Mutfakların ve evlerin vazgeçilmez eşyaları olan bakır kapların yerini plastik ve metal eşyaların alması, kalaycılık mesleğini de yok olmayla karşı karşıya bıraktı. Elbistan'da kalaycılık mesleğinin son temsilcileri olan Ali Kılınç ve Muharrem Gökçecik isimli kalay ustaları, çırak bile bulamadıklarını belirterek, "Kendi çocuklarımız bile bu işi yapmak istemiyor, çırak nasıl bulunsun" diye konuştular.
Türkiye'de son 100 yılın en gözde mesleklerinden biri olan kalaycılık, gelişen teknolojiye yenik düşerek birçok meslek gibi unutulmaya yüz tuttu. Elbistan'da bu mesleğin son temsilcileri olan 63 yaşındaki Ali Kılınç ile 77 yaşındaki Muharrem Gökçecik isimli kalay ustaları, mesleklerinin can çekiştiğini söyledi.
12 metrekarelik derme çatma dükkanda mesleğini sürdüren kalay ustası Ali Kılınç, kalaycılığı amcasının yanında öğrendiğini ve 40 yıldır da ara vermeden yaptığını ifade ederek, "Ben bu mesleği amcamdan öğrendim. 40 yıldır kalaycılık yapıyorum. Bizim meslek eskiden parlaktı. Evlere çelik, plastik, alüminyum ve cam eşyalar girince bizim meslek de cazibesini kaybetti. Mutfaklardaki bakır eşyalar süs eşyası olunca bizim meslek de rafa kalktı. Elbistan'da bir sürü kalaycı vardı. Şimdi ise kala kala Muharrem usta ile ikimiz kaldık. Bizden sonra da bu işi yapacak kimse yok. Çocuklarımız geleceği olmadığı için bu mesleği yapmak istemiyor. Zaten başkaları da çocuklarını çırak olarak yanımıza vermiyor. Durum böyle olunca bizden sonra bu mesleği yapan olmayacak" şeklinde konuştu.
Kalayla kaplanmış kapların, alüminyum ve plastik olanlara göre daha sağlıklı ve hijyenik olduğunu belirten Kılınç, bu özelliğinden dolayı bakıra yeniden dönüş olduğunu hatırlatarak, "Kalay, bakteri barındırmaz. Kalay, hijyen demek, sağlık demek. Kalaylanmış kabın içerisinde yemek 10 gün de dursa bakteri oluşmaz ve bozulmaz. İnsanlığın başlangıcından beri bu meslek devam etmiş ama şimdi can çekişiyor. Alüminyumu, teflonu, plastiği yasaklayanlar var. Bazı insanlar da sağlıklı olduğu için yeniden bakıra dönüş var. Bakıra rağbet artıyor" dedi.
Kalaycılığın ekonomik getirisinin de az olduğunu anlatan 40 yıllık usta Ali Kılınç, "Kalaycılık bir bakıma sezonluk iştir. Kalaylanacak kap kışın çok nadir olur. Baharda çok olur. Maddi olarak fazla bir karşılığı yok bu işin. Köylerden ve kırsal kesimden getiriyorlar. Afşin ilçesinde kalaycı olmadığı için oradan da gelenler oluyor. Leğenleri 20 liraya kalaylıyoruz. Kazanlar da büyüklüklerine göre değişiyor" diye konuştu.
60 seneden beri kalaycılık yaptığını ifade eden 77 yaşındaki Muharrem Gökçecik isimli usta da, başlarını soktukları dükkanın yıkılacağı endişesi taşıdıklarını söyledi.
Yeni yapılan dükkanlarda yer bulamadıklarını belirten Gökçecik, kendilerine yardım eli uzatılmasını istedi. Mesleklerinin unutulmaya yüz tuttuğuna vurgu yapan Gökçecik, şöyle konuştu:
"İdarecilerimiz bizlere sahip çıksın. Dükkan alacak imkanımız yok. Köhne ya da kuytu yerlerde olursa bu mesleğe devam edebiliriz. Yeni dükkanlarda kalaycılık yapmaya kimse izin vermiyor. Dükkan bulamıyoruz. Şu anki dükkanımız yıkılacak. Burası yıkılınca nereye gideriz bilmiyoruz. Perişanız. 60 senedir bu işi yapıyorum. Bu mesleği yapan bir tek biz kaldık. Mesleğimizi devam ettirmek için desteğe ihtiyacımız var. Faizsiz kredi olabilir. Şu anda kalay alacak parayı bulamıyoruz."