Her öğrenciye bir öğretmen düştüğü ve 52 engelli öğrencinin eğitim gördüğü Ahmet Yesevi İşitme Engelliler Ortaokulunda dersler işaret diliyle dersler işleniyor. okulda farklı engelleri bulunan öğrencilerin birbirleriyle ve çevreleriyle kaynaştırılması amaçlanıyor.
Okul hakkında bilgiler veren Ahmet Yesevi İşitme Engelliler Ortaokulu Müdiresi Nilgün Uçkun, öğrencilerin bir günde yaşadıklarını özetledi. Ücretsiz olarak evlerinden alınarak öğrencilerin okulla buluştuğundan bahseden Uçkun, "Okulumuzda 52 öğrencimiz eğitim ve öğretime devam ediyor. Bu öğrencilerimizin yaklaşık yüzde 60'ı, okulumuzun da isminden anlaşılabileceği gibi işitme engelliler oluşturuyor. Diğer işitme engelliler okullarından farklı olarak çift engelli ve zihinsel engelli öğrencilere yönelik olarak da eğitim çalışmalarımıza devam ediyoruz. İşitme engelli çocuklarımız için destek eğitim sistemi olarak işaret dili kullanıyoruz. Ama aynı zamanda sözel iletişime yönelik çalışmalarımız da var. Okulum aynı zamanda pansiyonlu, okul olarak da şanslı bir grubuz. Arkadaşlarımın tamamı özel eğitim öğretmeni ve mesleki kıdem bakımından da geneli 10 yıl ve daha üstü tecrübeleri var. Uzun yıllardır da bu okulda beraber çalışıyoruz. Okulumuza hakim olan asıl hava, okulumuzun aile ortamında olması. Tüm arkadaşlarım tam bir ekip ruhuyla, bir anne-baba şefkatiyle çocuklarla ilgileniyorlar. Gerek öğrenci sayımızın az olması, gerekse öğretmenlerin bu konuda bilgili olması nedeniyle hem veli profilimiz bu durumdan çok memnun, hem de öğrencilerimizin hepsi bireysel eğitim alma fırsatına sahipler" dedi.
"OKUL VE ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİ TAMAMIYLA SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Öğrencilere bir çok imkanın sunulduğunu anlatan Nilgün Uçkun, yatılı olarak da okulun hizmet verdiğini ifade etti. Engelli öğrencilerin sosyal hayata uyumları için çabaladıklarını aktaran Uçkun, "Devletimizin özel eğitim politikası gereği, öğrencilerimize sunulan imkanlar çok fazla. Öğrencilerimizin tamamı taşımalı eğitimle evlerinden alınıyor ücretsiz olarak ve okula getiriliyorlar. Okulda çok güzel bir yemekhanemiz var. Aşçımızın hazırladığı öğle yemeklerini yiyorlar. Saat 14.20'de özel eğitim öğrencilerimizi, saat 15.00'de de işitme engelli öğrencilerimizden gündüzlü olanları evlerine yolcu ediyoruz. Yine ücretsiz olarak servislerimizle ve servislerde de rehber personellerimiz var. Yani çocuk evinden alınıp, evine bırakılıncaya kadar kesinlikle yalnız kalmıyor. Bu da güvenlik açısından çok önemli. İşitme engelli öğrencilerimizden yatılı olarak kalan çocuklarımızın saat 15.00'de dersleri bitiyor. Daha sonra beslenme ve temizliğin ardından yatakhanelerine çıkıyorlar. Daha sonra bir ara öğünümüz ve etüt çalışmamız var. Belletici öğretmenlerimiz 7/24 okuldalar, bir bayan bir de erkek öğretmenimiz. Etüt dışında kalan zamanlarda spor faaliyetlerinde bulunuyorlar. Yakın çevremizde hafta sonu pazarımız var, pazara gidiyorlar. Okul ve çevre etkileşimi tamamıyla sağlamaya çalışıyoruz ki, çocuklarımız buradan mezun olduktan sonra sosyal hayata uyumları en üst düzeyde gerçekleşsin" şeklinde konuştu.
"TÜM EKİBİMLE GURUR DUYUYORUM"
Başarılarının aile ortamına bağlı olduğunu belirten Uçkun, sözlerini şu şekilde tamamladı;
"Özel eğitimin ilk mezunlarındayım. 26. yılımı çalışıyorum. Arkadaşlarımın da hepsi bunu bilir, burada bizim ekip olarak en büyük vizyonumuz ve misyonumuz, özel okul olanaklarından çocuklarımızın yararlanmasıdır. Bu her anlamda, hem verilen eğitimin kalitesi olarak, yedikleri yemekten kullandıkları lavabolara kadar temizlik ve hijyeni sağlayarak, en üst düzeyde eğitim çalışmalarını arttırmayı düşündük. Büyük bir oranda başardığımızı düşünüyorum. İlla ki eksikliklerimiz vardır ama bunların çok asgari düzeylere indirildiğini düşünüyorum. Bu anlamda da tüm ekibimle gurur duyuyorum."