Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Belçika'da 9 yıl önce Charleroi kentindeki cezaevinde işkenceyle Türk genci Mikail Tekin'in ölümüne neden olan üç gardiyanın yargılandığı davada Belçika mahkemesinin "nefsi müdafaa" gerekçesiyle verdiği beraat kararını haksız buldu.
AİHM gerekçeli kararında, ruhsal sorunlar yaşadığının bilinmesine rağmen cezaevi yönetiminin Tekin'i uygun bölüme yerleştirmediğine dikkati çekti.
Kararda, Tekin'in boğularak hayatını kaybetmesine sebep olan gardiyanların eğitimsiz olduğu, orantısız güç kullandıklarının tespit edildiği, cezaevi yönetiminin Tekin'i konuyla ilgili eğitimli personelin çalıştığı cezaevinin psikiyatri destekli bölümüne değil, normal hükümlülerin kaldığı bölüme yerleştirdiğinin belirlendiği bildirildi.
Mahkeme, cezaevi hücresinde yere yatırılan, elleri ve ayakları bağlanan Tekin'in, bu durumda herhangi bir tehdit unsuru olamayacağının açık olduğuna, buna rağmen üç gardiyan ve daha sonra olay yerine gelen diğer gardiyanların şiddete başvurduğuna, güç kullanımını gerektirecek bir durumun "kesinlikle söz konusu olmadığına" karar verdi.
AİMH, bu tespitleri ışığında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "yaşam hakkını" tanımlayan 2. maddesinin ihlal edildiğine oy birliğiyle karar vererek, Belçika hükümetinin Tekin'in ailesine 20 bini manevi tazminat, 6 bini de mahkeme giderleri olmak üzere toplam 26 bin avro ödemesine hükmetti.
"AİHM kararıyla Belçika devleti cezalandırıldı"
AA muhabirine AİHM'in kararını değerlendiren ailenin avukatı Sevda Karşıkaya, Belçika mahkemesinden çıkan "nefsi müdafaa" ve "beraat kararı"nın ardından ailenin yıkıldığını belirtti.
AİHM'in, Belçika mahkemesinden çıkan kararla ilgili verdiği hükmü hatadan dönülmek olarak değerlendirdiklerini dile getiren Karşıkaya, "Oğullarını geri getirmeyecek ama ailesini sevindiren bir karar oldu." dedi.
Mahkemenin kararına savcılık tarafından itiraz edilmediği için ceza davasının kapandığı bilgisini paylaşan Karşıkaya, ailenin Belçika mahkemesinden çıkan bu haksız kararı yeterli bulmayıp davayı AİHM'e götürdüğünü anımsattı.
Karşıkaya, "Biz, tazminat kısmına itiraz ederek AİHM’e taşıdık ve bir üst mahkeme olan Strazburg Mahkemesi, Belçika yargısının yaptığı hatayı gözler önüne serdi. Bu, ülkede meydana gelecek benzer olaylar için örnek teşkil edeceği için memnunuz. AİHM’in verdiği bu karar, Belçika ve Avrupa'da benzer davalar için de son derece önem taşıyor." diye konuştu.
AİHM'in aldığı kararın Tekin'in anne ve babasını son derece mutlu ettiğini söyleyen Karşıkaya, "Üç gardiyanın serbest bırakılmasıyla sonuçlanan Belçika'daki dava, oğulları cezaevinde boğularak öldürülen anne ve baba açısından son derece adaletsiz bir karardı. Belçika'da adeta olayın üstü kapatılmak istendi ve aile AİHM'e başvurmak durumunda kaldı. Şimdi verilen kararla yanlıştan dönüldü. Tekin'i boğarak öldüren üç gardiyan ceza almayacak fakat AİHM kararıyla Belçika devleti cezalandırıldı. Bu çok daha önemli bir şey. Hem aile için hem de Avrupa'daki cezaevlerinde meydana gelen benzer olaylar için örnek teşkil edecek bir karar." ifadelerini kullandı.
Belçika'da, kimlik kontrolü sırasında polisle tartıştığı için tutuklanan ve cezaevine konulan 31 yaşındaki Tekin, 8 Ağustos 2009'da Jamioulx Cezaevinde kaldığı hücresine gelen üç gardiyanla girdiği tartışma sonrası boğularak öldürülmüştü.
Charleroi Mahkemesi, 2012'de görülen davada, üç gardiyanın, elleri bağlı olan ve otopsi sonrası vücudunda çok sayıda darbe tespit edilen Tekin'in boğularak öldürüldüğüne hükmetmesine rağmen, üç gardiyan hakkında "nefsi müdafaa" gerekçesiyle beraat kararı vermişti.
Tekin, memleketi Sivas'a getirilerek toprağa verilmişti.