Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinde ordusunun besin kaynağı olan, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) nezdinde tescilli ürünlerinden "Maraş tarhanası", asırlardır kentin vazgeçilmez lezzeti arasında yer alıyor.
"Çiğ" adı verilen özel sergilerde kurutulan tarhananın tam kurumamış hali ise bölgede "firik" olarak adlandırılıyor.
Yılda sadece 3 ay bulunabilen tarhana firiğinin satıldığı iş yerlerinin önünde vatandaşlar, geç saatlere kadar uzun kuyruklar oluşturuyor.
"FİRİĞİ YANINDA CEVİZ, FINDIK, BADEMLE TÜKETİYORUZ"
İstiklal Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Cihan Canbolat, AA muhabirine, Kahramanmaraş kültüründe tarhananın önemli yeri bulunduğunu söyledi.
Canbolat, şöyle konuştu:
"Kahramanmaraş tarhanası, içinde çörek otu ve kekikle sağlıklı bir akşam atıştırmalığına dönüşür, güneşten aldığı D vitaminiyle besin değeri yükselmiş olur. Firiği yanında ceviz, fındık, badem gibi çerezlerle tüketiyoruz. Burada biraz daha doyuruculuğu ve besin değeri artmış oluyor. Firik yapımı bölge halkı için çarpan etkisi yapıyor. Ekonomide, süt ürünleriyle uğraşan kişiler, firik sezonunda yoğurt yetiştiremiyor. Sağlık açısından da diğer atıştırmalıklar, aburcuburlara göre kültürümüzdeki Kahramanmaraş tarhanası, tüm Türkiye'nin güvenle tüketebileceği, akşamları çayın yanında çocuklarına güvenle ikram edebilecekleri, önlerine koyabilecekleri bir yemektir."
Kentte tarhanacılık yapan Remzi Leblebici ise 3 aylık firik sezonunun başlamasıyla işlerinin yüzde 80 arttığını ve taleplere yetişemediklerini belirtti.
Murat Doboğlu da kaliteden ödün vermeden severek yaptıkları tarhana firiğinin kent dışından da yoğun talep gördüğünü kaydetti.