İş hayatında başarının %85’ini bireyin kişilik özelliklerinin oluşturduğunu hatırlatan Özdemir, etkili iletişimin de başarıda çok önemli katkıları olduğunu vurguladı. Özdemir, etkili iletişimin sırrının güven, samimiyet ve çok iyi bir dinleyici olmaktan geçtiğini de sözlerine ekledi.
İyi bir iletişimcinin kendini nasıl yetiştirmesi ve sahaya dair hangi donanımlara sahip olması gerektiği konularına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi Medya PR Birim Yöneticisi- Gazeteci Şaban Özdemir, iletişim konusunda önemli tavsiyelerde bulundu.
“ETKİLİ İLETİŞİM HER MESLEK GRUBU İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
İletişimin her meslek grubundaki kişiler için önemli ve kıymetli olduğunu vurgulayan Şaban Özdemir, “Kendini ifade edebilmek, anlatabilmek, karşımızdakiyle empati kurabilmek iletişimi daha nitelikli ve sağlıklı hale getirir. Bunda söz, dil çok önemlidir. Dilin etkili kullanılması bağlamında özellikle televizyonlarımıza, radyolarımıza ciddi görevler düşüyor. Bu bağlamda iyi bir okul olan radyo ve televizyonlarda yapılan hatalar, antenlerden dalga dalga ülkenin dört bir tarafına yayılır. Kişinin kendini iyi ifade edebilmesinde doğru ve etkili kullanılan dil de önem taşımaktadır. Meslek grubunuz ne olursa olsun, hangi alanda işler yapıyorsak yapalım, çok iyi iletişim kurabilmek işlerimizi bir o kadar kolaylaştıracak, nitelikle hale getirecektir. Rekabet çok sevdiğim bir kelime değil ama çok iyi bir iletişimciyseniz rakiplerinizden ya da sizinle aynı kulvarda yürüyen, koşan kişilerden birkaç adım daha öndesinizdir demektir.
“BAŞARI, %85 KİŞİLİK ÖZELLİKLERİYLE İLGİLİ!”
İş yerlerinde yapılan başarı araştırmalarına bakıldığında da burada sonucun değişmediğini görüyoruz. İletişimi iyi olan kişilerin kariyerinde yükselen bir doğru çizdiğini gözlemliyoruz.Başarı sırrının %15’i sadece teknik bilgilerinizden ibaretken, başarının %85’lik kısmını tamamen kişilik özelliklerimiz oluşturuyor. İyi, etkili bir iletişim de bizim kişilik özelliklerinden bir tanesi. Bunun farkında olup, bu bilinçle hareket etmek gerekir” ifadelerini kullandı.
“ÜNİVERSİTE YILLARINI ÇOK İYİ DEĞERLENDİRMEK GEREKİYOR”
Üniversiteye başlayacak öğrencilerin öğrencilik yıllarını çok iyi değerlendirmeleri gerektiğini, okudukları süre boyunca iletişim becerilerinin güçlenmesi için aktif bir eğitim geçirmeleri gerektiğini hatırlatan Özdemir, “Üniversitelerimizde şimdi kayıt dönemi, binlerce gencimiz üniversitelere kaydolacak, hayalini kurduğu okullarda hayalini kurduğu bölümlerdi eğitim alacaklar. En etkili iletişim eğitimi tabi ki aileden başlar ama üniversitelerde biraz daha gelişir, şekillenir ve dönüşür. Üniversite yıllarında arkadaşlarımızın bu sıraları çok iyi değerlendiriyor olmalı. Çünkü bu, iletişimlerine ciddi katkı sağlayacak. Okul içerisinde etkinlikler düzenleniyor. Pandemi döneminde belki üniversitedeki etkinlikler çevrimiçi şekilde yürüyecek ama bu etkinlikleri takip ediyor olmalı. Orada insanlarla, dışardan gelecek kişilerle kaynaşıyor, tanışıyor olmaları iletişim yeteneklerinin gelişimi bağlamında değerli. Buraları ihmal etmemeliler.
Onun haricinde iletişim fakültesi kazanan öğrenci arkadaşlarımız da var. İletişiminin eğitimini alan, akademide öğrendiklerini sahada uygulayan kişiler olacak. İletişim fakültesi öğrencilerimize de birkaç öneride bulunmak isterim. Üniversiteye kaydını yaptıracak veya iletişim fakültesi okuyup da şu an bizi dinleyen yüzlerce öğrencimiz vardır. Bu süreçleri çok iyi değerlendirsinler onlar da. Uygulama imkânlarını, seçmeli dersleri varsa güzel konuşma, kendini ifade edebilme, farkındalık ve bilinç gelişimiyle ilgili bu eğitimleri alsınlar. Hocalarını çok iyi dinlesinler ve bu uygulamalara dikkat etsinler. Kişilerin üniversiteyle evlilikleri genelde dört yıl sürüyor. Bu dört yıllık evliliklerini çok iyi bir şekilde iletişimlerini geliştirdikleri, kendilerini ifade edebildikleri, empati yeteneklerini ve becerilerini geliştirdikleri bir dönem olması gerekiyor” dedi.
“DONANIMLI KİŞİLERDEN EĞİTİM ALMAK GEREKİYOR”
Etkili iletişimin iyi kişilerden alınacak eğitimlerle öğrenilebileceğini vurgulayan, bu süreçte gayret ve samimiyetin çok daha önemli olduğunu belirten iletişim uzmanı Şaban Özdemir; “İletişim alanında kişisel gelişim eğitimleri var. Pandemi nedeniyle biraz kısıtlılıklar olsa da çevrimiçi mecralarda bu alanda değerli kişiler iyi eğitimler yapıyor. Buraları değerlendirmekte fayda var. Tabi eğitimlerle tekniği öğreniyorsunuz. Benim de almış olduğum birkaç eğitim var. Burada size tekniği öğretiyorlar, kılavuz ve rehber oluyorlar. Sonucun güzel olması başlı başına sizin gayretinizle ve samimiyetinizle ilgili. Çok çalışmak, çok gayret etmek ve emek vermek lazım. Güzel, etkili Türkçe kullanımıyla ilgili çok fazla eğitimlerimiz var. Bu şekilde eğitimlerden faydalanılabilir ama şunun özellikle altını çizmek istiyorum. Eğitim aldığınız yeri iyi seçiyor olmak lazım. Donanımlı ve gerçekten işin erbabı olan kişilerden bu eğitimleri alıyor olmak lazım ve çok gayret ediyor olmak gerekir. Unutmayalım, eğitimler size sadece yol gösterir, yol açar, projeksiyon tutar ama o yolda ilerlemek tamamen sizin gayretiniz, fedakârlığınız ve azminizle ilgili. Sonucu da belirleyecek budur” şeklinde konuştu.
“ETKİLİ İLETİŞİMİN İLK ADIMI GÜVEN”
Özdemir, etkili iletişimde ihmal edilen bazı hususlar olduğuna dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Mesela gülümsemeyi gerçekten unutuyoruz. Öyle ki tebessüm bizim kadim kültürümüzde sadaka değerinde olan bir şey. Verecek bir şeyimiz yoksa Peygamber Efendimiz ‘Tebessüm etmeniz yeterlidir’ diyor. Maalesef günümüzde bunu ihmal ediyoruz. Gençlerimizin de bizim de en büyük problemlerinden bir tanesi. İhmal ettiğimiz konulardan biri de güven. İletişime geçtiğimiz kişiye güven veriyor olmalıyız. Bu da etkili iletişimin önemli ayaklarından bir tanesidir. Güven her kapının anahtarı. Bunu çok iyi bilmek gerekir. Hatta etkili iletişimin ilk adımı güven bunu da söyleyebiliriz. Maalesef bunları çok başaramıyoruz.”
“SUAL BİLGİNİN AFETİDİR”
İletişimde başaramadığımız konulardan birinin de karşımızdakiyle düşüncelerimizi açık ve net şekilde paylaşamıyor olmak diyen Özdemir, “İletişimlerimizde, karşımızdakilerle konuşurken genelde geri bildirimlerde bulunamıyoruz. Geri bildirimler ve sorularla iletişimimizi daha nitelikle hale getirebiliriz. Soru sormaktaki kastım şu, tamamen anlamaya yönelik sorular. Karşımızdakini rencide edici, kırıcı değil. Çok beğendiğim, hayatımda da uygulamaya çalıştığım bir cümle var; ‘Sual bilginin afetidir’ Yani kişiyi denemek, kişiyi sınamak. Ne bildiğini veya ne bilmediğini ölçümlemek için, tamamen art niyetli sorular sormak doğru olmayacaktır” dedi.
“DİNLEMEK İYİ BİR EĞİTMEN VE ÖĞRETİCİ”
Dinleme eyleminin etkili konuşmaktan çok daha önemli olduğuna vurgu yapan Şaban Özdemir dinlemenin önemine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dinlemek… Etkili iletişimin, iyi bir iletişimcinin olmazsa olmaz en önemli kurallarından bir tanesi. Neden iki kulağımız ve bir ağzımız var değil mi? Bunu hiç düşünüp sorguladık mı? Çünkü iki kat dinleyip, az konuşmak için. Yani daha çok dinleyip, az konuşmak. Dinleyen varlık olduğumuzu maalesef unuttuk. Bunu çok açık ve net söylüyorum. En önemli iletişim becerilerinden biri dinlemek günümüzde. Dinlemeyi her birimiz, etkili iletişim için başarmalı. Etkili konuşmaktan çok daha önemli iyi bir dinleyici olabilmek.Dinlemek oldukça faziletli bir eylem. Tamamen anlamaya yönelik, iletişimi sağlıklı ve nitelikli yönetebilmek adına empatik dinlemeyi başarmalıyız. Ama dinleme yeteneğimizi kaybettik. Özellikle dijitalleşmeyle birlikte çok fazla uyarana maruz kaldığımız bu dönemde karşımızdaki kişileri çok fazla dinleyemiyoruz. Bir CEO’yu düşünün. İş yaşamında bir günlük zaman planlamasında bir saatini okuyarak, iki saatini konuşarak ve 6-8 saatini de dinleyerek geçiriyor. Dinlemek iyi bir eğitmen, öğretici.”