Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesinde terk edilmiş demir madeninde oluşan kızıl göletin, biyolojik özelliklerinin saptanması amacıyla bilimsel olarak çalışma başlatıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Biyo-teknoloji ve Biyo-güvenlik Anabilim Dalı uzmanlarınca yapılan incelemede, suyun biyolojik yapısı ortaya çıkarılacak.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Biyo-teknoloji ve Biyo-güvenlik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Aytar Çelik ile Araştırma Görevlisi Belma Nural Yaman ve Biyo-mühendis Can Yaman, Ekinözü ilçesindeki terk edilmiş demir madeninde oluşan kızıl gölette incelemelerde bulundu. Osmangazi Üniversitesi'nden gelen ekibe, ilçeye bağlı Ambar Mahallesi'nin Gelleviz mevkiinde oluşan kızıl göletin oluşum sebepleri hakkında detaylı bilgi ise Jeoloji Mühendisi İbrahim Karaoğlan tarafından aktarıldı. Ekinözü Belediye Başkanı Nursi Çeleğen de ekibe eşlik ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kızıl göletin biyolojik yapısının ve özelliklerinin belirlenmesi için sudan ve çevredeki kayaçlardan örnekler alan Doç. Dr. Çelik ve beraberindeki ekip, laboratuar ortamında yapılacak testlerin sonucunun en kısa sürede kamuoyu ile paylaşılacağını kaydetti.
Ekiple birlikte kızıl gölette incelemelerde bulunan Ekinözü Belediye Başkanı Nursi Çeleğen, bazı haber kaynaklarında bölgeyle alakalı yanlış ifadelerin yer aldığına dikkat çekti. İlçenin başka bir bölgesindeki doğal maden suyu kaynakları ile kızıl göletin aynı yermiş gibi anlatıldığına işaret eden Başkan Çeleğen, bu yöndeki bilgilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Göletteki su renginin kızıllığının ortaya çıkardığı görselliğin dışında herhangi bir şekilde içilmesi ya da kullanılmasının asla mümkün olmadığının da altını çizen Çeleğen, "İçmeler bölgemizle, kızıl gölet arasında kilometrelerce mesafe var. Kızıl göletin suyunun "şifalı" diye içilmesi söz konusu bile değil" dedi.
Başkan Çeleğen, şunları söyledi:
"Ekinözü ilçemizin Ambar Mahallesi'nin Gelleviz mevkiinde kırmızı gölet denilen bölgesindeyiz. Burada önceden demir madeni çıkarılıyordu. Şu anda bu alanda yüzey sularıyla birlikte görsel açıdan kızıl bir gölet oluşmuştur. Şu anda da Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nden hocalarımız bilimsel bir araştırma için buradalar. Bu suyun içilebilirliği yok. Maden suyu özelliği de yok. Gerçek netice ise hocalarımızın incelemesi sonrasında ortaya çıkacak."
Jeoloji Mühendisi İbrahim Karaoğlan ise, Osmangazi Üniversitesi Biyo-teknik ve Biyo-güvenlik Anabilim Dalı uzmanlarının detaylı bir çalışma için bölgeye geldiğini belirtti. Göletin oluşumuna ilişkin bilgi aktaran Karaoğlan, "Burası, demir maden ocağı olarak işletilmiş bir bölge. Terk edilmiş ve demir maden drenajı oluşmuş. Demir sülfit minerallerinin oksijen ve hava ile birleşmesi sonucunda sülfürik asit çıkarılması var. Artı, bunun yanında bordo rengini veren mineraller oluşmuş. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nden gelen ekip şu anda burada. Detaylı ve uzun bir çalışma yapacaklar. Daha sonra gerekli açıklamayı yapacaklar" ifadelerini kullandı.
Gölet alanındaki suyun içilmemesi gerektiğini bir kez daha yineleyen Karaoğlan, "Suyun içilebilirlik ve kullanılabilirliği ise suyun içilmemesi ve kullanılmaması gerektiğini daha önceden de belirtmiştik. Bu su, asidik bir özelliğe sahip. Ph değeri, 2.70 civarında. Bu nedenden dolayı içilmesini de kullanılmasını da istemiyoruz. Burası doğal bir oluşum alanı değil; aksine insan eliyle oluşmuş. Burada bir demir maden drenajı oluşmuş. Şu anda burada biyolojik ve kimyasal bir döngünün olduğu görüşü var. Osmangazi Üniversitemizden gelen ekibimiz de bu konudaki çalışmasını tamamlayınca bu konudaki net bilgi ortaya çıkacak" şeklinde konuştu.