Kahramanmaraş’ta kentin kültür ve edebiyat hayatına büyük katkıları olan Fa Ajans 4. Kitap ve Kültür Fuarına özel 5 yazarın kitabını yayımladı
Kahramanmaraş’ta kitap ve dergi yayıncılığında iyi bir yere sahip olan ve bu güne kadar 100 farklı yazarın 100 eserini yayımlayarak önemli bir yere sahip olan Fa ajans 4. Kitap ve Kültür fuarında görücüye çıkan 5 önemli yazarın 5 kitabını yayımladı.
Kahramanmaraş kamuoyunun yakından tanıdığı Mahmut Nedim Tepebaşı ( Bireyden Devlete Aile), Ömer Akpınar (Emir Öğretmen), Mehmet Kaya (Eylül Mektupları), Hanifi Yılmaz (Sevda Kervanları) isimli kitapları okuyucuyla buluştu
Mahmut Nedim TEPEBAŞI KİMDİR?
1953 yılında Maraş ‘ta doğdu. O yıllarda İmam Hatip Okulu mezunları üniversiteye giremedikleri için lise fark derslerini vererek lise diploması aldı. Eğitim Enstitüsünden sonra Sosyal Bilimler önlisansını bitirdi, daha sonra Sosyoloji okudu. Memuriyetin birçok kademesinde çalıştı, kütüphane müdürü iken memuriyetten emekli oldu. Bir dönen Kahramanmaraş Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bazı basın tarafından “Sosyal Belediyeciliğin Mimari” tanımlaması kapsamında sadece Kahramanmaraş’ta değil ülke genelinde ilklere imza attı. 1980 li yılların son çeyreğinde yerel gazetelerde başladığı makale ve inceleme yazılarına halen devam etmektedir.
Arkadaşlarıyla kurduğu EBRAR VAKFI’ nın halen Mütevelli Heyet Başkanıdır. Vakıf tarafından ulusal alanda çıkarılmakta olan “USARE” edebiyat ve sanat dergisinin sahipliğini yapmaktadır, aynı zamanda USARE DERGİSİ’in de öykü ve deneme yazmaktadır.
Bu kitap, ilk basılı eseridir. Denemeleri, öyküleri, inceleme ve araştırma yazıları, topluma sosyal alanda katkılar sağlamış bazı kişiler hakkında yazdıkları, toplumsal sosyolojik inceleme ve değerlendirme yazıları, bir de “Kahramanmaraş Dosyası” başlığı altında daha çok yönetimle ilgili içeriğe sahip basıma hazır çalışmaları bulunmaktadır.
ÖNSÖZ YAZISINDA NELER YAZILDI?
Bu eser, başlangıçta yerel bir gazetemiz için yazmaya başladığım bir makalenin biraz uzun olması üzerine bina edilmiştir. Yazı uzayınca, gazetenin orta sayfasında inceleme yazısı olarak yayınlamayı düşünürken yazı biraz daha hacim kazandı. Biraz daha üzerinde çalışınca yazı alanının genişlemesi sonucunda böyle bir eser ortaya çıktı. Allah’a sonsuz hamdüsenalar olsun.
Asla iddialı değilim, iddialı olmamaya her zaman dikkat etmeye çalışırım ve inanırım ki iyi bir iş, Allah’ın kuluna bir ikramıdır, bu eser de Yüce Rabbimin bana bir ikramıdır diye inanıyorum.
Konuyu elimden geldiğince dikkatlice, hatta titizlikle incelemeye ve yazmaya çalıştım. Zihnimde olduğu halde kaynağını tespit edemediğim kısımları, yazdığım halde inceleme sırasında eserden çıkardım. Okuyucuya kolaylık ve daha etkin olması bakımından kaynakları dipnot olarak değil de hemen yanı başında, parantez içerisinde sundum.
Bu alanda yazılmış ve basımı yapılmış birçok eser olmasına rağmen, konuyu, temel kurallara bağlı kalmak kaydıyla farklı bakış açılarından değerlendirmeye çalıştım. Eksiklerin olmadığını elbette söyleyemem ama iyi niyetle bir çalışma yaptığıma inanıyorum. Bu çalışma süresince başta konuyu doğru anlamaya gayret ettim.
Aile konusu, bireyden devlete herkesi yakından ilgilendiren geniş bir alana sahiptir. Aile kurumu sağlam olan toplumlar, sosyal yaşamları başta olmak üzere, her bakımdan en huzurlu toplumlardır. Bu kurumun her geçen gün daha da güçlendirilmesi gerekirken, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde değişime uğratılması, dünyada kaybettiklerimizin ilk sırasında yer almaktadır, bu da işin vahametini ortaya koymaktadır.
Huzurun temini ve refah seviyesinin yükselmesi için aile kurumunun yaşatılması ve korunması şarttır. Umut ederim ki; eseri okuyanlar bu söylediklerime hak vereceklerdir.
Ben elimden geldiğince gayret ettim, tesir sadece Allah’tandır.
HANİFİ YILMAZ KİMDİR?
DOĞUMU: 1953 Kahramanmaraş doğumlu.
ÖĞRENİMİ: İlk tasilini Turan İlkokulunda tamamladı ve İmam Hatip Lisesi ve Ticaret Lisesinden sonra Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Ekonomi Maliye Bölümünden mezun oldu.
Sekiz yaşında babasını kaybetti. Yoksulluk denilen çilelerle tanıştı.
YAPTIKLARI
1. 1975-76 Yıllarında Çalışma Bakanlığının çeşitli birimlerinde iki yıl memurluk yaptı.
2. 1980 ile 1990 arasında İstanbul’da hayat mücadelesi devam etti. Bakırcılık imalatı ile tanıştı. Çetin İstanbul hayatının ardından ağabeyinin ani vefatı üzerine tekrar memleketi Kahramanmaraş’a döndü, Bakırcılık işletmeciliğinde on yıl müdürlük yaptı ve emekli oldu.
3. Özel sektörde İdarecilik yaptı.
4. Bakırcılık işletmeciliği ve idareciliği 20 yıl sürdü.
MEDENİ HALİ: Bir erkek, iki kızı ve beş torunu var.
Emekli.
EDEBİ HAYATI: Bir süre şiire ara verse de boş durmadı. Yazdıklarının beğeni toplaması karşısında şiire yeniden ağırlık verdi.
Şiirleri, USARE ve VESSELAM dergilerinde yayınlandı.
Şimdi USARE ve DERGİZAN da şiirlerine devam ediyor.
ESERLERİ
• VUSLATIN IRMAKLARI kitabı yayınlandı
• SEVDA KERVANLARI kitab yayınlandı
• AMENTÜNÜN DİVANI ve GAZELLER isimli şiir kitaplarının hazırlığı içinde.
ÖNSÖZ
Zor olana talip olmak
Azimle yılmadan, usanmadan hedefe ulaşmak kolay olmasa gerek.
Nâdide bir esere önsöz yazmak da hayli zor olmakla beraber, sevindirici, çok güzel ve özel bir durum aslında.
Hele bu... Bir arkadaşınızın, dost ve kardeşinizin emek verdiği bir kitap ise..
İnsanın içinde ağlama isteği uyandıran, heyecan veren müstesna güzellikler vardır.
Başta Allah’ü Teâlâ’nın Cemâl’inin tecelli ettiği, biz kulları hayrete düşüren, tefekkür ettiren, hatta kalbimizi duygusal hâle getirip, ağlayarak seyrettiğimiz eserler vardır. Bu güzellikler bizleri Eserden Müessire, çemberden merkeze götürür, gönlümüz, ruhumuz abad olur.
Kardeşimiz Hanifi Yılmaz’ın elinden çıkan bu eser, hem içimize ferahlık verip kalbimizi temizlerken, hem de ruhumuzu aydınlatıp Asr-ı Saadet’e şiirlerle yolculuk yaptırıp, o güzel devri yaşamamızı sağlıyor.
Ahiret yolculuğundan sonra da kendisine sevab getirecek olan bu güzel eserle bizleri buluşturan Hanifi Yılmaz üstadımıza, bundan sonraki çalışmalarında başarılar diler, sağlık afiyetler muvaffakiyetler dilerim.
SUNUŞ
Yüce Mevlâ’ya hamd ile her daim rızasını, yardımını kazanmayı, salih amellerimizin artması için bizlere fırsatlar vermesini niyaz ediyorum.
Kalem.. yazmakla görevlendirilen.. Yazmaya düşündürmeye devam ettiren kalem.
Bir gönül aramaktı, bir gönüle girmekti herşeyden önemlisi, hiçbir ayırım yapmadan.
Yaralı, küskün ve kırılmış kalplere, bir nebze de olsa, teselli olabilme adına, terennüm yolu ile Hak ve hakikati anlatarak, aşk kapısından, Mevlâ’ya vasıl olma gayretine giren kalem.
Hayat muhteşem bir yolculuk değil mi.
Gaye, bu yolculuğa bir anlam, bir güzellik katarak menzile ulaşmaktı. Eşya ve hadisâtın seyrinde gülün dikeniyle beraber farkına varmak, doya doya koklamak ve muhteşem renklerde Cemil’in Cemâl’ini temâşâ edebilmekti önemli olan.
Tüm zorluklara tahammül göstererek yola devam etmek, kervanları hazırlamak, kurda kuşa yem olmadan, nefsin tuzaklarına aldırış etmeden, direnç gösterip, azim ve kararlılıkla, hedefe ulaşmak gerekir.
İşte bu kervana, bir de sevda yüklemek işi kolaylaştırmalıydı.
Aşkla yürümeliydi Sevda Kervanları, ilâhî teslimiyetle beraber.
Gönül kapıları açılsın, kırılmış, incinmiş kalpler, az da olsa, kendini bulsun Sevda Kervanlarında.
Yolculuk, sevda yüklenerek, aşkı hissederek menziline hedefine ulaşsın. Yeter ki, sevda ile yürüsün kervanlar.
Bu ikinci kitabımızın hazırlanmasında
bir gönül insanı, dostum, arkadaşım, Dr. Burhan Birlikbaş kardeşime, maddi ve manevî katkılarından dolayı, çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca, sanal âlemde, beni takip eden, şiirlerimi beğenip, güzel yorumlar yaparak, bu kitabımızın ortaya çıkmasına vesile olan tüm Dostlara, Üstadlara, Şairlere, bana tahammül eden aile efradıma gönülden teşekkür ediyorum.
Buyurun hep beraber kervanla dolaşalım,
tek azığımız olan sevdamızla beraber...
MEHMET KAYA KİMDİR?
1950’de doğduğu söylendi kendisine…. Ama denmedi hangi ayda hangi tarih de doğduğu…
Baban dedi Annesi….
Baban nadas yapıyordu sen doğduğun zaman hepsi bu…
Antalya Gündoğmuş Çamlıalan köyü nüfusuna kayıtlı…
Bir çok insanın hikayesinde olduğu gibi, onun hikayesinde de doğduğu köyde okul yoktu…
Ah bu okulsuz köyler…. Sistem zalimliği işte…
Okumalısın dedi babası, o da okudu, neden niçin okuduğunu bilmeden…
Çok da işine yaramadı okudukları…
Zaten dünyayı sevmemişti, yine sevmiyor… Dünya ile hep kavgalı bir adam oldu…
Ulusal gazeteler de yazdı, mahalli gazeteler kurdu sıkıldı sonra…
Bir partinin İzmir il başkanlığını yaptı Kenan Evrenin hışmına uğradı…
Siyasetin doğru adam işi olmadığını gördü bu ara…
Ama şiiri hep sevdi…
Ne zaman dağlara baksa, dağlar şiir oldu ona…
Bütün kıyılarda ayak izi bıraktı şiir uğruna
Şiire sevdalandı….
Sadece şiir yazıyor….
Aşık olduğu zamanlar oldu, yenildi ama pişman olmadı…
Antalya Hilal gazetesinde kadrolu yazar olarak günlük yazılar yazıyor...
Adından başka bir şeye sahip değil…
Hepsi bu…
ÖMER AKPINAR KİMDİR?
1973 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İlkokulu kendi ilinde, ortaokulu Kütahya’da okudu. Lise öğrenimini Kahramanmaraş Lisesinde tamamladı.
1998 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü bitirdi. İlk yazılarını ve şiirlerini üniversite yıllarında yazmaya başladı.
Kahramanmaraş’ta yayıncılık alanında ün yapmış FA AJANS yayınlarıyla ortak kültürel çalışmalar yürüttü.
Editörlüğünü üstlendiği Yeni Nesil Dergisini ve kendi kitaplarını, kurduğu Has Yayıncılık adı altında çıkardı. Kamu Hizmetlerinde Uzman Tetkikçi olarak Kalite Standardına Ulaşma çalışmalarında bulundu.
Düşünce Dünyasının güzide isimleriyle birlikte Yedi Kalem Düşünce Kuruluşunun kurucuları arasında yer aldı. Okullarda gençlere, kurumlarda ise çalışanlara seminerler verdi. Aile İçi Sorunları çözmek için eşlere Aile Danışmanlığı yaptı.
Halen bir Kamu Kurumunda çalışan yazar; evli ve üç çocuk babasıdır. Şiirin Başkentinde yaşamaktadır.
Basılan Eserleri:
1- Sünneti İhya
2- Nameler
3- Üstada 40 Kalem
4- Düşünme Zamanı
5- Emir Öğretmen