AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, Kahramanmaraş Ak Parti İl Başkanlığını düzenlediği iftar yemeğinde, CHP ve Kılıçdaroğlu için sert açıklamalarda bulundu.
Ak Parti Kahramanmaraş İl Teşkilatının düzenlediği iftar yemeğine katılmak üzere seçim bölgesi Kahramanmaraş’a gelen Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal yaptığı konuşmasında Ana muhalefet Partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Bunlar asla milletin yanında yer almazlar.’’ Dedi. Konuşmasına devam eden Ünal şunları söyledi.
TÜRKİYE SON 4 YILDAN BERİ ÇOK AĞIR BİR SALDIRI ALTINDA
Önemli bir süreçten geldik geçtik, bize yeni ne var diye soruyorlar, bize yeni ne söyleyeceksiniz diye soruyorlar. Halbuki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye yeni bir döneme girdi. Artık Türkiye de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Cumhurbaşkanımızın aşkım avam, kavgam dediği partisine dönmesi siyasette dengelerin yerine oturmasını sağladı. Bundan daha yeni ne olabilir. Ve şimdi önümüzde 2023 ve 2053 hedefleri var. Bu hedefler hayali hedefler değil. Bu hedefleri konuşmaya başladığımız anda aslında çocuklarımızı konuşmaya başlıyoruz. Bu hedefleri konuşmaya başladığımız anda geleceğimizi konuşmaya başlıyoruz. Türkiye’nin geleceğini konuşmaya başlıyoruz.
Hep beraber bir şeyin farkında olalım, Türkiye son 4 yıldan beri çok ağır bir saldırı altında. Gezi olayları ile başlayan, 17-25 Aralıkla devam eden, 15 Temmuzla final yapmayı düşündükleri ama hamdolsun millete çarpıp darmadağın oldukları bir süreci yaşıyoruz. Bunun farkında olmalıyız. Bunun altını neden çiziyorum, Türkiye’nin uluslar arası mahkemelerde yargılanması için ellerinden geleni yaptılar. Türkiye, IŞİD’e destek veriyor dediler. Suriye de ki kardeşlerimize yaptığımız yardımı, Türkiye Suriye iç savaşını körüklüyor, Türkiye Suriye’ye silah gönderiyor diye uluslar arası mahkemelerde Türkiye’nin yargılanması ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Lahey’de yargılanması için her şeyi yaptılar. Ne zaman başladılar buna, 2012 de başladılar. 2013 de devam ettiler. Dedik ki biz aldığımız bakanlar kurulu kararı ile Işidi terör örgütü ilan ettik dememize rağmen benim oğlum bina okur döner döner yine okur misali tekrar tekrar siz IŞID’e yardım ediyorsunuz dediler. Siz gazetecileri tutukluyorsunuz dediler. Siz, ülke de demokrasiyi askıya aldınız dediler.
İTİBARSIZ BİR ÜLKE HALİNE GETİRMEK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPTILAR
Her iki yılda bir seçim yapılan bu ülke için Türkiye’yi dış dünya da suçlu, itibarsız bir ülke haline getirmek için ellerinden geleni yaptılar. Bu propagandayı; Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti karşıtı bu propagandayı kimler yaptı ve kimler yapmaya devam ediyor. Bunları açık açık konuşalım. Recep Tayyip Erdoğan’a sizce Cumhuriyet Halk Partisi yani daha özelinde Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ, Almanyası, Hollandası ve hasılı Türkiye karşıtı bütün küresel güçler, neden Tayyip Erdoğan’a karşılar. Önce bu sorunun cevabını tekrar bir hatırlayalım. Suriye’de 600 Bin insanı katleden, 100 binlerce çocuğu katleden, kimyasal silah kullanan, diktatör oğlu diktatör olan ESED ile ilgili hiçbir şey söylemeyenler, neden Tayyip Erdoğan’ı dillerine doluyorlar. Tayyip Erdoğan düşmanlığı altında yatan sebepler neler. Bunları anlamak çok önemli, son 4 yıldan beri Türkiye’nin bir şekilde yönetilebilir bir ülke haline gelebilmesi için küresel güçlerin verdiği bir mücadele var. FETÖ bunun taşeronluğunu yapıyor. PKK bunun taşeronluğunu yapıyor. DEAŞ bunun taşeronluğunu yapıyor. DHKP-C bunun taşeronluğunu yapıyor. Peki bunun sözcülüğünü kimler yapıyor. Dönün bir bakın, Türkiye karşıtı güçlerin, Türkiye’nin seçilmiş Hükümetine düşmanlık yapan güçlerin, Tayyip Erdoğan karşıtı güçlerin sözcülüğünü kim yapıyor. Türkiye’de bu milletin anasının ak sütü gibi sandıkta ki tercihi olan 16 Nisanı kim itibarsızlaştırmak istiyor. 15 Temmuz destanını kim itibarsızlaştırmak istiyor. Bunlara iyi bakalım. Ve bunu yaparken ‘’15 Temmuz kontrollü darbedir.’’ diye kim konuşuyor. Bırakın 15 Temmuzu asıl darbe 20 Temmuz’dur, OHAL ilan edilmesidir diye kim konuşuyor. Bunlara iyi bakın. Mühürsüz seçimin gayri meşru sonuçlarıdır diye kim konuşuyor. Bu lafları kimler üretiyor ve nerelere servis ediyor ve kimler kullanıyor. Bunları çok iyi bileceğiz. Çünkü bu oyun bizim üzerimize, bizim çocuklarımızın üzerine oynanıyor. Çünkü bu oyun bağımsız olmak isteyen savunmasında bağımsız, ekonomisinde bağımsız, dış politikasında bağımsız, eğitim politikalarında bağımsız olmak isteyen, kendi ayakları üzerinde durmak isteyen Türkiye’yi diz çöktürmek isteyenlerin dili ve söylemidir bu. Bu söyleme FETÖ, hem taşeronluk yapıyor sözcülük yapıyor. Hadi onu anlarız da, bu ülkede ki bir siyasi parti ve bu partinin genel başkanı bu dille nasıl konuşuyor. Sizce bu dille konuşan Türkiye karşıtı, Türkiye’de seçilmiş meşru hükümete karşı olan ve onu itibarsızlaştırmaya çalışan, 15 Temmuzu itibarsızlaştırmaya çalışan, kontrollü darbe diyen, Türkiye’de ki her şeyin meşruiyetini tartışmalı hale getiren bir muhalefet partisi, ana muhalefet partisi için biz bir siyasi parti diyebilir miyiz? Bir siyasi parti, öncelikli olarak ülkesinin çıkarlarının yanında durur. Milli ve manevi hassasiyetlerinin yanında durur öyle değil mi? Kendi ülkesine bir saldırı olduğu zaman, ben kendi parlamentomda sorunlarımı konuşurum ama bir başka ülkenin benim ülkemle ilgili yapmak istediklerine alette olmam aracı da olmam der, öyle değil mi? Ama bu CHP öyle mi?
KENDİ YANDAŞLARI BİLE KENDİ CANDAŞLARI BİLE NE YAPTI; İSYAN ETTİ
Bakıyorsunuz CHP’nin bir milletvekili, ‘ Avrupa Birliği Türkiye’ye yaptırım uygulasın.’ diyor. Hızlarını alamıyorlar, ‘Recep Tayyip Erdoğan, Lahey’de yargılanacak.’ Bu kadar insafsız bir ifadeye kendi yandaşları bile kendi Candaşları bile ne yaptı; isyan etti. Yılmaz Özdil ile Uğur Dündar, Halk Tv de dediler ki; ‘ Siz ülkenin işgal mi edilmesini istiyorsunuz? Ne demek bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanının yargılanması diye’ onlar bile isyan etmek durumunda kaldılar. Oynanmak istenen oyunu çok iyi göreceğiz.
SİZ BUNLARIN HİÇBİR GÜN OLSUN BU MİLLET İÇİN YÜRÜDÜKLERİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
Şimdi bunlar yürüyorlar ya siz bunların hiçbir gün olsun bu millet için yürüdüklerini gördünüz mü? Bu milletin derdi için tasası için bunların hiç herhangi bir şekilde gayret gösterdiklerine şahit oldunuz mu? DHKP-C savcımızı şehit eder, bunlar bu ülkenin şehit edilen savcısının yanında yer almazlar. Kimin yanında yer alırlar? O savcıyı şehir eden teröristin yanında yer alırlar. Bu ülkenin öğretmeni, Aybuke öğretmen bütün masumiyeti ile, PKK terör örgütü tarafından şehit edilir, ağızlarını açıp ta PKK terör örgütüne bir kelime söylemezler. Ama bunlar ne söylerler; Cumhurbaşkanımıza iftira etmede bunların üstüne yoktur. Yalan söylemede bunların üstüne yoktur.
GÖREVLERİ, KULAKLARINA SUFLE EDİLEN KELİMELERİ MAALESEF TEKRAR ETMEK
Eski yalanlarını hatırlayın, Cumhurbaşkanımızla ilgili, külliye ile ilgili, Cumhurbaşkanımızın ailesi ile ilgili iftira etmekten yalan söylemekten bunlar bir adım geri durmazlar. Yalanı, iftirayı söylerler geri çekilirler. Halbuki bir iddiayı ispat, iddia sahibine aittir. Dün yine bir iftira attılar. İftira atmakla da kalmıyorlar, yalan söylemekle yetinmiyorlar birde onun üstüne etrafın başka yalanlar ile besliyorlar. Bunların derdi hakikat ya da adalet değil. Bunları derdi 4 yıldan beri devam eden Türkiye karşıtı cephenin amacına ulaşması için kendilerine verilen görevleri, kulaklarına sufle edilen kelimeleri maalesef tekrar etmekten ibaret.
TANKLARIN ÖNÜNDEN SIVIŞAN, KAÇAN KILIÇDAROĞLU
Şunu bilsinler ki bu millet her şeyin farkında. Bu millet kimin ne yapmak istediğini görüyor. Bu millet 15 Temmuz gecesi hayatını ortaya koyan Tayyip Erdoğan’ı da görüyor, kontrollü bir şekilde tankların önünden sıvışan, kaçan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kim olduğunu çok iyi biliyor bu millet. Birileri güneşi balçıkla sıvamaya kalkışıyorsa yanılırlar. Güneş balçıkla sıvanmaz.
AK Parti İl Başkanı Ahmet Özdemir'in konuşmasının ardından, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi ve hattat Arif Yücel'in Kuran-ı Kerim ve ezan okumasıyla teşkilat üyeleri oruçlarını açtı.