Tokat'ta iş başvurusu yaptığı iş adamı tarafından kısa mesajla taciz edilen 21 yaşındaki N.K., yaşadığı mağduriyeti yargıya taşıdı.
Tokat'ta kent merkezinde yaşayan N.K., babasının 5 yıl önce felç olmasıyla birlikte eğitimini yarıda bırakarak çalışmaya başladı. 1 ay önce eleman arayan bir işletmeye iş başvurusu yapan N.K., işyeri sahibi S.K. ile ön görüşme gerçekleştirdi. S.K. 21 yaşındaki genç kızın telefon numarasını alarak kendisini ilerleyen günlerde arayacağını söyledi. N.K. bu görüşme sonrasında S.K.'nın kısa mesajla kendisini taciz ettiği iddiasıyla adli makamlara şikayetçi oldu. Başlayan dava süreciyle birlikte davacı olduğu şahsın daha tatmin edici cezalar almasını isteyen N.K., Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan bu konuda yardım istedi.
FELÇLİ BABASINA DESTEK VERMEK İÇİN İŞ ARIYORDU
21 yaşındaki N.K. babasının 5 yıl önce geçirdiği felç sonrasında ablasıyla birlikte çalışmak zorunda kaldığını söyledi. N.K., "Benim babam felçli. Ben şuanda çalışıp, aileme bakmak zorundayım. Az da olsa bir destek vermek zorundayım en azından. İş arıyordum. Burada bir esnafın yanına iş bulmak için gittim. Benden numaramı istedi bana tam olarak şartları söylemedi. Numaramı verdim bana geri döneceğini söylediği için. Sonra bana kendi numaramdan cinsel içerikli taciz mesajları attı" dedi.
"BUNU YAPANLAR CEZALARINI SONUNA KADAR ÇEKSİNLER"
Genç kadın bu tür taciz olaylarındaki cezaların yetersiz olduğunu dile getirerek, "İş bulmak, çalışmak isteyen kadınlar olarak bu şekilde olaylarla karşılaştığımız için çalışamıyoruz. Ve bunlar çevremin, herkesin bana söylediği gibiyse, hani 2-3 bin liralık bir ceza ile kurtuluyorlar. Ben o şekilde bir şey olsun istemiyorum. Bunu yapanların cezalarını sonuna kadar çeksinler istiyorum. Bu ceza onun için çok hafif ve hiç kimse bunun önüne geçemiyor" ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANIMIZA, BAŞBAKANIMIZA SESLENİYORUM"
Bu tarz olaylardan dolayı bir çok işe başvuramadıklarını ifade eden N.K.,"Ben buradan Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza da sesleniyorum. Bu cezalar arttırılsın biran önce biz kadınlar olarak da birazcık rahatlayalım. Rahat iş bulalım. Sonra işsizlik bu yüzden oluyor zaten hani herhangi bir şeyden dolayı değil. Çevremizde şuanda bir dünya iş var ama hiçbirisine güvenip giremiyoruz. Bu tarz olaylarla karşılaşıyoruz" şeklinde konuştu.
"O PARASINA BEN DEVLETİME GÜVENİYORUM"
Bu konuda herkesin arkasında olmasını bekleyen N.K., "Bana böyle bir mesaj gelmesi, artık bu haddini aşmış bir tacizdir. Kendisinden zaten sonuna kadar şikayetçiyim. O parasına puluna güveniyor, ben devlete güveniyorum. Herkesin arkamda olacağını düşünüyorum. Dediğim gibi aileme destek için iş arıyorum. Öyle insanlara benim gibi kızlar, benim gibi insanlar, bayanlar maruz kalmasın. Artık bunun bir önüne geçelim diyorum. Şikayetçi oldum kendisinden. Kendisinin de zaten ifadesini aldılar. Sarhoştum, hatırlamıyorum tarzında şeyler söylemiş. Ondan dolayı 2, 3 bin lira ceza ile kurtulacağını söylüyorlar" dedi.
Tokat Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Koordinatörü Avukat Selma Karabulut Türker, kısa mesajla yapılan bu tür tacizlerin de suç kapsamında olduğunu söyleyerek, tacizcinin 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası alabildiği gibi, hakim takdiri ile bu cezanın adli para cezası olarak da uygulanabildiğini söyledi. Türker, "Kısa mesajla cinsel içerikli mesajların atılması Türk Ceza Kanunumuzda 105'inci maddeye giren cinsel taciz suçunu oluşturmaktadır. Bunu şöyle ifade edebiliriz; bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında mağdurun şikayeti üzerine 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına hükmü olunur. Veya, buradaki veya ifadesi çok önemli, adli para cezasına hükmolunabilir. Burada hakimin takdir hakkı çok önemli. Hapis cezası ya da adli para cezası vermek takdirini kullanabilir. İkisinden bir ceza verilebilir. Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçu işlenecek olursa; yine ceza yarı oranında arttırılmaktadır. Örneğin aynı iş yerinde çalışan patron işçi ilişkisi olabilir. Bu tür durumların kullanılmasında da ceza yine yarı oranında artırıma gitmektedir" dedi.
(Dursun Ekrem Er - Nurhan İçmez / İHA)