15 Temmuz darbe girişiminin ardından Akıncı Üssü'nden kaçarken yakalanan ve karakola götürülen FETÖ'nün "Hava Kuvvetleri imamı" Adil Öksüz ile karakolda görüşen sanık eski Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca, karakola Öksüz ile görüşmek için gitmediğini, istihbarat polisi arkadaşı ile görüşmek için gittiğini öne sürdü.
Öksüz ile ne konuştuğunu anlatan Sarıkoca, "Ona, "bu nasıl bir Müslümanlıktır? Nasıl bir ayete dayanarak bunları yaptın" dedim. Bunları söyleyince başını kaldırıp "böyle olmasını tasvip etmiyorum" dedi" ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün "Hava Kuvvetleri imamı" Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin 13'ü asker, 14'ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve biri eski Başbakanlık Müşaviri olmak üzere 28 sanık hakkında açılan davanın üçüncü celsesi tamamlandı. Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davada son savunmayı, Öksüz yakalandıktan sonra götürüldüğü karakola giderek Öksüz ile görüşen tutuksuz sanık eski Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca yaptı.
Suçlamaları kabul etmediğini belirten Sarıkoca, kendisine karşı algı operasyonu yürütüldüğünü savunarak, "Benim hiçbir zaman MİT ile bağlantım olmadı, görevim olmadı. Ben Başbakanlık Müşaviriyim. 2012'de bir gece yarısı operasyonla görevden alındım, neden görevden alındığımı da halen öğrenemedim. Ben BİMER'in ve Beyaz Masa'nın kurucusuyum. BİMER'den dolayı kamuda çok düşmanım oldu" ifadelerini kullandı.
"ABİ DOĞRU, DARBE OLUYOR"
Sarıkoca, 16 Temmuz 2016'da Antalya'da düzenlenecek olan ve ünlü futbolcuların oynayacağı yardım maçına katılmak için 15 Temmuz günü Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk ve Ertürk'ün kardeşi ile birlikte Antalya'ya gittiğini anlattı. Antalya'dayken akşam saatlerinde kalkışmaya yönelik sözler duyduğunu belirten Sarıkoca, bunun üzerine davanın sanıklarından İstihbarat Daire Başkanlığında görevli polis memuru Serter Koçak'ı aradığını kaydederek, "Ona böyle bir şeyin olup olmadığını sordum. Bana "abi saçmalama öyle bir şey olamaz" dedi. Ben de "ciddi konuşuluyor, bir yerleri ara" dedim. Bir müddet sonra ya o beni aradı ya da ben aradım hatırlamıyorum "abi doğru, darbe oluyor, hakkını helal et" dedi. Ben de oradaki arkadaşlara olayı anlattım" diye konuştu.
Saat 01.00 sıralarında Kahramankazan Belediye Başkanı Ertürk ve Ertürk'ün kardeşi ile birlikte Ankara'ya hareket ettiklerini söyleyen Sarıkoca, "4 veya 5 saatlik zaman zarfında Kahramankazan'a ulaştık. Kahramankazan Belediye Başkanımız yolculuk sırasında telefonla tarlaların yakılması, yakıt tanklarının bertaraf edilmesi, vatandaşların yığılmasını organize etti. Kahramankazan'a vardığımızda manzara korkunçtu" şeklinde konuştu.
Sarıkoca, 16 Temmuz 2016 günü öğle saatlerinde Ertürk ile birlikte İlçe Emniyet Müdürlüğüne gittiklerini burada görevlilerle birlikte istişarelerde bulunduklarını ifade ederek, "En son gelen ihbar "artık uçaklar uçamıyor, darbeciler sivil kıyafetlerini giydiler, tarladan kaçıyorlar" oldu. Daha sonra kaçanların yakalanması için destek istedik ve oradan ayrıldık. Akıncı Üssü'nden kaçan bir askeri yakalayıp polise teslim ettikten sonra Eryaman'daki evime geçtim. Bu anlattıklarım saat 12.30 sıralarında oluyor. Bir müddet dinlendikten sonra Kahramankazan'a geri döndüm. Belediye binasına gittim, oradan da şehit cenazelerine katıldım" dedi.
ARKADAŞIYLA GÖRÜŞMEK İÇİN KARAKOLA GİTMİŞ
Cenaze namazından sonra yapacak bir şeyin kalmadığını ve eve gitmeyi planladığını aktaran Sarıkoca, savunmasına şöyle devam etti:
"Serter'i aradım iyi olup olmadığını öğrenmek için ama açmadı. Tam arabaya binip gidecekken beni aradı "tarladaydım açamadım" dedi. Ne yaptıklarını sorduğumdaysa "darbecileri yakaladık" dedi. Onunla görüşmek istedim ve konum atmasını söyledim. Bana konum attı ve attığı yer de jandarma kışla karakoluydu. Oraya gittim arabayı park etim. Kapıdaki arkadaşlar önce tedirgin oldu ve silah çekti. Sonra Serter çıktı ve "Ali İhsan abi geldi" dedi. Onların oturduğu kamelyaya gittim, sohbet ettik."
"DARBECİLERDEN BİRİNİN İLAHİYATÇI VE İMAM OLDUĞUNU SÖYLEDİLER"
Sarıkoca, sohbet etmeleri esnasında bir darbeciyi gördüğünü ve kendini tutamayıp ona bağırmaya başladığını belirterek, "O arada darbecilerden birinin ilahiyatçı olduğunu ve onun imam olduğunu söylediler" dedi.
"SEN BIRAK HAFIZ OLMAYI, MÜSLÜMAN BİLE DEĞİLSİN"
"Adil Öksüz'ü kamelyada otururken gören oldu mu" şeklindeki soruya Sarıkoca, şunları kaydetti:
"Ben oraya oturduğumda Adil Öksüz duvarın dibindeydi. O zamana kadar onu hiç bilmiyordum. Serter, onun FETÖ'nün imamı olduğunu, ilahiyatçı olduğunu söyledi. Onun yardımcı ilahiyatçı olduğunun söylenilmesi bende refleks oluşturdu. Ben hafızım, imam hatip mezunuyum ve iyi bir ilahiyatçıyım. Dini eğitim almış bir kişi olarak, ilahiyatçı lafını duyunca çığırından çıktım, yanına gittim. Erol Olçok'un öldüğünü öğrenmem ve Kahramankazan'da yaşadıklarımı düşünerek ona, "bu nasıl bir Müslümanlıktır? Nasıl bir ayete dayanarak bunları yaptın" dedim. Bunları söyleyince başını kaldırıp "böyle olmasını tasvip etmiyorum" dedi. Ben de "nasıl tasvip etmiyorsunuz? Yaptığınız şey ne" dedim. Bu sefer masumların katledilemeyeceği yönünde bir ayet okudu, ben de ayet okuyarak cevap verdim. "Sen bırak hafız olmayı, Müslüman bile değilsin. Eğer bir bildiğin varsa bildiklerini devlete anlat bari ahiretini kurtar" dedim. O anda başını eğdi."
"BAĞIRDIM, ÇAĞIRDIM, KÜFÜR ETTİM, TÜKÜRDÜM"
Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal, Sarıkoca'nın bir gazeteye verdiği söyleşide "Adil Öksüz'ün yüzüne tükürdüm" dediğini hatırlatarak, böyle bir olayın yaşanıp yaşanmadığını sordu. Bir müddet net cevap vermeyen Sarıkoca, olayın kamera kayıtlarının izlenilerek anlaşılabileceğini söyledi. Tekrardan aynı sorunun sorulması üzerine Sarıkoca, "Ben orada kontrolsüz bir şeyler yaptığımı biliyorum. Bağırdım, çağırdım, küfür ettim, tükürdüm. "Bizim bununla alakamız yok" deyince, "nasıl alakan yok" diye bağırdım. "Senin FETÖŞ'ünde alakam yok diyecek" dedim ona ve sonra oradan gittim" cevabını verdi.
BANK ASYA'DAKİ HESABI
Başkan Köksal, Sarıkoca'nın Bank Asya'daki hesabını sordu. Sarıkoca, kızını gönderdiği kreşin ödemeleri için parayı yatırdığını savundu. 17-25 Aralık'tan sonra Bank Asya'daki hesabına 20 bin TL yatırıldığının tespit edilmesine ise Sarıkoca, paranın kardeşi tarafından yatırıldığını öne sürdü.
"TANIK OLARAK İFADE VERDİĞİM YERDE KENDİMİ SANIK OLARAK BULDUM"
Öksüz'ün serbest bırakılmasını öğrendikten birkaç gün sonra Emniyet Genel Müdürlüğüne gittiğini ve Öksüz'ün "imam" olduğunu söylediğini iddia eden Sarıkoca, "Benim gayretlerim nedeniyle Adil Öksüz'ün kim olduğu ortaya çıktı. Şimdi de düşünüyorum acaba işin peşini bırakmadığım için mi bu işe dahil edildim. Bununla ilgili tanık olarak ifade verdim. Tanık olarak Batı Adliyesine çağrıldım ve savcı tanıdık çıktı. Bir müddet konu hakkında konuştuk. Sonra ben ona polislerin, jandarmanın yargılanmasının doğru olmadığını, kolluk kuvvetlerinin görevinin şüphelileri adli makamlara bırakmak olduğunu söyledim. Ona Öksüz'ü savcının, hakimin serbest bıraktığını söyledim. Bu sözlerimi duyunca gözleri yerinden çıkacak gibi oldu. Odada bir müddet tartıştık ve çıktım. Sonra tanık olarak ifade verdiğim yerde kendimi sanık olarak buldum" iddiasında bulundu.
"İMANIM OLMASAYDI İNTİHAR EDERDİM"
Kendine komplo kurulduğunu öne süren Sarıkoca, "İmanım olmasaydı çoktan intihar ederdim" dedi.
Sarıkoca'nın savunmasının tamamlanmasının ardından davanın bugünkü celsesi tamamlandı. Yarın, sanık ve tanık beyanları alınacak.