Büyük Türk Milleti ne zaman iki adım ileri gitme mücadelesi içine girerse önüne mutlaka engeller çıkartılır.
1974 Kıbrıs savaşında kahraman askerlerimiz Kıbrıs’a çıkartma yaptığında biz NATO üyesi bir ülkeydik.
Kıbrıs’ta soykırıma maruz bırakılan soydaşlarımızı Rum eokacıların elinden kurtarmak için yapmıştık.
Başta ABD olmak üzere NATO müttefiki bütün ülkeler Türkiye’ye karşı ekonomik ambargo koymuş bizi adeta açlığa mahkum etmişlerdi.
O zaman 13-14 yaşlarında biri olarak 18-20 saat kuyruklarda 100 gramlık çay, 1 kilo yağ için yaşadıklarımızı bilirim.
O yıllardan sonra ülkemizde yerli sanayi adı altında bir kısım çalışmalar yapıldı.
Oysa biz 1947 yılında ABD ile yaptığımız bir sözleşme ile Türkiye’nin güvenliği dâhil her şeyimizi teslim etmiştik. Biz ABD’ye güvenmiştik. Ama o hep bizi ileri karakol olarak kullandı. Sömürdü… sömürdü.
Nitekim bu gün Kuzey Suriye’de PKK uzantısı örgütlere yaptığı ekonomik ve silah desteği de bize net olarak ABD’nin güvenilir bir dost olmadığını göstermiyor mu?
TÜRKİYE BU SAVAŞTAN GALİP AYRILACAKTIR
Sovyetler Birliğinin dağılması sonrasında dünyanın tek süper gücü olan ABD, yönünü Ortadoğu ve Asya’ya çevirirken Afrika’yı da ihmal etmedi.
Üç kıtada onlarca terör örgütü yetiştiren başını ABD’nin çektiği bu kapitalist ülkeler karşılarında tek düşman olarak Müslüman Ülkeleri gördüler.
Nitekim Ermenistan- Azerbaycan savaşı ve Dağlık Karabağ’ın işgali başta olmak üzere Balkanlarda yaşanan soykırım vahşeti diriliğini ve tazeliğini vicdanlarımızda yerini korurken Ortadoğu da yapılan BAHAR aldatmacası sonucu Libya, Mısır, Suriye adeta top yekün yerle bir edilmiş ölen de öldüren de Allahüekber diyor.
Son kale olarak görünen Türkiye’de önce PKK ve sonra da FETO olayı ile iç savaş çıkartılmak istenmiş ancak milletimiz buna izin vermemiştir.
Şu anda KATAR’a yapılan haksızlık karşısında Türkiye, İran dimdik durarak Sarı öküzü vermemişlerdir. Eğer başta Türkiye Katar’a sahip çıkmasaydı sıra İran ve Türkiye’ye gelecekti.
Bunu göremeyen akıl ve göz için söyleyecek bir sözümüz zaten olamaz.
Bu gün için Türkiye Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü savunarak güneyinde İsrail benzeri Müslümanların bağrına saplanacak adı kürt olan ama emperyalistlere hizmet edecek bir devletin kurulmaması için can siparhane macedele etmekte o topraklarda akrabalarımız şehit olmaktadır.
Bize göre Diyarbakır’ın güvenliği Bağdat’tan Ankara’nın güvenliği ise Halep’ten başlar.
Bu öngörü içinde Türkiye eylem geliştirirken 2016 yılı 15 Temmuz’unda fetocu hainlerin işbirliği ile yapılan darbe girişimi ABD’den habersiz olması mümkün değildir.
12 Eylül 1980 darbesinde; “bizim çocuklar yaptı!” açıklamasını bu millet unutmuş değildir.
Türkiye’nin Ortadoğu ve Afrika politikalarından rahatsız olan emperyalist ülkeler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şahsında bu millete tekrar diz çöktürmek istediler.
Ama bu millet yeter diyerek ayağa kalktı ve yürüyor.
Türk milletinin bu yürüyüşü devam ediyor.
Bu Millet yürüyecektir.
15 Temmuz’da Tanklara meydan okuyarak ölümü yenen, ölüme meydan okuyan bu millet 15 Temmuz yürüyüşünü devam ettiriyor.
Ve Allah’ın izniyle Türk Milleti bu savaştan başarıyla çıkacaktır.
15 TEMMUZ KAHRAMANLARINA
O gece Tanklara, toplara meydan okuyarak Ülkesi için milleti için, Vatanı için şehit olan şehitlerimize, gazi olan kahramanlarımıza onların manevi huzurunda saygı ile eğilirken Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize uzun ömürler diliyorum.
Bu duygular içinde, 15 Temmuz Demokrasi Bayramımız kutlu olsun…