2003 -2020 yılları arasında vatandaşların emek ve alın terinden alınan vergilerle, kıt kanaat oluşturulan bütçemizden faize ödenen para tam 1 Trilyon 72 Milyar TL.
Son üç yılda artarak ödediğimiz 74, 99 ve 139 milyarla birlikte, 18 yılda ortalama her yıl 60 Milyarı faize ödüyoruz. Öyle ki son yıllarda bütçemizin en fazla harcama kalemini faiz ödemeleri oluşturmaktadır. Anlayacağınız bizimki, bir nevi borcu borçla kapatma telâşası.
Üzücü olanı da, Türkiye'nin geçmişten de bir türlü ders almaması, Tâ Osmanlı'dan günümüze kadar yaşadığımız ekonomik sıkıntı ve krizlerimizin baş amiri bir türlü baş edemediğimiz bütçede ki açıklar olup, onu da iç ve dış borçla " al ben yiyemiyorum sen ye" der gibi rantiyeciye paramızı teslim etmemiz.
Bu illetten nasıl kurtuluruza gelirsek;
Birincisi, ataların dediği gibi
"ayağını yorganına göre uzat !"
Yani israf ekonomisinden üretim ekonomisine geçiş,
İkincisi, milleti devlet garantisinde teşviklerle tasarrufa yönlendirmek ve yatırımları mümkün olduğunca, bir plan ve program dahilinde mümkün olabildiğince öz kaynakla yapabilme kabiliyetine sahip olmaktır. Yatırım=Tasarruf olduğu bilincini kitaplarda değil artık fiiliyatta da göstermek gerekir.
Üçüncüsü ve en önemlisi de adalet eksenli vergi alabilmektir. Gelir, kazanç ve servet üzerinden alınan dolaylı vergileri, dolaysız vergi olarak tanımlanan iş ve işlemlerden alınan vergilerden (KDV, ÖTV v.s ) daha önemli görerek dolaylı vergileri, gelişmiş ülkelerde ki gibi genel vergi gelirleri içinde ki yerini olabildiğince artırmaktır.
Borcu borçla ödeme kısır döngümüzden, yatay ve dikey eksenli adil vergi reformu bize bir nefes aldırabilir. Böyle bir anlayış hem Türkiye'ye yaraşır büyüklükte bir bütçe aynı zamanda da bütçeye denklik sunar, hem de bütçe içinde ki faiz giderlerini minimize eder. Bu ise, hükümetlere daha çok hizmet ve halka da aş ve iş imkanı sağlar. Ülke gittikçe artan miktarda refah ve huzura kavuşur.
Üstelik vergi almak devlete faiz ödemelerinden hem daha ucuz hem daha kolay. Uzmanların bildirdiğine göre 2018 yılında her 100 TL vergi almak devlete 45 krş'a mal olmaktadır. Her 100 TL borcun faizi ise ortalama 20 TL.
Biz kolay ve ucuz olan vergi yerine, hep zor ve maliyetli olan faizi seçiyoruz. Kaldı ki, artık döviz bulmak da eskisi gibi kolay değil. Bizim de dahil olduğumuz " Kırılgan Ekonomiler" diye tabir edilen ülkeler içinde, diğer ülkelere göre biz 2-3 puan daha fazla faizle ancak döviz bulabilmekteyiz.
2003- 2009 yılları arasında toplanan vergilerimizin ortalama % 41.7'si faize gitmiştir. Yani her 100 TL' nin 41.7 TL' si faize... 2010 -2016 yıllarında ortalama %15.2'lere kadar inen bu oran 2018' den itibaren maalesef tekrar yükselişe geçmiştir.
Faize ödediğimiz 1 Trilyon 72 Milyarın daha iyi anlaşılması için Kahramanmaraş’ımızdan örnekle yazımızı sonlandırırsak;
- Yapımı onlarca yıl alan 5.5 Milyar TL maliyetli Kahramanmaraş -Göksun yolu gibi 195 adet yol.
- Afşin- Elbistan ve kısmen de Göksun çiftçisinin 50 bin dekar arazisininin sulanması için yıllardır dört gözle beklediği, maliyeti 900 Milyon TL' sı olan Adadepe Barajı gibi 1 200 adet baraj daha yapılabilirdik...