FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığının (ÖKK) ele geçirilme teşebbüsüne ilişkin görülen davada savunma yapan sanıklardan eski Kurmay Yarbay Mehmet Ali Çelik, üzerinde bulunduğu iddia edilen darbe teşebbüsüne katılacak olan kişilerin isim listesini reddetti.
Çelik, "İsim listesini hazırlamadım, görmedim. İsim listesindekilerin yüzde 80'ini de burada tanıdım. Bu listenin biz derdest edildikten sonra hazırlandığını düşünüyorum" dedi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın öğleden sonraki kısmında sanık savunmalarının alınmasına devam edildi. Savunma yapan sanık eski Kurmay Yarbay Mehmet Ali Çelik, 15 Temmuz'da ÖKK'de vardiya amiri olduğunu, saat 19.15 sıralarında Silahlı Kuvvetler Harekat Merkezinden albay rütbesinde olduğunu bildiği Armağan isimli bir kişinin aradığını, ikinci bir emre kadar Türkiye'de her türlü uçuş faaliyetinin yasaklandığını bildirdiğini söyledi. Bu bilgiyi teyit etmek için Silahlı Kuvvetler Harekat Merkezini aradığını kaydeden Çelik, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın emri ile uçuşların iptal edildiğinin söylenildiğini belirtti. Durumu Özel Kuvvetler Komutanlığı Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'ya bildirdiğini aktaran Çelik, Aksakallı'nın durumu gerekli yerlere bildirmesini istediğini ifade etti. Çelik, yarım saat sonra tekrardan arandığını belirterek, "Armağan Albay sadece kargo ve kurye uçuşları için uçuşların serbest olacağı emrini verdi. Bunu da Zekai Paşa'ya bildirdim. Özel Hava Alay Komutanlığını arayarak durumu bildirdim. Bu gelişmeler devam ederken bu sefer 21.00-21.30 saatleri arasında Harekat Merkezi tarafından bu sefer yazılı mesaj emri geldi. Ben derdest edilene kadar 3 tane yazılı mesaj emri geldi. Birinci emirde terör eylemleri olacağı yönünde bilgiler vardı. Bu emrin devamında Özel Kuvvetler Komutanlığının terörle mücadele konusunda görev yapan askerlerinin Ankara'ya gelme emri vardı. İki taburumuz var. Biri Diyarbakır'da, diğeri Hatay'da. Bunların gerekli hazırlıklara başlaması emri vardı. Zekai Paşa'ya bildirdim bunu. O da bana gerekli yerlere bildirmemi ve kışlada gerekli güvenlik önlemlerinin alınması emrini verdi. Yaklaşık 10 dakika geçtikten sonra Zekai Paşa nöbetçi amirini aradı, aynı emirleri ona da verdi" diye konuştu.
SEMİH TERZİ DIŞINDA KİMSEYİ KARARGAHA ALMAMA EMRİ VERİLDİ İDDİASI
Çelik, Zekai Aksakallı'nın general dahil hiç kimsenin karargaha girmemesi, sadece Semih Terzi'nin içeriye girme emrini verdiğini iddia etti. Çelik, "Semih Terzi hariç hiçbir general içeriye girmeyecek, kışlaya giriş çıkışları kapatın emrini Ümit Koçak Yarbaya verdi" dedi.
Aksakallı'nın Ankara'da bulunan taburun hangisi olduğunu sorduğunu da belirten Çelik, 32. Taburun Ankara'da olduğunu söylediğini, bunun üzerine 32. Taburun içeriye girebileceğini söylediğini belirtti.
"ZEKAİ PAŞA BANA DİREKT "MEHMET PARTİGÖÇ TARAFINDAN MI İMZALANMIŞ?" DİYE SORDU"
TSK Komuta Harekat Merkezinden komuta değişikliği emrinin saat 21.50'de geldiğini anlatan Çelik, Zekai Aksakallı'nın idari izinli olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığına görevlendirildiğinin, Aksakallı'nın yerine darbeci general Semih Terzi'nin atandığın yazıldığını söyledi. Çelik, saat 22.20'de "sıkıyönetim direktifi" geldiğini ifade ederek, "Onu detaylıca inceleme fırsatım olmadı. 22.40 gibi Zekai Paşa'ya sıkıyönetim emrinin geldiğini, onun uygulanacağı bilgisini verdim. Bana söylediği tek şey "Burada emniyetsiz bir durum var. Şuan evime geçiyorum. Evime zırhlı koruma aracı ve koruma timini gönderin" oldu. Bu emri nöbetçi amire söyledim. Zekai Paşa bana verdiği emirlerin aynısını nöbetçi amir olan Ümit Koçak Yarbaya da vermiş. Daha sonra Zekai Paşa 23.20 sıralarında askeri hattan aradı. Benden sıkıyönetim mesajını okumamı istedi. Ben de gönderilen mesaj emrinde 4 madde vardı, onları okudum. Bu konuşmada komuta değişikliği emrini de detaylıca ona anlattım. Semih Terzi'nin yerine atandığını söyledim. Ben bu emri okurken Zekai Paşa bana direkt "Mehmet Partigöç tarafından mı imzalanmış?" diye sordu. Ondan sonra Ümit Bak Albayı telefona istedi. O emri kale almamamızı, o emirlerin yok hükmünde olduğunu söyledi. Bunları 23.30 ya da 23.40 arasında söyledi. Biz sıkıyönetim direktifi ile ilgili hiçbir işlem yapmadık. Zekai Paşa tabii ki de bizim komutanımız ancak Genelkurmay Başkanlığı daha üst makam. Bu emirleri yırtma gibi bir uygulama yapamam. Ondan sonra Zekai Paşa ile irtibatımız kesildi" şeklinde konuştu.
"ZEKAİ PAŞA'NIN EMRİ KANUNSUZ"
Çelik, saat 23.30'a kadar Zekai Aksakallı ile irtibatının devam ettiğini, verilen emirleri uyguladığını ifade ederek, "Daha sonra biz Zekai Paşa tarafından FETÖ'cü ilan edildik, darbeci ilan edildik, hain ilan edildik, ölüm emrimiz verildi. Kanunsuz bir emir aranıyorsa bu emir kanunsuz. Kimin darbeci olup olmadığını saat 23.30'da kim anlıyorsa bravo demek lazım" ifadelerini kullandı.
"ÖMER HALİSDEMİR BİRKAÇ KEZ BİZİM ODAYA GELDİ"
Saat 23.50'de Semih Terzi'nin Albay Ümit Bak'ı aradığını ve Ankara'ya geleceğini söylediğini kaydeden Çelik şunları söyledi:
"Televizyonda bir girişim olduğunu gördük. Personelde o saatlerde bir kararsızlık vardı. Ömer Halisdemir birkaç kez bizim odaya geldi. İfadelerden anladığım kadarıyla bizi öldürmeye gelmiş ama kalabalık olduğu için yapamamış. Semih Terzi'nin Etimesgut'a indiğini öğrendik. Daha sonra helikopterlerin kalkış yaptığı bilgisi geldi. Personel o anda tereddüt yaşıyordu. Yarbay Ümit Koçak, Albay Ümit Bak, Yüzbaşı Volkan Vural Bal ve ben bir odadaydık. Onlara "Arkadaşlar emirler yazılı olarak geldi" dedim. Daha sonra Harekat Merkezini aradım. Kim çıkacak bilmiyordum. Oradaki ismini bilmediğim bir albay emirlere uyulması gerektiğini, Genelkurmay Başkanının görevinin başında olduğunu söyledi. Bunu duyduktan sonra "Duydunuz karar vermeniz gerekiyor. Komutanımız Semih Terzi Paşa'dır" dedim. Olay aynen böyle gelişti. Ben "Tarafınızı seçin" demedim. Hepsinin yüzüne tek tek baktım. Hiçbiri de bana itiraz etmedi. Hatta Volkan Vural Bal'ın "O emirler paçavra hükmünde" ifadesi kesinlikle olmadı. Zaten bir yüzbaşı benim yanımda bunu söyleyemez. Daha sonra helikopter seslerini duymaya başladık ve iki tane helikopter iniş yaptı. Personel indikten sonra helikopter kalktı ve ardından silah sesleri geldi. Ben bina içindeydim. Hemen dışarı çıktım, ateş sesleri kesilmişti. Semih Terzi'nin yerde yattığını gördüm. Semih Terzi Paşa'yı orada bulunan askerlerle içeriye aldık. İlk yardım müdahalesi yapıldı, ardından da GATA'ya tahliyesi yapıldı. O saat itibariyle kimin darbeci olduğunu anlamak imkansızdı."
"KARARGAHTAKİ HERKESİ ÖLDÜRECEKLERİNİ DÜŞÜNDÜM"
Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin açılan davada yargılanan Mihrali Atmaca ve timi tarafından derdest edildiğini belirten Çelik, üzerindeki telefon ve silahına el konulduğunu ifade ederek, "Daha sonra Mihrali Atmaca ile İsmail Çınar binaya geri gitti, silah sesleri gelmeye başladı. Ben orada Mihrali ve yanındakinin karargahtaki herkesi öldüreceğini düşündüm. Kendi aralarında yaptıkları telefon konuşmalarından "öldür" emri aldıklarını anladım" dedi.
ÜZERİNDE ÇIKTIĞI İDDİA EDİLEN İSİM LİSTESİNİ YALANLADI
Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu'nun derdest edilmesi sırasında üzerinde çıktığı iddia edilen darbe teşebbüsüne katılacak olanların isim listesini sorması üzerine Çelik, "İlk benim üzerimde arama yapıldı. Cüzdanım ve cep telefonum vardı. Bunların haricinde ne üzerimde liste çıktı ne de listedeki kişileri tanıyorum. İsim listesini hazırlamadım, görmedim. İsim listesindekilerin yüzde 80'ini de burada tanıdım. Bu listenin biz derdest edildikten sonra hazırlandığını düşünüyorum. Bu olayın benim ve Ümit Bak Albayın komutasında yapıldığını yıkmak için listenin hazırlandığını düşünüyorum. Böyle bir listenin uydurulduğunu düşünüyorum. Mahkemeden kriminal incelemenin yapılmasını talep ediyorum" cevabını verdi.