Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde şehit edilen Erol Olçok için hazırlanan kitapta yazı kaleme aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kitap için kaleme aldığı yazıda Erol Olçok'un 15 Temmuz darbe girişimi sırasında verdiği tepki, gösterdiği önderlik ve cesaretinin kişiliğini gösterdiğini vurguladı.
Erol Olçok'un hayatının hiçbir döneminde zulme rıza göstermediğini, zalime asla teslim olmadığını aktaran Erdoğan, yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Fikirleri ve mücadele yöntemiyle tam anlamıyla aykırı bir kişilik olan Erol, nerede hak ve hakikat mücadelesi varsa sadece orada olmakla kalmaz, mutlaka safın en başında yer alır, sorumluluk üstlenirdi. Bizim kendisiyle birlikte çalışmaya başlamamızla da 1993 yılında işte böyle bir mücadele arefesinde olmuştur. O günden beri hiç ayrılmadık, hep beraber yol yürüdük, nice zaferleri beraber tattık, nice sancıları beraber çektik, nice krizleri beraber göğüsledik, nice düğümleri beraber çözdük. 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin duyulduğu andan şehadetine kadar geçen hadiselerin ayrıntıları öğrendiğimde, bir yandan gözyaşlarıma engel olamazken diğer yandan da iç dünyamda 'Evet, bu bizim Erol' diyordum. Erol'un hesapsızlığının, hasbiliğinin, inandığı doğrular söz konusu olduğunda yapabileceği fedakarlıklarda sınır bulunmadığının en güzel ispatı, 15 Temmuz gecesi mücadeleye, canından öte tuttuğu, gözünün nuru oğluyla birlikte çıkmış olmasıdır."
Erol Olçok'un oğlu Abdullah Tayyip'in de o gece darbeci hainlerin karşısına cesaretle dikilirken, babasının oğlu olduğunu ispatladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimilerinin saklanacak delik aradıkları bir gecede, milletimizin tarihindeki en önemli istiklal ve istikbal mücadelelerinden biri için ilk öne çıkan ve en ileri safta yer alan Erol'un karakterinin rahat bir yatakta ölüme uygun olmadığını kendisini tanıyanlar çok iyi bilir." ifadelerini kullandı.
Erken bir yaşta, ülke ve millete daha çok hizmet verebileceği olgunluğa eriştiği bir dönemde hayata gözlerini yummuş olsa da şehadetin ona çok yakışan bir veda olduğunu kaydeden Erdoğan, yazısını şöyle tamamladı:
"Kendisiyle yaptığımız uzun yol arkadaşlığı boyunca, siyasi tanıtım konusunda sahip olduğu deha düzeyindeki üretkenliğinin sayısız örneklerine şahit oldum. O gece hakiki ve hasbi bir dostla birlikte, sadece şahsımın ve partimiz mensuplarının değil, tüm Türkiye'nin, tüm dünyanın takdirini kazanan bir profesyoneli de kaybettik. Şayet, 15 Temmuz'da şehadet makamına ulaşmamış olsaydı, eminim ki o gecenin en etkili anlatımını Erol yapar, o geceyi en güzel ifade edecek müzikleri Erol besteletir, o geceyi en iyi yansıtacak klipleri Erol çeker, en vurucu sloganları Erol üretirdi ama 'O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler.' Şehadetlerine şahitlik ettiğim Erol'un ve adaşım Abdullah Tayyip'in mekanları inşallah cennet olacaktır. Ailesine, sevenlerine ve aziz milletimize bir kez daha başsağlığı temennisiyle, 15 Temmuz ve terörle mücadele şehitlerimizin tamamına Allah'tan rahmet diliyorum."
44 yazı
Arter Reklam Ajansı Başkanı Cevat Olçok, 15 Temmuz şehidi Erol Olçok adına çıkardıkları kitapta Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Tunus Nahda Hareketi lideri Raşid el Gannuşi'ye kadar 44 kişinin birer yazı kaleme aldıklarını anlattı.
Kitabın 6 aylık bir çalışmanın ürünü olduğunu, Olçok'un çok sayıda dost ve arkadaşının hepsine kitapta yer veremedikleri için devamının geleceğini anlatan Cevat Olçok, Erol Olçok'la ilgili bir belgesel hazırlığı da yaptıklarını, ayrıca bir biyografi kitabı da çıkaracaklarını belirtti.
Aile olarak Erol Olçok adına vakıf kurmak istediklerini de ifade eden Olçok, "Bu vakfı, Erol Olçok Kültür-Sanat ve İletişim Vakfı olarak kurmak istiyoruz. Erol ağabeyimin hayatta iken verdiği bursları bu vakıf üzerinden devam ettirmek istiyoruz." dedi.
"Hainleri hain gibi göstermeliyiz"
15 Temmuz darbe girişimi sonrası sorumluların adalet önüne çıkarılması için Olçok ailesi olarak davalara müdahil olduklarını bildiren Olçok, iddianamenin kabulüne kadar olan bölümü avukatları ile birlikte yakından takip ettiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"FETÖ'cülerin mahkemelerde takındıkları tavırlar saygısızca. Bunlardan beklenmez ama insanın mertçe bir duruşu olur. İlk sanıklar mahkemeye çıkarken üzerilerinde takım elbise ve kravat vardı. Kıyafetlerin değişmesi gerektiğini o ilk günlerde söylemiştik biz. Sayın Cumhurbaşkanımız da 15 Temmuz anma programlarında tek tip bir kıyafete geçilmesi gerektiğini açıkladı. Bu çok isabetli bir karar olur. Hainleri hain gibi göstermeliyiz. Bunların pervasızlığına asla izin verilmemesi lazım. FETÖ 40 yıldır bir kanser hücresi gibi her yere sızmış. Ben ve ailem bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz ve bu hainler hak ettikleri cezayı alacak. Keşke Türkiye, vatana ihanet durumunda idam hükmünü çıkarabilse. Çünkü vatana ihanet ancak böyle cezalandırılabilir. Biz vatanımıza ihanet eden insanları beslememeliyiz, onlara hakettikleri cezayı vermeliyiz. Artık bu konuda Meclis'ten bir adım bekliyoruz."