ve ülkeyi dünyanın en önemli ekonomik güçlerinden biri haline getirdiğini dile getirdi.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ MİLLETE YETKİNİN VERİLDİĞİ BİR SİSTEMDİR
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, doğrudan milletin seçtiği, doğrudan hükümeti milletin oluşturacağı bir sistem olduğuna dikkati çeken Kaynak, güven oyununun bizzat millet tarafından verildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili doğru olmayan bazı bilgilerin kulaktan kulağa yayıldığına işaret eden Başbakan Yardımcısı Kaynak, "Meclis, Cumhurbaşkanı tarafından istendiğinde feshedilecek. Bu koca bir yalan. Meclis, İstiklal Harbi'nde, Yunan ordularının top seslerine rağmen feshedilememiştir. Meclis 15 Temmuz akşamı, asker kıyafeti giymiş teröristler tarafından, uçaklarla bombalanırken feshedilememiş, kapatılamamıştır. Meclis asla feshedilemez." değerlendirmesinde bulundu.
MEDENİYETİN BEŞİĞİ SAYILAN BATI ÇİFTE STDANDART YAPIYOR
"Bize, terörle mücadele eden Türkiye'ye 'terörle mücadele yasanızı gevşetin' diyen Avrupa, kendisi bizzat demokratik değerleri ayak altına almakta, demokrasi için oralarda olan Türkiye'nin sivil toplum kuruluşlarına, milletvekillerine, bakanlarına terör estirmektedir. Avrupa, dünyaya soykırımı icat eden bir bölgedir. Bizim ecdadımız asla soykırımla anılmamıştır" - "Ne kadar insanlığın felaketine yol açan şey varsa bunları hediye eden Avrupa, şimdi de İslam düşmanlığında başı çekmektedir" - "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kendi içerisinde denge fren sistemi oluşturan bir sistemdir. Şimdiki anayasanın 104'üncü maddesi cumhurbaşkanlığının yetkilerini uzunca bir maddeyle sayar, 1,5 sayfa yetkisi var ama vatana ihanet dışında hiçbir sorumluluğu yok. Vatana ihanetin de tarifi yok"
BATI TERÖRE SAHİP ÇIKIYOR DESTEK VERİYOR
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Bize, terörle mücadele eden Türkiye'ye 'terörle mücadele yasanızı gevşetin' diyen Avrupa, kendisi bizzat demokratik değerleri ayak altına almakta, demokrasi için oralarda olan Türkiye'nin sivil toplum kuruluşlarına, milletvekillerine, bakanlarına terör estirmektedir. Avrupa, dünyaya soykırımı icat eden bir bölgedir. Bizim ecdadımız asla soykırımla anılmamıştır." dedi.
Kaynak, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün organizasyonunda Kahramanmaraş'ta bölge illerinden gazetecilerin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, gelişen genç Türkiye'nin gelinen süreçte doktora ihtiyacı olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bazı özelliklerini aktaran Kaynak, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kendi içerisinde denge fren sistemi oluşturan bir sistemdir. Şimdiki anayasanın 104'üncü maddesi cumhurbaşkanlığının yetkilerini uzunca bir maddeyle sayar, 1,5 sayfa yetkisi var ama vatana ihanet dışında hiçbir sorumluluğu yok. Vatana ihanetin de tarifi yok. Vatana ihanet ettiği iddiasıyla bir cumhurbaşkanının usulu orada belirlenmiş değil. Getirilen sistem, cumhurbaşkanını tam sorumlu hale getirmektedir. Kime karşı? Biz inananlar için zaten her yaptığımızdan sorumluyuz. Çünkü bir sorgu gününün olduğunu biliyoruz. Ama yeni sistemle ayrıca cumhurbaşkanı hükümete karşı sorumludur. Evet meclis soruşturması, yazılı soru devam ediyor. Cumhurbaşkanı, yargıya karşı sorumlu. Artık yargılanabilecek bir cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye'de ilk kez hayata geçirilecek."
Yeni sistemde cumhurbaşkanının millete karşı sorumlu olduğunu ve bizzat millet tarafından seçildiğini anlatan Kaynak, isterse 5 yıl sonra yeniden aday olabileceği için milleti asla yok sayamayacağına işaret etti.
GEZİ OLAYLARI KALKIŞMAYA ÇEVRİLMEK İSTENDİ
Türkiye'de son yıllarda büyük hadiselerin yaşandığını anımsatan Kaynak, "Gezi olaylarından bu yana düşünün, Türkiye büyük olaylardan geçti. Gezi olayları bir kalkışmaya çevrilmek istendi. Sonra 17-25 Aralık darbe girişimi başladı. Hakim savcı başladı, milletin yarısından çoğunun oyunu almış hükümeti devirmeye çalıştı. Diyarbakır ve civarında kalkışmaya çağrılan olaylar oldu. Yasin Börü gibi masumları hatırlayın. 15 Temmuz'u da unutmayın. Bizi 7 yıl yöneten cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer sağ mı? Ülke bu kadar sorunla karşı karşıya kalmışken, Ahmet Necdet Sezer'in bu ülkenin insanına söyleyecek bir sözü olamaz mı? Olamaz çünkü onu millet seçmemişti. Çünkü o millete hesap vermek zorunda değildi." diye konuştu.
Türkiye'de kim ne derse desin özgür basının olduğunu vurgulayan Kaynak, şöyle devam etti:
"AK Parti bir yandan da basının önündeki engelleri kaldırarak bugünlere gelmiştir. Türkiye'de özgür basın var ama Türkiye'de hiçbir basın mensubu, basın mensubu sıfatıyla terör örgütlerinin üyeliğini, maşalığını ve teröristlik yapmaya hakkı yoktur. Türkiye'de tutuklu gazeteci yoktur. Türkiye'de tutuklu suçlular vardır. Kim tarafından tespit edilmiştir, tabii ki mahkemeler tarafından. Bunların içinde banka soyguncuları var, gasp eden var, terör örgütü mensubu olduğu net olarak tespit edilen ve tabii ki kendini gazeteci diye tanıtan insanlar var. Son hadiseler de göstermiştir ki bize hiç kimse özgürlük dersi vermesin bize. 'Basın özgürlüğü Türkiye'de uygulanmıyor' diye sorgulanırken, Almanya, Hollanda ve AB tarafından. Son dönemde yaşanan rezalet tüm dünyanın gözü önündedir. Basın özgürlüğü aslında ifade ve haber alma özgürlüğünün birer parçasıdır.
Şimdi düşünebiliyor musunuz, medeniyetin beşiği olan Avrupa, insan hakları, özgürlükler ve demokrasi üzerinde yükselen Avrupa, dini sembollerle insanların çalışmasının engellenebileceğine hükmetti. Dünya diplomatik pasaport sahibi bir kadının kendi ülke toprağı sayılan konsolosluğa girmesi, atlarla, itlerle engellenmesine şahitlik etti. Bugün gazetelerde var. Adeta dünyanın en azılı teröristi yakalanmış gibi fotoğraflar yansıdı. Yine basın mensuplarına teşekkür ediyoruz. O fotoğraflara ibretle bakmakta dünya. Dünyaya ırkçılığı, faşizmi, Nazizmi, her türlü kötülüğü, sosyalizmi, komünizmi ne kadar kötülük varsa, ne kadar insanlığın felaketine yol açan şey varsa bunları hediye eden Avrupa, şimdi de İslam düşmanlığında başı çekmektedir."
TÜRKİYE TERÖRLE MÜCADELE EDİYOR
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Türkiye'nin terörle mücadele ettiğini belirtti.
"Bize, terörle mücadele eden Türkiye'ye 'terörle mücadele yasanızı gevşetin' diyen Avrupa, kendisi bizzat demokratik değerleri ayak altına almakta, demokrasi için oralarda olan Türkiye'nin sivil toplum kuruluşlarına, milletvekillerine, bakanlarına terör estirmektedir. Avrupa, dünyaya soykırımı icat eden bir bölgedir. Bizim ecdadımız asla soykırımla anılmamıştır." diyen Kaynak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
TÜRK MİLLETİ SOYKIRIM YAPMAMIŞTIR
"600 yıl 3 kıtada yönetim sağlayan ecdadımız asla soykırım yapmamıştır. Asla emperyalist olmamış, kültür emperyalizmine, diline, inancına, ırkına müdahale etmemiştir. Osmanlı'nın hüküm sürdüğü topraklarda halen insanlar kendi dilleriyle konuşmaya, kendi kültürlerini yaşatmaya devam etmiştir. Şimdi bakıyorsunuz, dini sembol sayılacak şeylerle çalışamazsınız diyorlar. Avrupa için Orta çağ karanlığına gidişin ilk adımları atılmıştır. Bilim adamları karşısında engizisyon mahkemelerini bu millet kurmadı. Galileo'yu idama bu millet göndermedi."
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak konuşmasını bitirdikten sonra, basın mensuplarının çeşitli sorularını cevaplandırdı