FETÖ'nün mülkiye yapılanmasına ilişkin iddianamede, eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun kumpas soruşturmalarının devam etmesini ve sızmamasını sağlamak amacıyla örgüte mensup olmayanların ilgili operasyonel birimlere atamalarını yapmadığı, aksine örgüt mensuplarına sahip çıkarak kamu gücünü adeta silah olarak kullandığı belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün mülkiye yapılanmasına ilişkin 15 isim hakkında hazırlanan iddianamede, eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile ilgili bölümler dikkat çekti. Hüseyin Avni Mutlu'nun sırasıyla Kocaeli Kaymakam Adayı, Bursa Büyükorhan Kaymakamlığı, Şırnak Silopi Kaymakamlığı, Şırnak Vali Yardımcılığı, Çanakkale Eceabat Kaymakamlığı, Hatay Reyhanlı Kaymakamlığı, Çanakkale Vali Yardımcılığı, İstanbul Bağcılar Kaymakamlığı, Siirt Valiliği, Diyarbakır Valiliği, İstanbul Valiliği ve Merkez Valiliği görevlerinde bulunduğu hatırlatıldı.
Mutlu'nun evinden günlük defteri olarak kullanılan 2 adet ajanda, 1 adet, Işık Yayınlarına ait kapak kısmında Gülen Hareketi İncelemeleri 1, Gülen Hareketi, Farklı Seslerin Ahengi ve yazarların isimleri bulunan kitap, 1 adet Kaynak Yayınlarına ait, kapak kısmında Yurt Dışındaki Türk Okulları, Sulh Adacıkları, Aysal Aytaç ibareleri bulunan kitap ele geçirildiği belirtildi.
İddanamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Yolsuzluk Suçları Büro Amirliğince 1 Ağustos 2016 tarihinde Halil Güneş adlı kişinin bilgisine başvurmak üzere alınan ifadesi dikkat çekti.
"SUS SESİNİ ÇIKARMA"
Halil Güneş'in "19 Mayıs 2014 tarihinde İzzet Baysal Huzurevini eşiyle birlikte ziyaret eden şüpheli Hüseyin Avni Mutlu'ya huzurevinde bağış amacıyla toplanan ve huzurevinde kalanlardan toplanan paraların müdür tarafından Fetullah Gülen terör örgütüne aktarıldığını söylediğini, ancak şüpheli Hüseyin Avni Mutlu'nun kendisine "sus, sesini çıkarma, seni buradan gönderirler" şeklinde cevap verdiğini ve yapmış olduğu şikayetle ilgilenmediği" yönündeki ifadesi iddianamede yer aldı.
"ATAMALARI ÖRGÜT STRATEJİLERİ DOĞRULTUSUNDA YAPTI"
İddianamede, o dönemde örgüt için en mahrem kabul edilen İstanbul Valisi olarak görev yapan şüpheli Mutlu'nun personel atamalarını örgütün stratejileri doğrultusunda, söz konusu kumpas soruşturmalarının devam etmesini, sızmamasını sağlamak amacıyla örgüte mensup olmayanların ilgili operasyonel birimlere atamalarını yapmayarak yapılan usulsüz işlemlerin açığa çıkmamasını sağladığı belirtildi.
"ÖRGÜT MENSUBU KAMU GÖREVLİLERİNE GÖSTERMELİK YER DEĞİŞİKLİKLERİ YAPTI"
Mutlu'nun emri altında bulunan astı konumundaki örgüt mensupları ve faaliyetleri konusunda kamuoyunda açıkça oluşan hassasiyete rağmen örgüt mensuplarını koruduğu belirtilerek, "Adı geçenleri görevden almayıp,aksine sahip çıkarak,göstermelik yer değişiklikleri yaptığı ve sahip olduğu kamu gücünü adeta silah olarak kullandığı, örgütün yargı ve emniyet yapılanmasında yer alan mensuplarıyla fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğine yönelik tespitler elde edildiği" kaydedildi.
Öte yandan Mutlu'nun iddialara ilişkin, söz konusu kritik soruşturmaları yürüten, bu soruşturmalarda görev alan ve usulsüz işlemler gerçekleştiren astlarını kendisinin görevden alamayacağı, böyle bir teklifin dönemin İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'dan gelmesi gerektiği, yönündeki yanıtlarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu ifade edildi.
"GEZİ TWEETLERİ NEDEN ATILDI?"
İstanbul Valisi olarak görev yaptığı dönemde kamuoyunda "gezi olayları" olarak bilinen eylemler sırasında 9 Haziran 2013 tarihli "Gençler, Gezi Parkı'nda kuş sesleri, ıhlamur kokusu ve arı vızıltısıyla huzurlu bir sabah var mı doğru mu? Aranızda olmak isterdim" ve 13 Haziran 2013 tarihli "Gezi Parkı'nda "çevre duyarlılığıyla hareket eden gençler", bana ait ..... No'dan yüz yüze görüşmek için arayabilirsiniz. İyi günler" şeklindeki tweetleri de iddianamede yer aldı. Mutlu'nun bu paylaşımlarının İstanbul ili genelinde eylemcilere destek verir nitelikte olduğu, açıkça eylemcileri haklıymış gibi göstererek eylemlerin devamı yönünde tavır aldığı, gezi olaylarının ikinci yıl dönümünde başta "gezi itirafı" olarak manşetleştirilen ve özünde gezi olaylarının haklılığını gösterir nitelikte açıklamalar yaptığı kaydedildi.
"Kimse Yok mu" isimli derneğin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatıldığına değinilerek Mutlu'nun FETÖ ile irtibatının olduğuna dair tespitler elde edildiği vurgulandı.