Türkiye ve Dünya’da 2017 yılında insan hayatına dair güzel diyebileceğimiz hadiselerden daha çok acı gözyaşı ve savaşlara tanık olduk.
Sözün hülasası; 2017 yılı hiç iyi bir yıl olmadı.
Bizim Burma olarak bildiğimiz ancak daha sonra Myanmar olarak adı değiştirilen ülkede sahipsiz yetim Müslümanların soykırıma uğramasına tanık olduk. Eli kanlı Budist rahipler milyonlarca Müslümana yaptığı zulüm, Dünya’da kör ve sağır bir şekilde yankı bulmaz iken Türk Milleti devletiyle birlikte oraya yardım elini uzattı. Medeni (!) batı dünyası söz konusu Müslüman olduğunda timsah gözyaşı dökmekten öteye bir şey yapmadı. Yapmayacak. Ancak 56 Müslüman ülkesinin yöneticilerinin içine düştüğü zavallı duruma baktığımda, güzel ülkem ve Cumhurbaşkanımızla övünmenin haklı bir gururunu yaşadık.
“Dünya 5’ten büyüktür” sözü ile BM, AB gibi örgütlerin samimi ve dürüst olmadığını dünyaya haykırırken din, ırk gözetmeksizin nerede zora düşmüş insan var ise Türkiye orada yer aldı. Ben kavmiyetçilik yapmadan Ne Mutlu Türküm demekten gurur duyduğumu bütün dünyaya haykırmak istiyorum.
TÜRK MİLLETİ OLARAK “ZORU BAŞARACAĞIZ!”
15 Temmuz hain darbe girişimi Türk Milletine diz çöktürmek için uluslararası bir operasyondu. Vatan hainlerinin ülkemize iade edilmemesinin ardında yatan gerçek ve bu hainleri kollayan ülkeler bellidir.
İdam cezasının olmadığı bu ülkede hainlere kucak açan, güçsüz ve hasta bir Türkiye hayal eden emperyalist, Siyonist anlayış ve ülkeleri biliyoruz.
21. asır Türk İslam asrı olacaktır. Bunun öncülerini hepimiz görüyoruz. Kendi topunu, uçağını, silahını yapan bir Türkiye istenmiyor. Ancak biz bu zorluğun üstesinden gelmek zorundayız.
Ülkemiz üzerinde oyun kuranlar Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden bize saldırıyorlar. Hani bir sarı öküz hikâyesi var. İşte biz bu oyuna düşmeyeceğiz. Çünkü millet olarak uyandık. Ve 15 Temmuz’da oyunu bozduğumuz gibi bundan sonra da ülkemiz üzerinde oynanacak oyunları da bozacağız İnşallah.
2018 YILINA DAHA İYİMSER BAKIYORUM
Meselelere siyasal noktada bakmıyorum. Hatırlanacağı gibi ekonomi tellallığı yapanlar 2017 yılının son çeyreğindeki büyüme rakamları karşısında nasıl şaşırmışlardı.
Uluslararası derecelendirme kuruluşları mecbur kalarak Türkiye’nin durumu ile ilgili iyimser tahminler yapmak zorunda kalmışlar, büyüme rakamlarını yükseltmişlerdi.
2018 yılı Türkiye bütçesi TBMM’de kabul edildi. Bütçe görüşmelerini yakından takip ettim. Popilist anlayış ve seçim ekonomisi uygulanmadı.
Türkiye 2018 yılında da büyüme atağını sürdürecektir. Bize düşen görev ise iyimserliğimizi devam ettirmek ve ülkemiz için çalışmaya gayret göstermemizdir.
İnanıyorum ki, gelecek bizimdir.
Bu duygular içinde 2018 yılının bütün insanlık alemine barış ve huzur getirmesini Yüce Mevla’dan niyaz ederim