Vücut ağırlığınızın yüzde 60'ını beyin ağırlığının ise yüzde 90'ını oluşturan sağlığımız için hayati bir öneme sahip bir sıvı olarak karşımıza çıkan su, aynı zamanda hastalıkların iyileştirilmesinde de aktif bir rol oynuyor. Öyle ki suyun iyileştirici gücü başta kas ve iskelet sistemi rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde önemli bir yeri olan ‘Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon’ alanında da ortaya çıkıyor. Yerçekiminin azalmış etkileri, kaldırma kuvveti, hidrostatik basınç dahil olmak üzere suyun benzersiz özelliklerinin hastalara şifa olduğunu dile getiren Romatem Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nurten Küçükçakır, “Bu yönteme hidroterapi veya su içi tedavi diyoruz. Suyun ağırlıksız olması sayesinde tedavi süreçlerinde hastalar dik durabilir ve kendi kendine yürüyebilirler. Bu hareket özgürlüğü de kişilere birçok fayda sağlar” ifadelerini kullandı.
Günlük belli miktarda tüketilmesi sağlığımız için önemli bir rol oynayan su, birçok hastalığın tedavisinde de karşımıza çıkıyor. Tıpta hidroterapi yani su içi tedavi olarak bilinen, ‘Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon’ alanında ise sıklıkla kullanılan bu yöntem; Hemipleji (inme vakaları), omurilik yaralanmaları, serebral palsi (CP), multipl skleroz (MS), Parkinson hastalığı, diz ve kalça kireçlenmeleri, bel boyun fıtıkları gibi birçok sağlık sorununun iyileştirilme sürecinde yüz güldürüyor.
HEM EĞLENCELİ HEM DE FAYDALI TERAPİ
Suyun faydalarının saymakla bitmediğini dile getiren Romatem Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nurten Küçükçakır, “Dünyada hızla gelişen bu yöntem ülkemizde de yaygın bir şekilde kullanılıyor. Çünkü hastalara büyük kolaylık sağlıyor. Su, gevşeme ve ağrının giderilmesi için yaklaşık 35 dereceye kadar ısıtılırken, hidrostatik basınç dolaşımın desteklenmesine yardımcı olur. Suda egzersiz yapmak, karada egzersiz yapmaya göre ek faydalar sağlar. Çünkü kaldırma kuvveti vücudun daha hafif hissetmesini sağlar ve hastaların karada yapamayacakları egzersizleri yapmalarına olanak sağlar. Hem eğlenceli hem faydalı bir tedavi gibi görüldüğü için kişilerin tedavi sürecine katılımı da artıyor” dedi.
KİŞİLERİN ÖZGÜVENİNİ ARTTIRIYOR
Hidroterapi seanslarının her hasta için aynı olmadığını belirten Dr. Küçükçakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu nedenle detaylı bir doktor muayenesinden sonra bu tedavi önerilir. Çünkü soruna ve kişiye özel programlamalar yapılır, ona göre çalışılır. Bu terapi aynı zamanda hastaların öz güven seviyelerini de arttırıyor diyebiliriz. Örnek vermek gerekirse yürüme zorluğu çeken bir hasta, suyun kaldırma kuvveti sayesinde daha özgür hareket edebilirken daha rahat egzersiz yapabiliyor. Bir şeyleri yapabildiklerini görmek iyileşme sürecini de hızlandırıyor. Hangi hastalık olursa olsun tedavi programı ve yöntemleri hastaya en doğru şekilde hidroterapi ile kombine edilirse tedavi başarı oranı oldukça yüksek yüzdelere ulaşabilmektedir”