Adana'da yaşayan ve bölgesel ekonomi gazetesi Refleks'te ekonomi yazıları kaleme alan Uluğtürkan, ilk romanında 120 kahramanın ailesine 40 yıl bakma sözü veren Yeniceli Mehmet Ağa'nın hikayesini anlattı.
Uluğtürkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'nun yüzyıllardır düşman tehdidi altında olduğunu, bugün de Türkiye'nin aynı tehdide karşı mücadele ettiğini söyledi.
Yaklaşık 100 yıl önce çok çetin bir kurtuluş mücadelesi verildiğine işaret eden yazar, "Bugün de siyasi görüş ayrılıklarına rağmen Zeytin Dalı Harekatı'nda tek yürek olarak birleştik. Şu anda devletimiz ve ordumuz, imkanlar bakımından o yıllara göre çok güçlü. Eminim ki bu operasyon zaferle sonuçlanacaktır." diye konuştu.
Uluğtürkan, Anadolu tarihinin kahramanlık hikayeleriyle dolu olduğuna vurgu yaparak, bu kahramanlık hikayelerinin hatırlatılması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğini dile getirdi.
Kut'ül-Amare örneğini veren Uluğtürkan, "Ülkemizde maalesef bazı şeyler unutuluyor. Bugün Anadolu'nun hangi köyüne gitseniz, insanlar size dedelerinin yaptığı ya da tanık olduğu kahramanlık hikayeleri anlatırlar ve bunların çoğu gerçektir. Sadece kayıtlara ve resmi belgelere girmiş, gazetelere haber olmuş binlerce kahramanlık hikayesi var ama bunların belki yüzde biri edebiyat eserlerinde kendilerine yer bulmuştur. Sinemamızda da durum bundan çok farklı değil. Kurtuluş Savaşımız ya da Çanakkale ve Kıbrıs Barış Harekatı’na ilişkin 100 film sayabileceğimizi sanmıyorum." açıklamasında bulundu.
İLK ROMAN
Uluğtürkan, kahramanlık hikayelerinin sinema ya da edebiyata yansımasının öncelikle fedakarlık yapmış insanlara bir saygı duruşu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Kahramanlık hikayeleri, bir yanıyla da yaşanmışlıklardan ders çıkarmak için bir vesiledir. Tarihin romandan ya da diziden öğrenileceğini düşünmek ise bence tarih bilimine saygısızlık olur. Çünkü romanlar, öyküler, filmler ya da diziler, tarihi bir olayı ya da kişiyi anlatsa bile ancak belli bir kesitini, belli kısıtlamalarla işleyebilir. Üstelik kurgu tekniğinin gereği olarak bazı eksiltmeler ya da eklemeler yapılması gerekebilir. Oysa tarihi gerçek anlamda öğrenebilmek için ele alınan konuyu çok yönlü ve bilimsel bakış açısıyla incelemek şarttır. Öte yandan sinema, edebiyat ya da televizyon, tarihe ilgi uyandırma anlamında önemli bir etkendir."
Uluğtürkan, çocukluğundan beri tarihe ilgili olduğunu ve "Madalyasız" adlı ilk romanını, adı pek duyulmamış "madalyasız" bir kahramanın hikayesini herkese anlatabilmek adına yazdığını ifade etti.
Kitapta Malatya Darende'den Yeniceli Mehmet Ağa'nın hikayesini konu edindiğine dikkati çeken Mehmet Uluğtürkan, "Yıllar önce 1959 tarihli bir gazete geçti elime. 'Yeniceli Mehmet Ağa’nın oğlu Hamit Yücel, babasının kurtuluş savaşına götürdüğü gençlerin aileleriyle helalleşti' cümlesiyle başlayan bir haber dikkatimi çekti. 'Nasıl yani?' dedim ve kısa haberin detaylarını okudum. Mehmet Ağa'nın yaptıklarını genel hatlarıyla öğrendiğimde çok etkilenmiştim. Ayrıntıların peşinde koştukça yepyeni bilgilere ulaştım ve şaşkınlığım da Mehmet Ağa ile adamlarına duyduğum hayranlık da kat kat arttı." değerlendirmesinde bulundu.
Kendisi de Darende doğumlu olan Uluğtürkan, yaklaşık 100 yıl önce yaşanan hikayenin detaylarını şöyle anlattı:
"Yeniceli Mehmet Ağa, 1919'da Darende'den Maraş'ın Fransızlardan kurtarılması için çatışmalara katılmış ve mahiyetinde savaşmaya götürdüğü 120 kahraman gencin şehit olmaları durumunda ailelerine 40 yıl bakacağı sözünü vermiş. Mehmet Ağa ve beraberindekiler Maraş'ın düşman işgalinden kurtuluş mücadelesinde büyük yararlılık sağlamış. Mehmet Ağa çatışmalarda oğlu Nuri dahil 48 evladını şehit vermiş. Ağa, şehit yakınlarının tamamına, hayatını kaybettiği 1937 yılına kadar bakmış. Oğlu Hamit de 1959'a kadar babasının vasiyetine uymuş. 1959'da süre dolunca bir helalleşme yemeği tertip etmiş. Yüzlerce kişinin katıldığı yemeğe Darende Kaymakamı ve Malatya Valisi de katıldığı için konu gazeteye haber olmuş. Haberi okuyunca gözlerim doldu."
"AYNI KAHRAMANLAR BUGÜN DE VAR"
Doğan Kitap etiketiyle çıkan romanı bir gazeteci hassasiyetiyle kaleme aldığını aktaran Uluğtürkan, "Sivas Kongre notları, Atatürk'ün o dönemde Milli Mücadele'ye destek olsun diye Sivas'ta çıkardığı İrade-i Milliye gazetelerini okudum. Kahramanmaraş'ta, Ankara'da araştırmalar yaptım. Mehmet Ağa'nın Darende Yenice'de yaşayan torunlarıyla görüştüm. Bütün bu çalışmalarım farklı detaylara ulaşmamı da sağladı. Kahramanımız Mehmet Ağa'nın iftiraya uğrayarak İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmasından, daha sonra teklif edilen İstiklal Madalyası'nı 'Yaptıklarım vatan içindi' diyerek reddetmesine varıncaya kadar birbirinden ilginç konuları da gerçekliğe bağlı kalarak romana yansıttım." ifadelerini kullandı.
Mehmet Uluğtürkan, Kurtuluş Savaşı ve o süreçte yaşananları aktaran romanların azlığına değinerek, başka ülkelerin tarihteki en küçük detaylarını bile roman, belgesel ve filmlerle canlı tutup, gelecek kuşaklara aktardığını belirtti.
Yeniceli Mehmet Ağa gibi fedakarlıklar sergileyecek kahramanların bugün de var olduğunun altını çizen yazar, şimdiden farklı kahramanların hikayelerini anlatmak üzere hazırlıklara başladığını sözlerine ekledi.